PASTIRMA yazı bir hafta sonu küçük bir gazeteci grubu çoluk çocuk Çeşme’ye gittik. Çoluk çocuk derken abartıyorum, çünkü gruptaki herkes tek çocukla defteri kapamış.
Bu açıdan bizim grup İtalyan ortalamasının bile altında. Avrupa’da doğurganlık oranının 1.2 ile en dibe vurduğu ülke İtalya.
Ülke nüfusunun sabitlenmesi için her çiftin 2 çocuk yapması şart. Aile başına çocuk sayısı ikinin üzerinde ise nüfus artıyor, altında ise zaman içinde azalmaya başlıyor. Avrupa’da sadece hali vakti yerinde ailelerde çocuk sayısı yüksek. Bizde tersi oluyor.
Üç çocuklu Belçikalı arkadaşım Marianne’la bizim Avrupa Birliği üyeliğimizi konuştuk dün telefonda. Marianne ne kadar Türk dostu olursa olsun niteliksiz Türk işgücünün Avrupa şehirlerine yığılması onun için ciddi bir endişe kaynağı.
Marianne kadar eğitimli olmayanlar ise beş parasız Türklerin Avrupa şehirlerine akın edip oraları güvensiz yerlere dönüştüreceklerinden korkuyorlar. Müslüman Türklerin Avrupa’ya çıkışı bilinçaltında radikal İslamcıların patlattıkları bombalarla da birleşince Türkiye’nin şiddet ihraç etme potansiyeli olduğu düşünülüyor.
* * *
AB karşısında Türkiye’nin güçlü ve zayıf yanlarını, tehditleri ve fırsatları doğru dürüst masaya yatırmadık. Genç nüfusumuz tehdit-fırsat analizi gerektiren konuların başında geliyor. Türkiye’nin genç nüfusunu AB için bir fırsat olarak sunuyoruz. Yaşlanan Avrupa’ya baktığımızda gerçekten de öyle. Ancak genç nüfusu fırsata dönüştürmek için çok ciddi bir eğitim yatırımı ve planlaması yapmamız gerekiyor.
Öncelikle Avrupa’nın beklentilerini belirleyip bunlara cevap verecek belli konularda eğitim planı yapılması gerek. Eğer bunu becerebilirsek, Avrupa fonlarını bazı sektörle çıkan piyango gibi görmeyip, kendimiz buradan yönlendirebiliriz.
* * *
Fırsat ve tehdit birlikte geliyor. Avrupa’nın genç işgücüne ihtiyaç duyacağı yüzde yüz kesinlikte. Almanya’da ilkokullar kapanıyor. Pek çok ülkede hastanelerin bebek doğum üniteleri boş. İsveç 1.5 olan doğurganlık hızını kadın başına 1.7 çocuğa çekmek için 15 ay ücretli doğum izni, babalara haftada 1 gün ücretli bebek bakım izni verdi.
Türkiye hariç tutulursa, 2007’de üye olacak olan Romanya ve Bulgaristan da dahil bugün 482 milyon olan AB nüfusu 2050’de 454 milyona inmiş olacak. Aynı dönemde AB’de çalışma çağındaki nüfus yüzde 18 azalacak. 65 yaş üstündekilerin sayısında ise yüzde 65 artış olacak.
Gençler geleceğimiz ise ‘Türkler olmadan Avrupa’nın geleceği yok’ demek istemem ama Avrupa’nın geleceği en azından parlak görünmüyor.