DEDEM Veli Alemdar, Makedonyalıydı. Balkanlar’a yakışır derecede sert adamdı. Evde korku salardı. Arnavutça ve Sırpça bilirdi. Bektaşi kökenliydi. Rakıya sonradan tövbe etmişti.
Neredeyse yüz yıl önce Birinci Balkan Savaşı çıktığında Balkanlar’ın hákimi Osmanlı İmparatorluğu. Batı Makedonya’daki Gostivar’da yaşayan dedem ve kardeşleri, Bulgarlara karşı Osmanlı’nın Doğu ordusunda savaşmışlar. Dedem bu savaşta gözünün önünde kardeşini yitirmiş.
Savaşmış insan psikolojisi. Ölümle burun buruna gelmek, bir başkasının hayatına hangi uğurda olursa olsun son vermek... Ölmeye gitmek... Dedem bir daha oralara dönmeyi hiç istemedi.
Dedemlerin zamanında Gostivar’da Türkler çoğunlukta. 1961’deki nüfus sayımında Türkler ve Makedonlar eşit çıkmış. Bugün ise Arnavut nüfus herkesi geride bırakmış durumda.
Dünya ile birlikte Balkanlar da değişiyor. Önceki gün Amerika Birleşik devletleri, Makedonya Cumhuriyeti’ni resmen tanıdı. Dedem yaşasaydı, acaba ne derdi bu gelişmeye?
* * *
Makedonya, Amerika tarafından resmen tanınınca dedemi ve o kuşak Balkan göçmenlerini andım. Makedonya’nın tanınmasına sevindim. Demek ki aradan yüz yıl da geçse bağlar kopmuyor. Balkanlar ile Anadolu’nun ilişkisi gelecek kuşaklara aktarılıyor. Ama oraların tekin yerler olmadığını da biliyoruz.
Amerika’nınki gecikmiş bir tanıma. Başkan Bush, Amerika’daki Rum lobisi yüzünden bu tanımayı yapmak için seçimden bir gün sonrasını bekledi. Makedonya’yı resmen tanıması Yunanlıları kızdırdı. Bu iş Yunanistan’da hükümeti sarsacak kadar ciddi bir mesele onların gözünde. Kendi Makedonya’larını ayırmak için 2 milyon nüfuslu bu küçücük ülkeye Eski Yugoslav Cumhuriyeti Makedonyası denmesi için inat ediyorlardı. Bağımsız oldu diye cezalandırıp ambargo bile uyguladılar. Yıllardır da Büyük İskender Yunanlıydı diye propaganda yaparlar.
Selanik bin yıldır tarihi Makedonya’nın başkenti. Büyük Makedonya hem kuzey Yunanistan’ı, hem de Arnavutluk’un bir bölümünü kapsıyor. Diğer taraftan eskinin büyük Arnavutluk’u da Yunan topraklarının bir bölümünü kapsıyor.
Atina’nın 20’nci yüzyıldan bu yüzyıla sarkan korkusu, bir taraftan Makedonya’nın, diğer taraftan Arnavutluk’un kuzey Yunanistan’ı alıp götürmeleri. Yunanistan kendini emniyette hissetmiyor.
* * *
19’uncu yüzyılda dünyada milliyetçilik akımının çıkmasıyla birlikte alt kimlikleri kullanarak uluslararası siyaset yapmak moda oldu. Bu eğilim hálá sürüyor. Ve hálá kimse bu kartı kullanmanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlayamadı. Bugün hálá Balkanlar’dan Ortadoğu’ya Osmanlı’nın parçalanmasının sancıları yaşanıyor. Etraf kan gölü. Kimse akıllanmıyor.