Yollar doğruyu söyler

BUGÜN size yoldan yazıyorum. Yollardan. Dolaşıyorum. Konuşuyorum, sokakların sesine kulak veriyorum. Ankara'dan HADEP'li bir genç kız, ‘‘yasaklı bir halkın illegal çocukları olmaktan kurtulmak için’’ başlattıkları kitap kampanyasına verdiğim desteğe teşekkür ediyor.

Şanlıurfa Muhtarlar Derneği Başkanı Hüseyin Korkmaz, ekonomik krizin Ankara'da anlaşılmadığını söylüyor. Ay başında maaşların garanti olduğu başka neresi var Türkiye'nin?

Yollarda seçim havası hiç yok. Ankara'da birşeyler oluyor - daha doğrusu olmuyor - ama kimse ilgilenmiyor.

Her liderin, değişik bir gündemle yelkenine rüzgar doldurmaya çalışması, boş çabalar olarak değerlendiriliyor.

Liderlik pozları herkes tarafından fark ediliyor.

Güneydoğu'da düne kadar üretici pamuk fiyatlarını bilmezdi. Şimdi dünya fiyatlarını biliyor. Dünya pamuk borsasındaki oynamaları izleyen üretici, artık beş kuruşun pazarlığını çatır çatır yapabiliyor.

Ankara'dakilerin, siyasi çıkar hesaplarını hemen anlaşılıyor.

MHP'nin, Avrupa Birliği'ne karşı çıkışına, Türklüğün çıkarlarının korunması izlenimi verilmek isteniyor ama bunun demokrasinin yolunun tıkanması olduğu görülüyor sokaklarda.

Ecevit'in, kendisi olmazsa ekonominin batacağı açıklamaları ise, ‘‘zaten battık’’ karşılığı ile yanıtlanıyor.

Esnaf ve köylü DYP'ye sıcak.

Yolsuzlukların şaibesi ANAP'ın üzerine öyle bir sinmiş ki, Avrupa Birliği konusundaki girişimleri bile ‘‘samimi mi’’ sorusunu sorduruyor.

Yeni Türkiye'nin kaderi Derviş'e bağlı. Ama sokaklara ulaşamıyor. Yeni oluşum hakkındaki düşüncelerini sorduğumda aldığım yanıt: ‘‘N'oluşum?’’ oluyor.

CHP tırmanışta. Baykal, Derviş'e uyumlu bir çalışma güvencesi verebilir ve onu CHP'ye çekerse AKP ile yarışabilir.

HADEP, baraja takılacağı için ittifak peşinde. Ya ittifak ya da bağımsız adaylar çıkartacak. Doğu ve Güneydoğu'da oy potansiyeli yüksek. Ama orada da halk, partinin belediyelerdeki faaliyetlerine göre oy verecek.

* * *

GENÇLER ideoloji partilerine ilgi duysa da, uçlardan merkeze yolculuk dikkat çekiyor. Çatışma istenmiyor.

Avrupa'da, Amerika'da ya da Türkiye'nin zengin merkezlerinde gurbetçi olmaktansa, köklerinin bulunduğu toprakları zengin, yaşam kalitesi yüksek merkezler haline getirme isteği öne çıkıyor.

Yeter ki, insan potansiyelini harekete geçirecek sistem oluşsun.

Esas sorun işsizlik. Geleceği planlayamamak.

* * *

SOKAKLARIN sesine kulak verdiğimde, değişimin başladığını görüyorum. Türkiye'de bir ‘‘ilk’’ oluyor. Değişim tabandan başlıyor.

Bu değişim dinamiği, tüm engelleri aşarak siyasete yansıyacak.

Tepede tepişmeyi bırakıp, bu sese kulak verme zamanı geldi artık.
Yazarın Tüm Yazıları