Esnek iş çocuğa yatırım

1dk okuma

Özyeğin Üniversitesi’nden Dr. Mehmet Ali Soytaş’ın ekonomist George-Levi Gayle ve Limor Golan ile yürüttüğü “Kazançlarda nesiller arası korelasyonun kaynağı nedir?” araştırmasına göre, işte esneklik yoksa düşük gelirli ailelerin çocukları da düşük gelirli kalabiliyor. Dr. Mehmet Ali Soytaş ile araştırmanın çıktılarını konuştuk.

Haberin Devamı

Özyeğin Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Ali Soytaş, ABD’den St. Luois FED ve St. Louis’deki Washington Üniversitesi’nden ekonomistler George-Levi Gayle ve Limor Golan ile birlikte “Kazançlarda nesiller arası korelasyonun kaynağı nedir?” başlıklı bir araştırma yürüttü. Araştırmada ebeveynler ve çocuklarının gelirlerinin benzeşmesinde en çok rol oynayan faktörler araştırıldı. Araştırma sonuçları gösteriyor ki, çocuklarımızın gelecekte bizden daha fazla gelire sahip olmaları için yalnızca çok çalışmak veya çok kazanmak yetmiyor, aynı zamanda işimizin ne kadar esnek olduğu da çocuğumuzun gelecekteki gelirini etkiliyor. İşte esneklik yoksa düşük gelirli ailelerin çocukları da düşük gelirli kalabiliyor. Dr. Mehmet Ali Soytaş ile araştırmanın çıktılarını konuştuk.

Nesiller arasında nasıl bir gelir ilişkisi oluyor?
Bireylerin sosyoekonomik durumu genellikle ebeveynlerininkini yansıtır. Bunu nesiller arası hareketlilik olarak adlandırırız ve bu kavram gelir eşitsizliğinin nesiller arası aktarımı konusunda bize fikir verir.

Sizin yürüttüğünüz çalışmaya göre nesillerarası arası gelir benzerliğinin (korelasyonun) en önemli sebepleri neler?
Araştırma bulguları ekonomik hareketlilikle ilgili çeşitli faktörleri analiz ederek, işteki esnekliğin eksikliğinin düşük gelirli ailelerin çocuklarının da düşük gelirli kalmasının en büyük belirleyicilerinden biri olduğunu tespit etti. Dolayısıyla bireysel tercih ve kararlar ışığında modern iş gücü piyasasının yapısı aslında nesiller arası gelir eşitsizliği ile doğrudan ilgili olabilir.

İşverenlerin (ve çalışanların) iş ve beşeri sermaye hakkındaki öngörü ve kabulleri, hanehalklarının toplam iş ve evde harcayacakları zamanlarını nasıl dağıttıkları kararları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Ve bu kararlar gelecek neslin kazançlarını şekillendirmede büyük rol oynar. İş gücünden ayrı önemli miktarda bir süre geçtikten sonra, imkansız olmasa bile, bir çalışanın bıraktığı yerden geri dönmesi güç olabilir. Bunu aslında beşeri sermayesinin de bir değer kaybı var olarak düşünebiliriz. Dolayısıyla ebeveynlerin iş gücü piyasasından kopmadan ama gerektiğinde ailenin çocuklarla ilgili zamanını ayarlamada esnekliklere izin veren bir iş gücü piyasası ve ona bağlı işler, nesiller arası hareketlilikteki değişiklikleri etkilemek için en iyi yollardan biri olabilir.

Ebeveynlerin seçimleri çocukların gelecekteki kazançlarını nasıl etkiler?
Büyük ölçüde yatırım yoluyla, bundan kasıt hem zaman hem de parasal yatırımla. Ebeveynler, çocuklara bakmaya ne kadar zaman ayıracakları ve bunu ailede nasıl bir iş bölümü ile yapacakları konusunda seçim yapmak zorundadırlar. Bu kararlar çocukların nasıl büyüdüğünü ve gelecekte eğitim, aile ve iş-yaşam dengesi ile ilgili kendi tercihlerini etkileyebilir.

