Çalışanların aileleriyle tanışıyorum
23 yaşındaki Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencisi Burçin Karakurum, KafePi Beşiktaş Bistro’da Senior İşletmeci olarak çalışıyor. 2007 yılının Ocak ayında garson olarak çalışmaya başlayan Karakurum, o zamanlar hazırlık öğrencisiymiş. Taksim’deki KafePi’nin sürekli müşterilerindenmiş. Beşiktaş şubesi de yeni açılmış. Okulla birlikte çalışabileceğini düşünen Karakurum, KafePi ortamını da sevdiği için burada çalışmaya başlamış. Önce garsonluk yapmış, ardından barmenlik ve sonrasında da şef olmuş. İşe başladığı ilk zamanlarda aklında bir kariyer planı yokmuş. Okuldan mezun olur, yüksek lisans yaparım diye düşünürken işletmeci olmuş.
“Aileler çocuklarının barda çalıştığını duyunca çok da mutlu olmuyor” diyen Karakurum, işletmeciliğini yaptığı Beşiktaş’taki şubede bütün çalışanlarının aileleriyle tanıştığını söylüyor: “Buraya yemek yemeye gelen aileler oluyor. Tanışıyoruz, konuşuyoruz, çocuklarının nasıl bir yerde kimlerle çalıştıklarını görünce rahatlıyorlar.”
Küçük Beyoğlu şubesinin işletmecisi olan 31 yaşındaki İlhan Yalçın Şimşek KafePi açıldığından beri burada çalışıyor. Başta teknik konularla ilgilenmiş. 2006 yılında da işletmeciliğe geçmiş. KafePi’de şubeler arasında sürekli bir sirkülasyon olduğu için farklı şubelerde çalışmış. Beşiktaş, Taksim ve Küçük Beyoğlu’nda işletmecilik yapan Şimşek, gelen müşterilerin çoğunlukla öğrenci olduğunu, çalışanların da onlarla aynı frekansta olduğu için başarıya ulaştıklarını söylüyor: “ Gelen müşteriler de kendileri gibi giyinen, kendileri gibi müzik dinleyen insanlarla olmak istiyorlar. Bizde de gerek kafe kısmında çalışanlar gerekse merkez ofistekiler tam da böyle kişiler. Hedef kitle öğrenci ama bu mekana göre de değişiyor. Öğrencilik hayatında KafePi’ye gelen, iş hayatına atılınca da gelmeye devam edenler var. Beşiktaş şubesine civardaki üniversitelerden gelen öğrenciler öğrencileri dışında şirket çalışanları da geliyor. Özellikle Taksim, Küçük Beyoğlu neredeyse tamamen öğrencilere hitap ediyor.”
29 yaşındaki Ahmet Şahin KafePi Group Basın-Sponsorluk ve Organizasyon Direktörü olarak görev yapıyor. 2007 yılında müşteri olarak gittiği mekanda daha sonra garson olarak çalışmaya başlamış. Amacı interrail için para biriktirmekmiş. 1,5 ay çalıştıktan sonra ihtiyacı olan parayı toplamış ve barmen olarak işten ayrılmış. 1 ay sonra geri dönmüş ve tekrar çalışmak istemiş. Barmen olarak başlamış işe. Ardından şeflik gelmiş. Bir süre Küçük Beyoğlu’nda şeflik ve işletmecilik yapmış. Bronx Pi açıldığında orada organizasyonlar yapmaya başlamış. Bu süreçte de Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletme Bölümü’nden mezun olmuş. Para biriktirmek için işe girdiğinde kariyerinde bu şekilde ilerleyeceğini hiç tahmin etmeyen Şahin, başta ablasının kendisine çok kızdığını, bir Boğaziçi mezununun barlarda çalışması konusuna hiç sıcak yaklaşmadığını söylüyor. Şimdi ise durum tam tersiymiş.
Çalışmak için okula başarılı olmalıyım
2009 yılında ara eleman olarak işe başlayan 25 yaşındaki Aykut Aydın 7 ay garsonluk yapmış. Küçük Beyoğlu ve Suadiye şubelerinde şeflik yapan Aydın Taksim şubesine işletmeci olmuş. 1,5 ay juniorluk döneminden sonra Suadiye şubesine dönmüş. Ardından da senior olarak yine Suadiye şubesinde çalışmaya devam etmiş. Marmara Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nde 2. sınıf öğrencisi olan Aydın da hem okumak hem de çalışmak istediği için işe girmiş. Zaten müşteri olarak gittiği ve bildiği bir yermiş. Başlarda işin okulla çakışmamasına dikkat ederken sonra iş öne geçmiş ve ağır basmış. “Ailem haftada 5 değil de 1-2 gün çalışmamı isterdi ama çalışmayı çok sevdim ve kabul etmedim” diyen Aydın kendisine verilen sorumlulukları yerine getirdiğini ve karşılığını da aldığını söylüyor.
İnsan Kaynakları ekibinden 22 yaşındaki Çağla Özeren de 1,5 sene önce ara eleman olarak Beşiktaş şubede çalışmaya başlamış. Garsonluktan sonra organizasyon ekibine geçmiş. Çeşme şubesinde çalışmış. Tekrar İstanbul’a dönmüş ve insan kaynakları ekibine girmiş. O da diğerleri gibi önceleri müşteriymiş. İşe başladığında ailesiyle gelgitleri olmuş. Bilgi Üniversitesi’nde çift anadal yapan Özeren yaptığı işin okulunu düzenlemesinde katkı sağladığını söylüyor: “Burada çalışmaya devam etmek için okulda başarılı olmalıyım. Gündüzleri okula gittiğim için en geç işbaşı yapan ekipte yer alıyordum. Burada çalışıp sabah 8’deki dersin projesini yetiştiriyordum ve akşamına tekrar Pi’ye geliyordum. Okuluma çok önem verirken burayı da hiç bırakamadım.”