Amerika’da Twitter da yasaklanacak arkasına takılalım mı

Hükümet, içki yönetmeliğinin getirdiği kısıtlamaları savunurken ABD’den örnekler verip duruyor ya, belki bu yeni haberi de dikkate alırlar: New York’ta yayalara mp3 player dinlemenin ve yürürken Twitter’a mesaj geçmenin yasaklanması düşünülüyor!

Bütün bu içki yönetmeliği tartışmaları içinde, beni sarımsak görmüş vampire çeviren şeylerden biri; hükümetin yeni düzenlemeyi savunurken sürekli ABD’den örnekler vermesi.
En son Egemen Bağış aynı şeyi yaptı. ABD’de pazar günleri ayinler bitmeden evvel içki satılmadığından, bir kağıda sarılı olmadıkça sokakta içki içilemediğinden bahsetti.
Tam o esnada kulağımda ilkokul öğretmenimin sesi yankılandı: “Evladım arkadaşın köprüden atlasa sen de mi atlayacaksın?”
Yahu ben Amerikan düzenlemelerine tabi yaşamak istesem, gider oraya yerleşirim. Üstelik ille de birileri örnek alınacaksa bu muhafazakarlığı dillere destan Amerika Birleşik Devletleri mi olmalı? Bir kere de Fransa’dan örnek alsak olmuyor mu? Hayır olmuyorsa, Amerika’dan ithal etmek istediğim başka yasaklar var; sıralamak isterim.
Örneğin New York’ta şu aralar, yayalar sokakta yürürken telefonla konuşup, mp3 dinleyip Twitter’a mesaj geçebilir mi geçemez mi tartışması var.
Ulaştırma Komitesi’nin önüne böyle bir öneri gelmiş. “Bu yayalar sokaklarda cep telefonuyla konuşup twitter’a mesaj geçeceğim derken arabaların altında kalıp eziliyor. Kulaklarında da mp3 player olunca kornaları duymuyorlar, hepsini toptan yasaklayalım” demişler.
Eğer yürürlüğe girerse, yasaklama sadece caddede karşıdan karşıya geçerken söz konusu olacak. Kaldırımda yürürken cepten mesaj atmaya ve bangır bangır müzik dinlemeye devam edebilirsiniz. Ne de olsa iki yayanın çarpışması ölümcül sonuçlar doğurmuyor.
Öneriyi getiren, Brooklyn eyalet senatörü Carl Kruger. Kendi için çalışan adamlarının, bir caddeyi güvenlik içinde geçmekten aciz olduklarını fark edince, bir şeyler yapması gerektiğine karar vermiş. “Telefon büyük bir sorun. iPod büyük bir sorun. Mesajlaşma da sorun” buyurmuş. Benzer bir yasa teklifi daha önce Arkansas’ta reddedilmiş ama bunun geçeceğinden emin. Dikkatsizce dolaşmanın hayata mal olduğuna dair sağlam delilleri olduğunu söylüyor.
Muhterem büyüklerimiz keşke bize biraz daha muhakeme payı bıraksalar da, kendimiz için neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verebilsek. Hem biraz beyin jimnastiği de olurdu, malum doğa ihtiyaç duyulmayan, kullanılmayan organları elimine ediyor.

İÇKİ YÖNETMELİĞİYLE İLGİLİ KAFAMA TAKILAN SORULAR

Babylon (İstanbul’un en önemli eğlence mekanlarından biridir), TAPDK yönetmeliği kapsamındaki etkinliklerde dün 24 yaş sınırı uygulaması başlattı. Alkollü içecek markalarının destek verdiği etkinliklere 24 yaşından küçükler giremeyecek. Dün Oldies But Goldies partisine 24 yaşından küçükler alınmadı. Bu durumda kafama takılan bazı sorular var:
* 18 yaşında milletvekilini seçebilen, bir şişe bira içme ehliyetine sahip olamaz mı?
* Yine 18 yaşından itibaren iki silah ruhsatı alabilen kişi, bir kadeh şaraba sahip çıkamaz mı?
* 24 yaşından evvel evlenmeye karar verirse, kendi düğününde eline vurup şampanyasını gasp mı ederler?
* Kendi 23 sevgilisi 24 yaşında bir genç erkek, bar kapısından çevrildiğinde içine kapanır tırnaklarını yemeye başlar mı?
* 22 yaşındaki genç bir gazeteci, dün geceki partiyi izlemekle görevlendirilseydi kapıda kendisine “Sen git editörün gelsin” mi denecekti?
* Bundan sonra genç girişimciler bir mekan açmak için 24 yaşına gelmeyi mi bekleyecek? İşletme diploması almak bir işe yaramaycak mı?
* Barmen 24 yaşından küçükse kokteylleri evde yapıp kuryeyle mi gönderecek?
* Yeni yönetmeliğe kadar beş yıldır (18 yaşından beri) içki içenlerin yetişkinliği kadük mü oldu?
* Bu sene 17 yaşında olan, bir yıl sonra gece hayatının altını üstüne getirmeyi planlayan gençlerin hayal kırıklığını kim tazmin edecek?
Yazarın Tüm Yazıları