Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui, 1 Ocak 2019 itibariyle Allianz Grubu İnsan Kaynakları Başkanı olarak görev yapacak. 2016 başından bu yana Allianz Türkiye CEO’su olarak görev yapan Aylin Somersan Coqui, yeni görevinde 70 ülkedeki 140 bin çalışandan sorumlu olacak. Yeni görevine Münih’te devam edecek olan Somersan Coqui, Türkiye’de başlattığı çevik dönüşümü globale de yayacak.
Haberin Devamı
Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui, 2013’ün başında Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı (CFO) olarak Allianz Türkiye’ye katıldı. O sırada Yapı Kredi Sigorta ve Yapı Kredi Emekliliğin satın alımı ve birleşme sürecine liderlik etti. 2016 başında da Allianz Türkiye CEO’su olarak atandı.
Ekonomik dalgalanlanmalar, sektörde yaşanan regülasyon değişiklikleri sebebiyle hareketli bir dönemde CEO’luk koltuğuna oturan Somersan Coqui, şirket içinde pek çok dönüşümü gerçekleştirdi, inovasyon merkezini kurdu, dijital dönüşümü hızlandırdı ve 2 yıl önce de çevik dönüşüm yolculuğunu başlattı. 1 Ocak 2019 itibariyle Allianz Grubu İnsan Kaynakları Başkanı olarak görev yapacak olan Coqui ile çevik dönüşümü konuştuk.
Nasıl başlattınız çevik yönetimi? Bu çalışma modelini uygulamamız ana sigortacılık sistemimizdeki dönüşümü sağlayan Allianz Business System (ABS) projesiyle başladı. ABS projemizde verim alınca bu metodu diğer projelerimize de taşıdık. Çevik metodolojide farklı birimlerden ve IT birimlerinden çalışanlar bir araya geliyorlar, her takımın ayrı bir misyonu oluyor. Ekipler iki haftalık bir planlama yapıyorlar ve iki haftalık planda ulaşmak istedikleri noktayı belirliyorlar. Bunun için kendilerine gereken iş yükü ve harcamaları, gereken zamanı da planlıyorlar ve her gün o süreç içerisinde nerede olduklarını belirliyorlar ve inanılmaz bir şeffaflık oluşuyor. Herkes herkesin ne yaptığından, neye ihtiyacı olduğundan haberdar. Hiçbir hiyerarşi yok. Herkesin sözü bir, bu da inanılmaz bir kendini sorumlu hissetme ve karar yetkisini kendinde hissetmeyi sağlıyor ve bence bu en büyük faydalarından biri.
23 ÇEVİK PROJE Kaç proje bu şekilde çevik yöntemle yönetiliyor? Şu anda proje portföyümüzün yüzde 30’u tamamen çevik yöntemle yönetiliyor. Biz buna çevik yöntemle proje yapmak diyoruz. Çevik yapılanmayı 23 büyük projemizde deneyimledik. Bu projeleri hayata geçiren yaklaşık 200 arkadaşımız çevik metotla çalışmaya başladı. Fakat 2017’nin kasım ayında nasıl daha çevik bir organizasyon olabiliriz diye sorgulamaya başladık. Ben, çevikleşmek için 3 hedef verdim, biri çok daha işbirlikçi ve şeffaf olmak. İkincisi sektörün dinamiklerine çok daha hızlı tepki vermek, üçüncüsü de en iyi yetenekleri almak ve tutmayı başarmak. Biz çevik dönüşümle bu üçünü hedefliyoruz şu anda. Bu hedefin peşinden ilk hangi branşımızı çevik bir şekilde yönetebilirizi düşündük ve en büyük branşımız olan oto sigortaları branşının dizaynına başladık. Baştan sona oto sigortaları branşı için tek yönetimden bahsediyoruz. Yine hiyerarşi bağımsız çalışma grupları kurduk. Oto sigortaları branşımız 5-6 aydır çevik yöntemle gidiyor, şu anda da diğer branşlarımız, hayat emeklilik, sağlık, oto dışı, dijital branşımız üzerinde çalışıyoruz. 2019’un başında diğer takımlarımız da tamamen çevik yöntemle çalışmaya başlayacaklar.
