Yeniler ama değiştirecekler...

İKİSİ de takımlarının başına geldiğinde sıralamada altlardaydı.

Haberin Devamı

Ligimizin yeni ve takımlarının başında sorumlu olarak ilk teknik adamlık deneyimlerini yaşayan Okan Hoca ve Sergen Hoca’dan bahsediyorum. İki ismin Türk futbolu için neler ifade ettiği artık ezber olmuş durumda. Şimdi başka bir yarışın içindeler. Sergen Hoca’nın takımı Gaziantepspor, yeri iyi olmasa da kadrosu itibarı ile düşmesi pek ihtimal olmayan bir takımdı. Sergen Hoca’nın takım üzerindeki etkisi daha hızlı ve çabuk gerçekleşti. Çünkü takım kadrosu iyiydi ve bu oyunculara hava verecek biri lazımdı. Sergen Hoca, oynarken de rahat, sıkıntıya gelmeyen ve özgüveni yüksek bir oyuncuydu. Açık konuşur ve nettir. Bazen dünya umurunda olmaz diyeceğiniz kadar enteresan işler yapar ama işini de iyi yapardı. Gaziantepli oyuncuların büyük bir futbolcunun başlarına geçmiş olmasından etkilenmiş olması normal. Ama asıl onları etkileyen Sergen Hoca’nın bazen komik, bazen saf, bazen de hocalığı unuttuğu anlardaki hali olmuştur. Zaten ilk dönemdeki önemli çıkışın sebebi bunlar. Şimdi birbirini tanımış ve alışmış bir grup var. Bundan sonrasını Sergen Hoca’nın Teknik Adamlık becerileri ve yetenekleri götürecek.
Ama Okan Hoca için işler farklıydı. Okan Hoca Elazığspor’a geldiğinde sanırım büyük çoğunluk kümeden düştü ve 2. Lig’in planlarını yapıyorlar diye düşünülmüştür. Çünkü kadrosu, bulunduğu yerden çıkmaya yetecek kadar iyi değildi. Sergen Hoca’ya nazaran işi çok daha zordu. Bu zorluğun paralelinde de geçti ilk dönemleri. Okan Hoca’nın etkisi daha yavaş ama güçlenerek devam etti. Dikkat çekici olan, Elazığspor’un her geçen hafta azar azar üstüne koyan oyun oynamasıydı. Önce sistem oyunu belirginleşmeye ve ne oynadığını bilen bir takım çıkmaya başladı. Sistemi özümseyen oyuncular sadece işlerini yaparak hem iyi oynamaya hemde sonuç almaya başaldı. Ben hala Elazığspor’un kadrosunun iyi olmadığını ama oyuncuların maksimumunu verdiğini düşünüyorum. Yarıştığı ve kurtulmaya çalıştığı alt sırlardaki takımların birçoğu daha iyi kadrolara sahip. Ama gelinen noktada Okan Hoca ve Elazığspor bütün hesapları alt üst etti ve ligde kalmak adına ciddi manada büyük adımlar attı.
Eğer,Okan Hoca ve Elazığspor ligde kalmayı başarırsa,5-10 yıllık tecrübeye sahip teknik adamların yapabileceği işi yapmış olacak ki bu görülmemiş bir şey olur. Fakat daha önemlisi, Okan ve Sergen Hoca gibi yeni ve tecrübesiz iki teknik adamın farklı bir ‘Misyon’u var. Başarılı olmalarının ortaya çıkaracağı sonuçlar olacaktır. Doğal olarak daha ilk denemelerinde, düşmeye oynayan takımları kurtarmış olmaları bekleyen ‘Genç Teknik Adamlar’a büyük bir Güven oluşmasını ve şans bulmalarını sağlayacaktır. Ayrıca Türk futbolunda bir değişim yaşanacaksa, bunu yeni ama vizyonu, hedefi olan bu teknik adamlar yapacağı için bir başlangıcı güçlü bir şekilde vermiş olacaklar.
Türk futboluna yön veren bir jenerasyon geldi ve başarılı olup futbolu bıraktı. Şimdi o isimlerin çoğu teknik adam ve oynarken yaptıkları işi bu sefer hoca olarak tekrarlamak istiyorlar. Bilgileri var, yaşanmışlıkları var ve ne istedikelerini, ne istendiğini biliyorlar. Sadece desteğe ihtiyaçları var. Okan, Sergen, Tolunay, Ertuğrul, Mehmet, Hamza ve Uğur hocalar oynarken yaptıklarını hoca olarak da yapabilirler.

