Paylaş
Bunun ne demek olduğunu şöyle anlatabilirim ancak: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü, verdiği ilk mezunlarının bile, orada hâlihazırda okumakta olan öğrencileri tanıdığı bir yerdir. Tanıdığı, görüştüğü, birbirlerine bağlı oldukları bir yer. Öğrencisi, hocası, mezunuyla birlikte büyük bir aile. Haldun Boysan’ın önce kendi ailesinin, sonra DTCF Tiyatro Bölümü ailesinin başı sağ olsun.
Haldun Boysan’ı anlatmaya nereden başlamalı gerçekten bilemiyorum. 1958 doğumludur. TED Ankara Koleji’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’ne girmiştir. Sabahtan beri taziye için bölümden kiminle konuşsam Boysan’la ilgili iki temel şeyden söz ediyorlar.
Bunlardan ilki iyi insan oluşu. Sınıf arkadaşları, dönem arkadaşları, birlikte sahneye çıktıkları rol arkadaşları dönüp dolaşıp “Çok iyi insandı” diyorlar. Böyle anılmak ne şahane bir şey. Arkandan “Çok iyi bir insandı” denilmesi. Geride kalmış bir hayatın kutlanması gibi.
Diğer meseleyse Beşiktaş. Tüm üniversite arkadaşları sözü döndürüp dolaştırıp Beşiktaşlı Haldun Boysan’a getiriyorlar. Ondan böyle söz ediyorlar: “Beşiktaşlı Haldun.” Çünkü Haldun Boysan, bölüm yıllarında kimi zaman, derslerden, sınavlardan ve görevli olduğu oyunlardan bile önde tutarmış Beşiktaş’ı. Bölümün büyük hocalarının; Sevda Şener’in, Metin And’ın, Sevinç Sokullu’nun, Turgut Özakman’ın fırtına gibi estiği yıllarda. Derslere bir saniye geç girilmediği, derya deniz hocalarının tek bir cümlesinin kıymetinin bilindiği, DTCF Tiyatro Bölümü ekolünün yaratıldığı yıllarda.
Haldun Boysan bu yıllarda, sınavların, bölüm oyunlarının ya da provaların Beşiktaş maçlarına denk geldiği zamanlarda büyük sıkıntı yaşarmış. İki aşk arasında sıkışıp kalmak gibi. Dönem arkadaşları Haldun Boysan’ın sahne altında “O saatte Beşiktaş’ın maçı var kardeşim! Beşiktaş’ın maçı var!” diye gürlediğini anlatıyorlar. Bunu yaparken asla kabalaşmadığını, kimseleri kırmadığını, hocalarını üzmediğini. Fakat Beşiktaş aşkının her zaman galip geldiğini. Sahnedeki, sinemadaki, seslendirmedeki tüm başarılarından ötede bir yerdeymiş onun için Beşiktaşlılık. Beşiktaşlıların başı sağ olsun.
İyi bir insanı, iyi bir Beşiktaşlıyı, iyi bir oyuncuyu kaybettik. Hepimizin başı sağ olsun.
Paylaş