Güven Özalp
Güven Özalp
Güven Özalp

AP trajedisi ve sonrası

Avrupa Parlamentosu'nun "Ermeni soykırımı" konusunda aldığı karar ve sonrasında Türkiye'den verilen tepkiler bu kurum ile Ankara arasındaki ilişkiler konusunda somut eylem gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu.

Haberin Devamı

Ermenistan’ın ve Ermeni diasporasının tezlerini temel alarak hazırlanan kararın gerek hukuksal gerekse siyasi açıdan sağlam temellere oturmadığı ve bazı parlamenterlerin söylemlerinin aksine iyi niyetli olmadığı kesin.

Ezici çoğunlukla kabul edilen kararın bu şekilde çıkmasının ve Türkiye açısından “baştan kayıp” olan sürecin bu şekilde sonuçlanmasının başlıca nedenlerini ise

-1915 olaylarına Avrupa’nın büyük bölümünün bakışını değiştirmenin neredeyse imkansız olması,

-Türkiye’nin yıllardır statik şekilde savunduğu tezlerini kabul ettirmesi açısından manevra alanının son derece kısıtlı olması,

-Bu kararı “sulandırmaya” yönelik girişimlerin inkarla eşdeğer sayılacağı algısının oluşması ve

-Türkiye konusunda AP'deki olumsuzluğun tavan yapmış olması olarak sıralamak mümkün.

Haberin Devamı

Bu unsurlara Türkiye’nin izlediği yöntemlerin demodeliği de eklenince mevcut sonuç kaçınılmaz oldu. AP gibi lobicilerin cirit attığı kurumlarda 1915 olayları gibi hassas konularda kazanım elde etmek ya da en azından büyük hasar görmemek için son dakikada üç-dört kişilik parlamenter heyeti göndermek gibi anlık önlemler görüldüğü üzere sonuç doğurmuyor.

Sonuç doğurmayan bir başka unsuru da Türkiye’nin tepkileri oluşturuyor. Türkiye beklendiği gibi AP’nin kararını “yok hükmünde” saydı. Derinlemesine araştırma yapmaya gerek yok. Şöyle bir dönüp bakıldığında bile Ankara’nın son bir yılda bu söylemi kaç kez kullandığını ve yarattığı daha doğrusu yaratamadığı etkiyi görmek mümkün. Alınan kararları geri göndermek gibi komik yöntemlerin de Türkiye gibi köklü diplomasi geçmişine sahip bir ülkenin kalıbına uygun olmadığını ve AB içinde alay konusu olma dışında etki yaratmadığını da görmek gerekiyor.

Türkiye’yi savunabilecek ya da konuşmaları etkili ve dengeleyici olabilecek ağır topların oturumda olmaması da üzerinde durulması gereken başka bir noktayı oluşturuyor. Oturumda ne AP Başkanı Martin Schulz, ne AP’deki siyasi grupların liderleri, ne gölge raportörler, ne Türkiye raportörü Kati Piri ne de sorumluluk alanına hem Ermenistan’ın hem de Türkiye’nin girdiği AB Komisyonu’nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn vardı.

Haberin Devamı

İktidar partisi AKP’nin özellikle analiz etmesi gereken unsuru ise oturumda en sert yorumların geldiği ve en sert taslak belgeyi hazırlayan grubun Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular (ECR) olması oluşturuyor. ECR, AKP’nin tam üye olduğu Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular İttifakı’nın (AECR) AP’deki kanadı…

Son gelişmeler ışığında AP ile AB’nin diğer kurumları arasındaki ayrımı iyi yapmak da büyük önem taşıyor. Bununla birlikte eğer “üye olmaya çalıştığınız” bir kurumun önemli bir organını haklı gerekçelerle bile olsa kaale almayacaksanız ve attığı her adımda esip gürleyecekseniz söz aşamasından eylem aşamasına geçme zamanı gelmiş demektir. Hiçbir şey yapamıyorsanız somut tepki vermek için saatlerce konuşmak yerine oluşturulma nedeni AP ile Türkiye arasındaki diyaloğu pekiştirmek olan ancak son bir-iki yıldır bu rolünün yerinde yeller esen ve açıkçası ilişkilere yarardan çok zarar vermeye başlayan Karma Parlamento Komisyonu’nun (KPK) faaliyetlerini tek taraflı askıya alarak işe başlayabilirsiniz. Bundan Türkiye’nin kaybedeceği fazla bir şey olmayacağı gibi verilen mesaj da bir kulaktan girip diğerinden çıkacağına adresine ulaşır ve eğer karşı taraf ilişkilere gerçekten değer veriyorsa bu adım sonraki aşamalarda frenleyici etki yaratabilir. İlişkilere değer veren yoksa zaten yapacak fazla bir şey de yok.

Haberin Devamı

Özellikle son iki yıldır yaşananlara bakıldığında Türkiye-AB ilişkilerinde sonuç odaklı yeni bir başlangıca ihtiyaç duyulduğu kimsenin inkar edemeyeceği kadar net şekilde görülüyor. Eğer her iki taraf için de ilişkiler mevcut politikalar ve mantalite ekseninde yürüyecekse olası bir format değişikliği de üzerinde durulması gereken opsiyonlar arasında yer almalı.