Haberin Devamı

CHELSEA’Yİ GEÇMEK....

Haberin Devamı

CHELSEA bu sezon Premier Lig’in lideri olsa da ne Mourinho takımı gibi ne de Premier Lig lideri gibi oynuyor. En büyük artıları maçı nasıl oymaları gerektiğini çok iyi bilen bir teknik adama ve kazanmayı beceren bir kadroya sahipler. Arena’daki maç sanırım Galatasaray camiası dahil bütün futbolseverleri umutlandırmıştır. Fakat, Galatasaray Chelsea’yi geçer de Mancini’yi nasıl geçer ona bakmak lazım. Arena’daki maça çıkardığı kadroyu sanırım Mourinho verdi. En hata yapılmayacak maçta öyle bir kardo ile çıktı ki bugün belki de Galatasaray’ın yakaladığı avantajı nasıl korumasını ve Chelsea’yi nasıl tuzağa düşüreceğini konuşur olurduk. Ama şimdi işler daha zor. Çünkü karşımızda, kendi sahasında Mourinho ile 74 maçtır yenilmeyen, ligin en az gol yiyen ve Stamford Bridge’de başka oynayan bir takım var. Ayrıca deplasmandan istediğini de almış.
Mancini’nin sürpriz yapmadığı ve beklenen kadro ile çıktığını düşüncesinden hareket edersek maç tam bir ‘Akıl Oyun’u olacak. Bir kere ilk maçın tecrübesi ve anlattıkları var.
1-Cheslsea’den gol yemediğin ve geriye düşmediğin her dakika, maçı kazanma şansını yukarılara çekecektir.
2-Akıllı olmak, sabırlı oynamak ve sakin kalmak maçı kazanmaya giden yoldaki köşe taşları olacaktır.
3-Maçı mutlaka gol yemeden 2. yarıya taşımak ve Chelsea’yi baskı altına alacak duruma sokmak gerekli.
4-Drogba ve Mancini tecrübelerini ve Stamford Bridge’i Galatasaray’lı oyunculara iyi anlatmalı ve hazırlamalı.
5-Özellikle Türk oyuncular maçta duygularını ikinci plana atıp rakip gibi düşünmeyi becermeleri gerekir.
Önce Mancini, sonra da Galatasaraylı oyuncular en az hata ile maçı tamamlarlarsa maç bittiğinde tarihi bir sonuç alabilirler. Ve bu ihtimal ilk maçı düşündüğümüzde ve Chelsea’nin formu baz alındığında Kaf Dağı’nın ardında değil. 3 oyuncu çok önemli rol oynayacak.
MELO: Ortasını tutturamazsa büyük problem. Aşırı motive olunca oyundan atılma ihtimali ne kadar yüksekse, maçtan kopunca kaptırdığı toplarla maça etkisi bir o kadar yüksek oluyor.
SNEİJDER: İstediği zaman ve gününde olursa maçı tek başına bile çevirebilir. Ama bunun için daha fazla sorumluluk alması ve kaçak oynamaması gerekiyor.
DROGBA: Galatasaray’da oynayacağı son 2 önemli maçtan biri olacak Chelsea’yi yıkabilecek Motivasyona sahip tek oyuncu. Ama fiziki açıdan da hazır olması lazım.

Yazarın Tüm Yazıları