Tuvalet Formulası

FORMULA 1’den 10 üzerinde 10 almışız... Türkiye’nin nelere muktedir olduğunu da bu sayede göstermişiz dünyaya...

İtiraf edelim ki, kendi kendimizi kutlamayı seven bir milletiz.

Açıkçası, Formula’dan pek anlamam. Ancak ülke tanıtımının sadece Formula ile yapılamayacağını bilirim. Tanıtım topyekûn yapılabilecek bir iştir.

Uzatmadan meseleyi hemen Atatürk Havalimanı tuvaletlerine getirmek istiyorum. Oradaki tuvaletlerden dışarıya doğru kesif bir amonyak kokusu yayılıyor. Bu kokunun Türkiye sınırlarını aştığına emin olabilirsiniz; çünkü insanoğlunun koku hafızası çok güçlüdür.

Hele iç hatlarda durum daha da felaket. Kokunun yanında bir de eskimiş ve rengi kaçmış yer karoları, pis fayanslar, iğrenç ve döküntü bir görünüm...

Türkiye seramik üretimiyle övünüyor; ama dünyayla ilk temas kurduğu yer olan havaalanlarındaki vitrini koku ve pislikten geçilmiyor. İstanbul ve Türkiye marka olacak ise işe nereden başlanacağı belli! ‘Tuvalet Formulası’ açılsın, birincilik kupasını Atatürk Havalimanı alır...

* * *

Benzin istasyonlarındaki tuvaletler ite kaka bir derece düzeldi; ama sorun tam olarak çözülmüş değil. Çünkü en iyi malzemeyle en ergonomik tuvaleti inşa etsen bile insan faktörü var devrede. Örneğin, pek çok benzinci tuvaletinde tuvalet káğıdı ve havluluk boş duruyor; çünkü benzinliğin yöneticisi muhtemelen evinde de tuvalet káğıdı kullanmıyor.

Umumi tuvaletleri kullananlar gökten zembille inmiyorlar, onlar bu ülkenin insanları.

Tuvaletlerimizin pisliğini yoksullukla izah edebilir miyiz? Sanırım ikna edici bir neden değil yoksulluk. Kimse Türkiye’de yoksulların uçakla seyahat ettiğini söylemesin. Uçakla seyahati seçen insanların fakir olduğuna kimi inandırabilirsiniz?

* * *

İnsanımıza temizlik yıllar boyunca sadece iman yoluyla öğretilmiş. Etrafa ‘Temizlik imandan gelir’ yazıları asılmış.

O zaman şu soru geliyor akla: ‘Tuvaletlerimizi kullananlar imansız mı?’ Temizlik ile iman arasında bire bir ilişki varsa o zaman Türk tuvalet kullanıcılarının yüzde 99.9’unun inançsız olduklarını düşünmek lazım.

Nasıl olmuş da çeşmeler, hamamlar ülkesi iken bu hale düşmüşüz? Tuvaletlerimizle uygarlık kelimelerini yan yana getirmek bugün pek mümkün görünmüyor.

Tuvalet eğitimi için önce aileleri eğitmek gerekiyor. Silahlı Kuvvetler de bu konuda bugüne dek üzerine düşeni yapmadı. Askerdeki pis tuvaletler baş askerlik anısı olarak anlatılıp durmazdı yoksa.

Eğitim şart. Benzin istasyonları örneği ortada. Oralardaki tuvaletler yenilendi; ama sorun çözülmedi. 70 milyon kişinin günde ortalama bir kilodan 70 milyon kilo dışkı ürettiği bir ülkede tuvalet kültürü eğitiminde çok gerideyiz.

‘Temizlik imandan gelir’ diye levha asmak yeterli değil. Temizliği akılla ve eğitimle bulmamız gerektiğini anlama zamanımız geldi. Bir toplum aklı rehber almadan hiçbir sorunun altından kalkamıyor.
Yazarın Tüm Yazıları