Güncelleme Tarihi:
Erken yetenekleri ortaya çıkarmayı misyon edinen uluslararası öğrenme ve gelişim ağı Development Beyond Learning (DBL) ve Thred Media tarafından yakın zamanda yapılan bir anket, Z Kuşağı katılımcılarının yüzde 93’ünün dört günlük bir çalışma haftasının işleri daha çekici hale getireceğine inandığını ortaya koymuş.
HR News’un haberine göre DBL CEO’su Pete Humphreys şöyle diyor: “Z kuşağının 2025’e kadar küresel işgücünün yüzde 30’unu oluşturması bekleniyor, bu nedenle onların bakış açıları önemli. Araştırmamız, geleneksel çalışma haftasını yeniden tasarlayarak yenilik yapmak ve erken yetenekleri çekmek isteyen işverenler için bir başlangıç noktası.”
Anket, Z kuşağının iş-yaşam dengesine verdiği önceliği vurguluyor ve katılımcıların yüzde 90’ının dört günlük bir çalışma haftasının ruh sağlıklarını iyileştireceğine inandığını ortaya koyuyor. Ekstra günü nasıl kullanacakları sorulduğunda, yüzde 31’i dinlenmeyi ve kişisel bakımı, yüzde 27’si hobileri ve kişisel tutkularını, yüzde 22’si zamanlarını arkadaşlarıyla/aileleriyle geçirmeyi ve geri kalanı da yeni bir beceri öğrenmeyi veya gönüllü olmayı tercih etti.
Özetle, İK dünyası işi gücü bıraktı, Z kuşağını iş hayatına dahil etmek için formüller geliştirmeye çalışıyor. “1 günün lafı mı olur kaydırırız cuma ya da pazartesiyi hafta sonuna olur biter” diyeceğiz demesine ama işin bir de işveren cephesi var. Yeni mesai düzenlemeleri, vardiyalar vs yeni yükler demek. Üretim kayıpları, ekonomik denge düşünüldüğünde iş iyice karmaşık hale geliyor. Bir taraftan yapay zekâyı işe almayı konuşurken bir taraftan Z kuşağının taleplerini karşılamaya çalışmak tatlı bir rekabetin ayak sesleri gibi...
Ne diyelim... İyi olan kazansın...
Z KUŞAĞININ ‘HAFTALIK’ ANKETİ
Yüzde 71’i dört günlük çalışma haftasının işleri önemli ölçüde daha çekici hale getireceğine inanırken, yüzde 22’si ise bunun iş cazibesini artıran bir faktör olduğunu düşünüyor.
Yüzde 55’i daha az gün çalışarak daha üretken olacaklarını düşünüyor.
Yüzde 56’sı çalışma saatlerinin kısalması karşılığında küçük bir ücret kesintisine razı oluyor.
Yüzde 51’i maaş kesintisi olmadan daha kısa çalışma saatlerini tercih ediyor.
Yüzde 34’ü sıkıştırılmış bir çalışma programını (dört güne yayılmış daha uzun günlük vardiyalar) tercih ediyor.
Yüzde 15’i ise kararsız kaldı veya hiçbir seçeneği cazip bulmadı.
Maaş kesintileri ve mali istikrar kritik hususlar olarak değerlendirilirken, katılımcıların yüzde 82’si mevcut maaş seviyelerinin korunması gerektiğini vurguladı.
Azaltılmış programların potansiyel dezavantajları olarak ekip çalışması ve mikro yönetim riskleri kaydedildi.
Tüm bu zorluklara rağmen, katılımcıların büyük çoğunluğu dört günlük çalışma haftasının tükenmişliği azaltarak, motivasyonu artırarak ve daha fazla kişisel zaman sağlayarak iş-yaşam dengelerini iyileştireceğine inanarak olumlu bir görüşe sahip.