‘Asaletten yoksun manipülatif bir icat’ da benden

NEDEN ses çıkmadığını merak ediyorum. Enerji konusunu yıllardan beri izleyen bir gazeteciyim. Ekonomik değeri bu kadar büyük bir adım atılacak ve hiç ses çıkmayacak.

Haberin Devamı

Mümkün müydü?

Sadece birkaç şirket bakanlığı arayarak bilgi almak istemiş.

Rusya ile “Türkiye’de nükleer santral tesisi konusunda İşbirliği Ortak Beyannamesi” imzalanıyor ve ses çıkmıyor.

Üstelik, Anayasa Mahkemesi’nin, Nükleer Güç Santrallerinin kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun hakkındaki iptal kararı dururken, Danıştay’ın Nükleer Santrallerin kurulması ve İşletilmesi Hakkındaki Yönetmelik ve Yürütmeyi Durdurma kararı oradayken imzalanıyor anlaşma.

Yani, mahkeme kararları bypass ediliyor.

Kimse bunun sıkıntısını da duymuyor.

Başbakan ve Enerji bakanları göğüslerini gere gere, anlaşma için gerekli alt yapı çalışmalarına hemen başlanacağını, ihalesiz nükleer santral için uygun hukuki kılıfın hazırlanacağını söylüyorlar.

Haberin Devamı

Mavi Akım projesinin her adımını yakından izleyip, her adımını mercek altına alan bu toplum şimdi sus pus.

Koskoca şirketlerin, kendilerini gizleyerek neler olup bittiğini öğrenmek için kıvrandıklarını tahmin ediyorum. Çünkü bu projeye ABD, Güney Kore, Kanada, Japonya menşeli şirketler ve onların Türkiye’deki ortaklarının da talip olduğu bilinen bir gerçek.

Belki Rusya en iyisidir ama buna nasıl karar veriliyor? Kim veriyor? Bu soruları sormanın, yanıtlarını bilmek istemenin demokrasi ile hiç mi ilgisi yok?

Ama satır aralarında bir iki mırıltı ve dün Metin Münir dışında sorgulayan kimse çıkmamış gazetelerde. 

Neden bu meraksızlık?

* * *

TARTIŞMA çıktığı zaman Türkiye’de değildim. AKP’nin demokrasiden uzaklaştığını söyledi diye Nuray Mert’e yönelik eleştiriler kampanya halini almış. Bu bile bu ülkede ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğunu apaçık göstermeye yetiyor.

Bazı gazeteci arkadaşlarımın ürettiği, “dün AKP hükümetini irtica ile karalamaya kalkanlar bugün sivil vesayet, totalitarizm gibi bahanelerle aynı işi yapıyorlar. Onlar Ergenekon uzantıları” formülü çok tutmuş anlaşılan. Herkes aynı lafları tekrarlıyor.

İki seçeneğiniz var ya AKP’li olmak ya da askeri darbeci.

Haberin Devamı

İtirazı olan ne yapacak?

İhalesiz siparişlere itiraz edilemiyorsa, soru sormak imkansızlaştıysa, Nuray Mert iktidar ve iktidar çevresinin hoşuna gitmeyen şeyler söyledi diye onu “Namert” ilan edecek kadar ileri gidebilen bir anlayış güçlenecek ortam bulabiliyorsa, yine de susup oturalım mı? Bunları konuşmayacak mıyız?   

* * *    

TÜRKİYE’nin tabuları ile yüzleşmesine itirazım yok. Darbeciliğin mahkûm edilmesine de. Çetelerin temizlenmesini hep istedim.

Ama bu bahane ile fikirlerin baskı altına alınmasına ve farklı seslerin susturulmasına itirazım var.

Türkiye’de- düşüncelerini hiç paylaşmadığım- ulusalcı kesim susturuldu.

Aynı baskı Kürtler üzerinde de bütün hızıyla sürüyor. Hükümet daha fazla demokrasi için anayasa değişikliğini gündeme getirdiği gün, milletvekilliği düşürülen Aysel Tuğluk’un evine polis baskın yapıyor. Kürt açılımı deniyor ama Kürtlerin en güçlü temsilcileri hapislere atılıyor.

Haberin Devamı

Ulusalcıları sustur, Kürtleri sustur, İşçileri sustur, patronları sustur. “Ne oluyoruz?” diyene “karşı cephenin adamı” damgasını vur.Sorgulamayalım mı? Hayır sorgulamayın.   

İçişleri Bakanı Atalay bakın ne demiş: ”Bunların hepsi önceden çalışılmış, sahteliği hemen fark edilen, düşünce ve analiz asaletinden yoksun manipülatif sosyal mühendislik icatlarıdır.”

Hayır sorgulamayın, asaletten yoksun manipülatif bir icatta bulunmayın!

 

Yazarın Tüm Yazıları