“Bir gün hamile kaldım. Zamanı geldiğinde doğum için 4 aylık ücretli iznime ayrıldım. Daha 3 ay olmuştu dünyaya geleli, kendisini annesinin bir parçası sanıyor. Odadan çıksam ağlıyor. Nasıl oluyor da bebeğimizi bırakıp çalışmamız bekleniyor? Toplumda uygulanan şiddetin bir devamı değil mi bu? Anneler işe döner. Bilgisayar başında göğüslerinden süt sızarken gözlerden gizli yaşlar süzülür. Sütler önce tuvalette ya da şanslıysak süt odası adı altında koyu karanlık gizli bir yerde ayıp memelerimizden gün içinde sağılır, sonra zaten kısa zamanda ya süt azalır ya da bebeler memelere küser.”
İstifa etti
37 yaşındaki Ayca Yılmaz Gülseven bir annenin işe dönüş zorluğunu böyle özetliyor. O, oğlunu 3 aylık bırakmamak için çalıştığı 6 yıldır sigorta şirketinden yasal hakkı olan 6 aylık ücretsiz iznini de aldı. İşe döndüğünde içi biraz daha rahattı, oğlu 9 aylık olmuştu. Ancak işyerinde onu kötü bir sürpriz bekliyordu.
ODTÜ İstatistik mezunu Gülseven anlatıyor: “İşe döndüğümde yerime bir erkek çalışan alınmıştı bile... ‘Sana bir golden paket hazırladık, istersen bu paketi alıp istifa et ya da maaş ve pozisyonun aynı kalmak suretiyle raporlama görevini alabilirsin’ dediler. Raporlama daha önce bana bağlı olarak yapılan işlerden biriydi. Yani ya 11 yıllık fon yönetimi tecrübemi bir kenara bırakıp, tecrübesiz birinin bile kolaylıkla yapabileceği bir işi kabul edecektim ya da istifamı yazacaktım. Açıkça istifaya zorlandım.”
Ailesinin de desteğini alarak istifa etmeye karar verdi. Tazminatını aldı. Üsküdar İş Mahkemesi’ne ‘doğum sonrasında ücretsiz izin kullanmış olması nedeniyle istifaya zorlanması, yine bu nedenle aynı konumdaki diğer işçilerden farklı şekilde ücret verilmiş olması’ nedeniyle dava açtı.
Davalı şirket 8 aylık gibi uzun bir süreçte işgücü açığı nedeniyle yerine başka birinin istihdam edildiğini, geri döndüğünde unvanı ve maaşı aynı kalmak koşuluyla raporlama görevinin verildiğini anlattı. Şirket, Gülseven’e tazminatını da verdiğini söyledi. Mahkeme Gülseven’in oğlu Ali 2.5 yaşına geldiğinde kararını verdi. Sonuç tüm çalışan annelerin yüzünü güldürecek bir karar oldu.
Ve karar
Üsküdar 2. İş Mahkemesi 16 Şubat’ta verdiği kararında işverenin 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre “İş ilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayırım yapılamaz” maddelerine aykırı davrandığını belirledi. Kararda “İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz” maddesi hatırlatıldı. 4 aylık ücrete karşılık gelecek tutarda tazminat ödemesine karar verildi.
Gülseven’in talep ettiği kendisi doğum izninde iken tüm çalışanlara ödenen kıdem ikramiyesi talebi ise reddedildi. Gülseven bu kararı, şirket ise ayrımcılık kararını temyize götürdü.
Yeni bir kariyerin kapıları açıldı
İşten ayrılan Ayca Yılmaz Gülseven, oğlunu 2.5 yaşına kadar emzirdi. Oğlunun yanında olabildiği için gelişimi de hızlı ilerledi. Ali 7 aylıkken emekledi, 11 aylıkken yürüdü, 1.5 yaşında cümleler kurmaya başlamıştı bile. Gülseven Sağlık Bakanlığı’nın 6 ay bebeklerin anne sütüyle emzirilmesi gerekliliğine vurgu yaptığını ama şartların buna uygun olmadığını vurgulayarak kadınlara pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini belirtiyor.
Bu zorlu süreç, Ayca Yılmaz Gülseven’e yeni bir kariyerin de kapılarını açtı. Hobi olarak yoga eğitmenliği yapan Gülseven, hobisini mesleği haline getirdi. Anne bebek yogası derslerine yoğunlaştı. Hedefi kendi yoga merkezini açabilmek. (www.annezen.com)
Hayır diyebilen bir ses oldum
Ayca Yılmaz Gülseven’e göre mahkeme kararı tüm kadınlar için çok önemli: “Haklı olduğum bir konunun ispatı olmasından öte birçok kadının maruz kaldığı ve çaresiz hissettiği bir zorluk karşısında ‘hayır’ diyebilen bir ses olabilmekti bu dava. Benim durumumda birçok kadın olduğunu biliyorum. Bu karar benzer davalara emsal teşkil edebilecek nitelikte.”
Kaynak: Radikal