Yunan medeniyeti uzo yüzünden mi çöktü?

Greg Nagan’ın Sallama Klásikler’ini okuyarak, klasikler hakkında yanlış ve uydurulmuş olsa da bazı temel (!) bilgileri elde edebilirsiniz.

Kitabın kapağına dikkatinizi çekerim. Bir fincan çay; tutma etiketinde Suç ve Ceza kapağı bulunan bir sallama çayı fincanın içinde görüyorsunuz.

Gene kitabın kapağında, üşengeçleri, her şeyi hap gibi yutmak isteyenleri tahrik edecek bir söze rastlıyorsunuz:

‘Vakti olmayanlar için 5 dakikada klásik kitaplar’

Nagan,
klasik kavramını, konularını, kahramanlarını, olay örgüsünü iyi bir mizah diliyle sarakaya alıyor.

Ama mizah konusunda ayrıca çok ciddi (!):

‘Aynı zamanda bütün klásikleri de dahil edemediğimden, bazılarını görmezden gelmek zorunda kaldım. İşte hepsi bu. Diğer her şey gibi bu da benim hatam değil. Sadece şunu söyleyeyim ki Cervantes, Fielding, Voltaire, Swift ve Twain gibi birçok büyük mizahçıyı atladım, çünkü mizah bayağıdır ve edebiyatta hiçbir yeri yoktur.’

Okuduğunuz gibi, daha girişte edebi beláların paratoneri olmaya niyetli.

‘Büyük kitapları neden okumalıyız’ sorusunu çoğumuz kendimize sormuş, ciddi, ağırbaşlı, oturaklı bir yanıt bulmak için de epeyce kafa patlatmışızdır. Hiçbirimiz de, bunun günlük faydalara dönüşmesini bekleyen pragmatik bir gerekçeyi kafamızdan geçirsek de, çevre baskısından, alaylara hedef olmaktan korktuğumuzdan itiraf edemeyiz.

Yazarımız bu konuda cesur.

Sözgelimi, patronunuz Rönesans edebiyatı bilirseniz maaşınızı artırabilir, Homeros’a, mitolojiye göndermeler yaparsanız sizi dinleyenler daha akıllı sanabilir... şeklinde ifadeleriyle açıklama getiriyor.

Sallama Klásikler’de öyle kitaplar, öyle yazarlar var ki, bunların yazarın süzgecinden geçirilmiş metinlerini, biyografilerini okuduğunuzda, kendi bilinçaltınızı da yoklama gereği duyabilirsiniz.

Yahu, bu açıdan da bakmak varmış, diyebilirsiniz.

Kitaplardan birkaçını sayarsam, ilgi duygunuz artabilir:

Homeros’un İlyada’sı, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı, Kafka’nın Dönüşüm’ü, George Orwell’in 1984’ü, James Joyce’un Ulysses’i, Dante’nin İláhi Komedya’sı, Herman Melville’in Beyaz Balina Moby Dick’i.

İyi bir okurun bu kitapların çoğunu okuduğunu umuyorum. Ciddi bir biçimde değerlendirdiklerinden kuşkum yok. Ama bu yaklaşım da bir değişiklik getiriyor.

Özetlerin yanında, biyografilere katılan mizah lezzetinin, yazarın tahlili olduğu kanısına da varabilirsiniz.

Başka bir açıdan bakabilir misiniz?

Yüzyıllar önce yazılmış metinler, başkası değil yazarı tarafından da bugün değiştirilmek, yenilenmek isteseydi acaba bu yöntemi kullanırlar mıydı?

Aşağıya aldığımız metinlerden, kitabın niteliğini, özelliğini daha iyi anlayacağınızdan kuşkum yok.

Ancak bu kitaptan zevk almak için, önce orijinallerini okumanın şart olduğunu hatırlatmalıyım.

Sallama Klásikler’i okurken, bizim ülkemizi, bizim yazarlarımızı düşündüm.

Eğer bir Türk yazarı, bizim yazarlarımızla ilgili bir kitap yazsaydı, eğer biyografilerini bu dille kaleme alsaydı, başına neler gelirdi. Çünkü tabular bizim en büyük klásiğimizdir.