Bugün biliyoruz ki çocuğa yapılan beşeri sermaye yatırımlarının hem ebeveyn ile geçirilen kaliteli eğitsel zaman hem de bunun dışında kalan eğitici başka aktiviteler boyutu var. Bunlardan ikincisi parasal yatırımlar olarak adlandırdığımız piyasadan tedarik edilme olanağı olan yatırımlardır. Yüksek gelirli ailelerin, düşük gelirlilere göre bu yatırımı daha çok kullanma olasılığı vardır. Diğer taraftan ilk yatırım türü olan ebeveyn ile geçirilen zaman ise piyasadan ikame edilmesi zor olan bir türdür. Ebeveynin fiziksel olarak yapması gereken dolayısıyla başka bir zamandan (örneğin iş gücü zamanından) feragat ederek ancak sağlanabilecek bir yatırım türüdür.
Dolayısıyla ebeveynlerin geliri, özellikle aile içi zaman dağıtımı ve iş bölümü konusunda daha esnek olmalarını ve en iyi şekilde yatırım yapma olanağına sahip olmalarını kolaylaştırıyor.

ANNE-BABA ZAMANI ÖNEMLİ
Çocuklara nasıl yatırım yapılmalı? Kurslara göndermek, iyi bir eğitim sağlamak yeterli mi?
Çeşitli çalışmalarında, erken yaşlarda düzeltici önlem alındığında, farklı sosyoekonomik geçmişlerden gelen çocuklarda yetenek farklılıklarının azaltılabileceği iyi bilinmektedir. Bunun bir örneği dezavantajlı çocuklara erken yaşlarda yatırım yapan ABD’nin Perry Okul Öncesi Programıdır. Bunun bir benzeri okul öncesi eğitici eğitim ve anne eğitimi üzerinden yürütülen Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı ve arkadaşlarının çalışmalardır.

Beşeri sermaye üzerine yapılan güncel araştırmalar, çocukluktan başlayarak sürekli bir yatırımla çocukların hayattaki başarılarını arttırmanın daha iyi bir yolunu anlatmaktadır. Tabii ki, burada ailenin yatırımının içeriği ne olmalı önemli bir soru olmaktadır. Kitap, bilişsel oyuncak alma, çocuğu satranç kursuna gönderme mi? Bununla birlikte çocuklarla geçirilen anne-baba zamanı mı? Bunların hepsini içeren bir yatırımın gerekliliği ortaya çıkıyor. Parasal yatırımlar kadar ailenin çocukla, onun zihinsel gelişimine katkıda bulunacak kaliteli zaman geçirmesi de bir o kadar önemlidir. Nesiller arası gelir eşitsizliği bu yatırımlardaki farklılıklar üzerinden işlemektedir, dolayısıyla bunu azaltacak önlemler de bu yatırım farklılıklarını azaltmaktan geçmektedir.

Çocuklara yapılan yatırım onların gelecekteki meslek hayatlarını nasıl etkiliyor?
Bizim çalışmamızda, çocuklara yapılan yatırım onların gelecekteki alacakları eğitim seviyesini belirliyor. Örneğin lise mezunu bir anne ve babadan oluşan bir aile çocuklarına yaptıkları yatırım ile onun üniversite mezunu olma şansını yükseltebiliyorlar. Hayata üniversite mezunu olarak başlamak da çocuğun gelirini, evlendiği durumda eşini ve onun eğitim durumunu, çocuğu olduğu durumda ona yapacağı yatırımın seviye ve miktarını, dolayısıyla bir çok seçimi etkiliyor. Bu da nesiller arası bir etkiyle devam ediyor.

Araştırma nasıl yapıldı?
Araştırmada ABD’de 1968’den beri aileleri, çocuklarını, torunlarını, onların çocuklarını vb. nesiller boyunca takip eden özel bir veri seti kullanıldı. Gelir Dinamikleri Panel Çalışması (Panel Study of Income Dynamics ya da kısaca PSID) adlı verinin ve Michigan Üniversitesi tarafından 1968’den itibaren toplamakta olan bu veri seti 1968 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde 5.000 ailede yaşayan 18.000’den fazla kişinin ulusal temsili bir örneği ile başladı. İstihdam, gelir, servet, harcamalar, sağlık, evlilik, çocuk sahibi olma, çocuk gelişimi, eğitim ve çok sayıda başka konuları kapsayan veriler de dahil olmak üzere başlangıçtaki bireyler ve onların çocukları, torunları ve takip eden nesilleri hakkında sürekli bilgi toplandı.

Haberle ilgili daha fazlası: