Haftada 18 bin siber saldırı

İnternet ve dijital alanlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Artık Türkiye’deki hemen hemen herkes evlerindeki bilgisayar veya ellerindeki akıllı telefonlarla internete erişiyor. İnternet kullanıcıları ise artık kredi kartlarıyla e-ticaret sitelerinden alışveriş yapıyor, tüm bilgilerini internet üzerindeki bulut servislerinde saklıyor. Devlet kurumları ve şirketler internet üzerinden kullanıcılarına hizmet veriyor. Kısaca artık elimiz ayağımız internet oldu. Ancak bu durum beraberinde tehlikeli durumları da getiriyor. Bu tehlike de siber saldırılar. İnternet devlerine, devletlerin bakanlıklarına veya son kullanıcılara yönelik yapılan saldırı gibi birçok farklı tehlikeyi sayabilmek mümkün.

KÖLE OLARAK ÇALIŞIYOR
Bu işin en önemli sorumlusu ise önem gösterilmeyen güvenlik önlemleri ve bilinçsiz kullanım. Kurum ve şirketler birçoğu bilgisayarlarına şifre bile koymazken, kopya ve güncellenmeyen yazılımlar güvenlik kalkanı tamamen kaldırılıyor. Son kullanıcılar ise tedbir almayarak saldırıların bir parçası oluyor. Bilgisayar korsanları artık kendileri siber saldırı düzenlemiyor. Bilinçsiz ve gerekli önlemleri almayan kullanıcıların bilgisayarları, korsanların yükledikleri kötü amaçlı yazılımlarla köle haline getiriliyor. Korsanların tek bir talimatıyla bilgisayar harekete geçiyor. Hatta siber saldırılarda sadece bilgisayarlar kullanılmıyor. Evlerdeki veya işyerlerindeki internete bağlanan kamera ve buzdolabı gibi tüm cihazlar saldırıların bir parçası oluyor. Başka bir deyişle saldırıların etkileri her geçen gün büyüyor.

HAFTADA 18 BİN SALDIRI
Türkiye, siber saldırılar konusunda önemli hedeflerden biri. Haftada ortalama 18 bin siber saldırıya maruz kalan Türkiye’ye sadece 2016 yılında yaklaşık 250 bin siber saldırı gerçekleştirildi. 2017’nin ilk 6 ayında ise bu rakam hızla arttı. Türkiye’ye yönelik yapılan saldırılar içinden en fazla payı üretim tesisleri alıyor. Yüzde 32 ile bilgisayar korsanlarının ilk hedefi olan üretim tesislerini devlet kurumları yüzde 20 ile izliyor. Kişisel cihazlar yüzde 7, eğitim kurumları yüzde 6, dernekler yüzde 6 ve askeri kurumlar ise yüzde 4.8 pay alıyor. Tehditlerin bu kadar yüksek olduğu bir ülkede en önemli sorun ise güvenlik. Microsoft Türkiye’nin verilerine göre Türkiye’deki kötü amaçlı yazılım bulaşma oranı yüzde 42 geçmiş durumda. Bir önceki çeyrekte bu rakam yüzde 21 iken 2015 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreklerinde ikiye katlanmış durumda. Bu da dünya ortalamasından yaklaşık 2.5 kat daha yüksek. 2015’in son altı ayında Türkiye’de yapılan saldırıların yüzde 19.9’unu Trojan atakları oluşturdu. İkinci sırada ise saldırılar içinde zararlı ‘solucanlar’ yer alıyor.

TÜRKİYE DÖRDÜNCÜ SIRADA
Korsan yazılımların artarak çoğalması siber güvenlik açısından önemli olan konuların başında geliyor. Türkiye’de lisanssız yazılımla çalışan ve zararlı yazılım ataklarına maruz kalan bilgisayarlar en önemli nokta. Kopyalanmış yazılım kullanan bilgisayarların yüzde 64’ünde güvenlik problemleri yaşanıyor ve Türkiye dünyada dördüncü durumda. Kopya yazılımların yüzde 78’i hackerların bilgisayarın kamerasını devreye almasına izin veren, kullanıcının masaüstünü takip etmesini sağlayan casus yazılımlar içeriyor. Yüzde 36’sı ise trojan ve reklam destekli bilgisayar yazılımlarını içeriyor.

GLOBAL EKONOMİYE 3 TRİLYON DOLAR ZARAR
SİBER saldırılar ekonomi üzerinden oldukça etkili durumda. Yapılan hesaplamalara göre siber saldırılar global ekonomiye her yıl 3 trilyon dolar zarar veriyor. Dolayısıyla böylesine büyük bir ekonomi, siber saldırılar yapan bilgisayar korsanlığını bir hobi olmaktan çıkarıyor ve meslek haline getiriyor. Ayrıca şirketlere yapılan her bir saldırının maliyeti yaklaşık 3 milyon dolara kadar çıkıyor. Yapılan saldırılar sadece ABD ekonomine yılda 250 milyar dolar zarar verirken 750 bin işin kaybetmesine sebep oluyor. Bu da siber saldırıların boyutunu oldukça iyi bir şekilde ortaya koyuyor.