Yüzde 42 KGB ve CIA artık gereksiz

EN kritik satış. Oyakbank’ın bir Hollanda bankasına satılması, iki açıdan çok kritik.

1- Bu satışla birlikte, Türk Bankacılık sisteminin yüzde 42’si yabancıların eline geçmiş oluyor. Böyle bir oran hiç bir Batı ülkesinde yok.

2- Türk Silahlı Kuvvetlerinin silah ve teçhizat ödemesi, ithalatı Oyakbank üzerinde yapılıyor.

Oyakbank satışıyla birlikte, açıklamalara bakıyorum, AKP gülüp oynuyor. Yabancılar "on yıl içinde dünyanın on ikinci büyük ekonomisi, Türk Ekonomisi" çığlıklarıyla karışık, peşrev çekiyor.

Bir bankanın yabancılara satılması, herhangi bir alana yatırılan yabancı sermayeden çok farklı.

Bankayı satın alarak, o ülke ekonomisinin genel röntgenini içerden çekmek çok kolay hale geliyor.

KGB, CIA ve MOSSAD’a ihtiyaç yok.
Ekonomik istihbarat kendiliğinden, yabancıların elinde.

GEL KEYFİM GEL

Bir zamanlar sayısı yetmişe dayanan ticari bankalar tek tek yabancılara satılıyor. Bize kala kala dört banka kalıyor. Tekstilbank, Halkbank, Ziraat Bankası ve İş Bankası.

Bir ara bizde her önüne gelen banka kuruyor ya da satın alıyor. Kısa süre sonra, banka batıyor, ortaya on binlerce banka zede çıkıyor. Türk ekonomik tarihinin en dramatik olayları yaşanıyor. Kişiler ve aileler çöküyor. Bankayı batıran banka patronları soruşturma, kovuşturma derken, hemen tamamı ucuz cezalarla işi atlatıyor. Gerisi üzerine oturduğu paralarla, oh gel keyfim gel.

Bankaların batma dönemini, bankaların yabancılara satış dönemi izliyor. AKP döneminde satış öyle hızlı ki, hisse senetleri ve fonlarla birlikte, bankacılık sisteminin yüzde 42’si yabancıların eline geçiyor.

Örneğin, Yunanistan üç bankayı satın alıyor. Türkiye ile Yunanistan arasında herhangi bir siyasal anlaşmazlıkta, bu üç banka onların kozu değil mi?

Almanya, İngiltere, Fransa’da yabancıların elindeki banka oranı yüzde üçü geçmiyor. Onlar daha fazlasına izin vermiyor. Çünkü, bankacılık sistemi genel ekonomik açıdan belirleyici. Onlar bu riske girmiyor.

Hatta, İtalya’da geçen yıl bu oran bir ara yüzde 17’ye çıkınca, kıyamet kopuyor, Merkez Bankası Başkanı istifa ediyor.

OYAKBANK FARKLI

Bizde her banka satışı davul zurna ile. Ancak, Oyakbank farklı.

Çünkü, silah, askeri araç-gereç alımları, ithalat dahil, Oyakbank üzerinden. Yabancıya satışı onun için çok kritik. Oyakbank, Ordu Yardımlaşma Kurumu’nun (OYAK), yani askerin bankası. Bundan sonra, askerin bu gibi ticari işlemleri başka bir ulusal bankaya kaymak zorunda.

Oyakbank’ı satışa zorlayan Erdemir’in satın alınması değil. Erdemir’in borcunu, Oyakbank Erdemir’den elde ettiği karla karşılıyor. Ama, bu arada borçlanıyor. Yönetimde öncelikli söz sahibi asker, borcu sevmediği için, şimdi bankanın yabancılara satışına razı oluyor.

Ben yabancı sermayeye karşı değilim. Ama, bankacılık sisteminde yabancı sermayenin artışına, pek çok nedenin yanı sıra, yabancıların ekonominin denetimini tepeden ele geçirdikleri için karşıyım. Oyakbank-asker ilişkisi bu denetimi daha kritik hale getiriyor.

Her banka satışından sonra zafer edasıyla çalınan davulların, ilerde kulaklarımızı sağır edebileceğini düşünmeden edemiyorum.

Balık çiftlikleri hálá yerinde

ÇEVRE ve Orman Bakanı Osman Pepe bu yılın başında halka söz veriyor. Yazılı ve sözlü açıklamalarında şunu söylüyor:

"Balık çiftlikleri 13 Mayıs’ta kaldırılacak, başka yerlere taşınacaktır".

Söz veriyor, çünkü balık çiftlikleri turizme en büyük darbeyi vuruyor, çevreyi müthiş kirletiyor, köpek balıklarının çekim merkezi oluyor. Dünyada pek çok yerde var, ama açık denizlerde. Bizde, turizmin merkezinde, koku ve pislik eşliğinde.

O nedenle, balık çiftliklerinin kaldırılma kararı alınıyor. Bakan Pepe, 13 Mayıs’ı son gün olarak ilan ediyor.

Bugün 21 Haziran. Aradan bir ayı aşkın süre geçiyor. Çiftlikler hala yerinde. Bakan Pepe’nin sözü yerlerde.
Yazarın Tüm Yazıları