Yaz günlerinde, tatilde okunacak zekice yazılmış hafif bir kitap. Gerçi hafif desek de, çevirmenin de hakkını teslim etmek gerekiyor, zira bu tarz metinler oldukça zor çevrilir ve dil pratikliğini fazlasıyla arar. Metinde bunu da bulabiliyorsunuz.

Teşekkürler yazısını mutlaka okuyun.

KİTAPTAN

Batı Medeniyeti Tarihi’ne Kısa Bir Bakış

Aradan geçen zamanda Yunan Medeniyeti doğmuştu ve Batı Medeniyeti’ni, en önemlileri demokrasi, felsefe ve patlıcan musakkası olan bazı temel değerleriyle doldurmuştu. Sonunda Yunan Medeniyeti, kendisi kadar demokrasi, felsefe ve patlıcan vaat etmeyen ama daha fazla grup seks partileri düzenleyen Roma İmparatorluğu ile aşık atmaya başladı...

İlyada’nın edebiyata getirdikleri, uzonun Yunan Medeniyeti’nden götürdükleri

İlyada tüm okurlar için hayati önem taşıyan bir eserdir, çünkü Batı Medeniyeti’nin bütün büyük yazarları ölçülemeyecek kadar uzun bir zamandır ona göndermelerde bulunmaktadırlar (Bizim ‘gönderme yapmak’ dediğimiz olgu, Yunanca’da ‘çalmak’ anlamına gelmektedir). Burada okuyacağınız kısaltılmış bir çeviridir; yani destanın çevrilmesi zor olan bölümlerini atladım ve geri kalan kısmını da uydurdum...

Eski Yunan Medeniyeti M.Ö. 500 yılında çiçek açtı ve aynı zamanda klasik oldu. Kaçınılmaz çöküşü ise uzo ve felsefe yüzündendir; bu ikisi ayrı ayrı pekálá yaşayabilirlerdi ama birlikte millete biraz fazla geldiler.

Dostoyevski Suç ve Ceza’yı nasıl yazdı?

...Sürgün yılları sırasında aşık oldu ve evlendi ama yaşadığı tecrübe onu öyle bir hale getirmişti ki istemeden de olsa olgunlaşan bir Rus dehası haline aldı. Bu herkesi şaşırtmıştı; zira araştırmalar gösteriyordu ki Rusya kendi payına düşen dahi sayısını fazlasıyla aşmıştı. Ama herkes Fiyodor’u sevdiğinden, o da geniş ve akıl dolu aşağılık şakacı dağarcığıyla en ciddi eleştirmenleri bile alt etmeyi başarabildiğinden, bu konuda yıllar önce kota aşılmış olmasına rağmen, Fiyodor’un birkaç tane daha muhteşem 19. yy. Rus romanı yazmasına izin verildi.

Kafka, Dönüşüm’ü neden yazdı?

1914 yılının yazında, Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand’a Saraybosna’da suikast düzenlendi. Sonuç olarak, Avusturya Sırbistan’a, Rusya Avusturya’ya, Almanya Rusya’ya, Fransa Almanya’ya, Almanya İngiltere’ye savaş ilan etti ve bunun üzerine İngiltere de öfkelendi. Yazın sonuna kadar Büyük Güçler’in tümü ve Çok İyi Güçler’in de çoğu saflarını alıp birbirlerini vurmaya başlamışlardı. Endüstri Devrimi insanlara birbirlerinin ocağına incir ağacı dikmelerini sağlayacak yeteneği sağlamıştı, ama eski dünyanın zarifliğinin ve nezaketinin oluşturduğu huzur ortamının hızla unutulması herkesi, ‘Sadece mantıklı insanlar böceklere dönüşmelidir’ diye düşündürttü. Franz Kafka da bu yüzden Dönüşüm’ü yazdı.

DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİ

John Fowles - Zaman Tüneli - Ayrıntı

Haris Spataris - Biz İstanbullular Böyleyiz! - Kitap

Feridun Andaç - Erhan Bener’in Dünyasına Yolculuk - Dünya

Orhan Şevki - Proti’den Kınalı’ya - Sel

David Liss - Kahve Tüccarı - Literatür
Yazarın Tüm Yazıları