Hiyerarşi olmaması nasıl etki ediyor? Hiyerarşi yok deyince herkesin aklına bir kaos ortamı geliyor ama çevik yöntem inanılmaz disiplin gerektiren bir yöntem. Disiplinle, birlikte çalışarak, şeffaflık yaratarak, çok daha hızlı ve dayanışma içerisinde her zaman hedefe kenetlenerek çalışıyor. Çalışanlar süreci baştan sona sahiplendikleri için karar yetkisini daha çok kendilerinde hissediyorlar, daha çok karar verebiliyorlar.
Tabii en önemli şeylerden biri yeni kariyer yolları oluşuyor mesela çevik koçlar var şu anda. Çevik koçlar, aslında çevik yönetimin çalışması için takımın içinde koçluk yapıyorlar. Makinanın yağı gibiler.
Çevik proje yapmaktan çevik organizasyona geçme sürecinde bir takım atamalar da yaptınız? Atamalar yapıldı, yönetim organizasyonu buna göre şekillendirdik. Bu takım başkanları bizim icra kurulumuzda şu anda. Allianz’da çevik dönüşümü bu kadar kapsamlı geliştiren tek biziz.
Çevik yönetim çok konuşuluyor ama kavram da çok karıştırılıyor, kimi esnek çalışmayla bile karıştırıyor? İnanılmaz bir kavram karmaşası var. Herkes çevik çalışıyorum diyor ama bunun çok ciddi bir metodolojisi var, bir grup bir araya gelince çevik olmuyor. Bu metodolojiye uyarak, çalışma prensiplerini belirleyerek, performansı ön plana çıkarması gerekiyor. Herkese açık olan çevik eğitimler sunuyoruz. Sözlükler hazırladık çevik metodolojiyi anlatan.
Şimdiye kadar nasıl sonuçlar aldınız? Ürün çıkarma hızımız 9 aydan 2 aya indi. Daha hızlı ürün çıkarıyoruz. Bu süreçte 2 tane ürün çıkardık, tüm altyapısıyla. İkisi de kasko ile ilgili, tamamlayıcı kasko ve ikinci el garanti sigortası. Çalışan memnuniyeti oldukça yükseldi, insanlar bu şekilde çalışmaktan, yetkilerinin artmasından son derece memnun. İnsanların iş tatminini, karar verme yetkinliğini arttı.
SOLUMDA İK SAĞIMDA FİNANS Yeni görevinizde sorumluluğunuzda 70 ülkede, 140 bin çalışan var. Hedefiniz ne? Benim için çok heyecanlı bir görev. Ben CEO olarak hep insan kaynaklarını çok yakınımda tuttum, stratejik gördüm. Benim hedeflerimde hep insan kaynakları solumda, finans sağımdadır. CEO, CFO, CHRO hep beraber çalışır ve beraber karar verir ve bence bu transformasyonları bu başarıyla gerçekleştirmemizin en önemli nedenlerinden biri de bu.
Ben dünyada da Allianz’da da insan kaynaklarının rolünün daha stratejik hale gelmesi için çalışacağım.
İşgücünün yetkinliğinin artması için doğru eğitimlerin verilmesi çok önemli. Ayrıca şu anda yeni yeni farklı meslekler var, farklı yetkinlikleri de bünyemize almamız gerekiyor bu da kültürel bir dönüşüm. Tabii bunun yanında daha şeffaf, daha işbirlikçi, daha çevik çalışma yönetiminin de Allianz genelinde çok büyük fayda sağlayacağını düşünüyorum. O yüzden benim için çok heyecan verici. Özellikle bir CEO olarak bu transformasyonu burada yönettikten sonra yurtdışında ya da globalde böyle bir fırsatın elime geçmesi önemli.
GLOBAL CEO “GİDİN İSTANBUL’A BAKIN” DEDİ Global CEO’ya bir röportajda ‘10 yıl sonra Allianz neye benzeyecek’ diye sorduklarında, “Gidin İstanbul’a bir bakın neye benzeyeceğini görürsünüz” demişti. Burada pek çok inovasyon yapıyoruz, yurtdışına uygulama ihraç ediyoruz. Müşteriler de genç olduğu için beklentiler de çok yüksek, sürekli dijital stratejiler geliştirmek zorundasınız. Aynı zamanda hasar anında da yaptığımız pek çok uygulamayı da yurtdışına ihraç ettik. Bir sürü arkadaşımızı da globalde iyi rollere yerleştiler. 2 senede 32 kişi yurtdışına transfer oldu.