Yeni kuşak çocuklara verilen ad, ‘kristal.’ Önceki kuşaklardan farklı özellikler taşıyan bu çocuklar, birçok bakımdan ideal özellikler taşıyor.
İndigo çocuklardan sonra kristal çocuklarla tanışalım. Bunun için kristal çocuk mail grubunun kurucusu ve 2 yaşında bir kristal çocuk annesi Burçak Alkanlı’yla konuştum. Aklınıza takılanları ona sorun, memnun olacaktır.
- Kristal çocuğunuz olduğunu nasıl anladınız?
Kızım 11 aylık iken Reiki 1’e inisiye oldum. Öğretmen, kızımı bir alerji problemi için gördüğünde onun bir kristal çocuk olduğunu söyledi. Ben de bunun ne olduğunu merak edip internet üzerinde araştırmaya başladım, ama fazla bilgi bulamadım. Bir de aynı tarihlerde kendi bebek_cocuk grubumdan dolayı girmiş olduğum indigoturks adlı bir grup vardı. Oradan kendim bir araştırma projesi olarak grubun kurucusu Mehmet Karaarslan’ın da desteğiyle Kristal Çocuklar grubunu kurdum. Ocak 2004’te Kristal Çocuklar adlı kitabın bilgisi de gelince bütün parçalar yerine oturmaya başladı.
- Nedir ‘kristal çocuk’?
Kristal Çocuklar, dünyaya 1998 yılında az sayıda, 2000 yılındaysa önemli sayıda gelmeye başladılar. Kristal Çocuklar, öncelikle berrak kristal olan auraları ile tanınırlar. Kristal hayat rengi, pişmanlık duymadan ve neşeyle bir ayna olmayı öğrenir.Birbirleriyle sadece 5 dakika konuştuktan sonra iletişim kurma şekli de dahil, karşısındaki insanın yaptığı her şeyin aynısını yaparlar. Bizler de onlardan hayat derslerimizi gözden geçirip ahenkle, barış içinde ve sevgiyle çok boyutlu yaşama şekillerini öğreniriz. Onlar kalp savaşçılarıdır ve bize kalp çakra, yani koşulsuz sevgiyle davranabilmemizi öğretirler.
- İndigo çocuktan farkı nedir?
Kristal Çocuklar, insan evrimindeki yeni basamağı temsil ederler. İndigo Çocukları izlerler. Misyonları, İndigolar tarafından başlatılmış olan işi bitirmektir. İndigo Çocuklar ‘Sistem Yıkıcılardır’; eski ve sınırlı düşünme yollarını sökmeye ve ortadan kaldırmaya gelmişlerdir; Kristal Çocuklar ise yenilenme ve yeniden yapılanma sürecini başlatmışlardır. İndigo çocuklarda, enerji, yıkım için hızlı bir şekilde, Kristallerde ise daha yavaş bir enerji akar. Maddi dünyada kendi gerçekliğinizi dış hareketlerle kontrol etmek için acele etmeye ihtiyaç olmadığını anlamak. Bu yüzden Kristal Çocuklar bizi neredeyse daha yavaş olmaya ve onların da yaptığı gibi enerjinin akmasına, keşfetmeye, yaratmaya ve deneyimlemeye yeterli zaman olduğunu anlamak için zorlayacaklar.
Siz, bir anne olarak ne gibi deneyimler yaşıyorsunuz çocuğunuzla?
Bunların çoğu dikkat çekecek şekilde kızımda var: Yoğun bir konsantrasyon ve dikkate sahip, çok sevecen, şefkatli ve sıcakkanlı, müziğe yatkın, şarkı söyleyip dans etmeyi çok seviyor. 2 yaşında ve her istediğini ifade edebiliyor. Doğduğundan beri aramızda telepatik iletişim oluyor, duyarlı bir yapısı var, hayvanlara deli oluyor; 11 aylıkken süt proteinine alerjisi ortaya çıktığında reikiye götürmüştüm, çok uyumluydu, hiç sorun çıkarmadı, şifa verilmesine izin verdi. Geceleri sık sık uyanıp ağlıyor, yatıştırmam gerekiyor, sanatı çok seviyor, eti çok sevmiyor, sebze ile karıştırıp az miktarda yedirebiliyorum, evde ve parkta her tümseğe çıkıyor, yoga yapmayı seviyor. Yıkanmayı ve yüzmeyi çok seviyor, arkadaş canlısı. Gelişimim hızlandı diyebilirim. Daha dürüst ve korkusuz olduk sanki.
- Çocuğa böyle bir sınıflandırma yapmak (yani kristal çocuk demek) doğru mu? Ebeveyn tarafından fark edilmezse ne olur?
Sınıflandırma yapmak derken ben insanların arasında yapılan ayrımcılığa karşıyım, ancak bu demek değildir ki her çocuk aynı eğitimi alsın. Bazen üstünzekalı çocuğu olan aileler yakınıyorlar öğretmenler eğitim sistemi onlara göre tasarlanmamış ve ziyan oluyorlar diye. Tabi Kristal Çocuklara göre uygun eğitim sistemleri de var Waldorf ve Montessori gibi. Ancak bunları Türkiye’ye ithal etmek zor. Hem herkesin bunları ödemeye gücü de yetmez. Dolayısıyla çocuğa anlayış, güven ortamında sevgi sunmak ve gelişmek istedikleri yönde hareket etmelerine izin vermek dışında çok net bir kural yok. Önemli olan ailelerin bilinçlenmesi ve onlara gerektiği gibi davranmaları. Ebeveyn tarafından fark edilmemesi çok önemli değil, nasılsa çocuk kendini farkettirecektir.
Ebeveynlerin onlara saygı duyması ve uzlaşmayı öğrenmesi çok önemlidir. Yoksa bu güçlü enerji ebeveyn veya bakıcının hiç kazanmayacağı güç mücadelerinde kullanılacaktır. Ayrıca Kristal Çocuklar, korku hakkında bir anlayışa ve kavrayışa sahip değillerdir. Onlar her zaman güvende olduklarını bilirler ve riskli veya aptalca görünen bir davranışta bulunarak ebeveyni veya bakıcıyı deli ederler. Sıklıkla onlar için ‘tehlikeli’ olabilecek bazı davranış biçimlerinin ebeveynleri tarafından sevecenlikle neden öyle olduğunun gösterilmesine ihtiyaç duyarlar. Kristal Çocuğa ebeveynlik etmek gerçek bir meydan okuma olabilir. Kristal Çocukların ebeveynleri çocuklarına istikrarlı bir ev sağlamak üzere kendi problemleri hakkında çalışmaya istekli olmalıdırlar.
- Kristal çocuklarla ilgili ne gibi çalışmalarınız var?
Bebek-çocuk fuarında bir stand açıp yeni çocukları ailelere tanıtmayı istiyorum ancak bu konuda sponsora ihtiyacımız var.
Yardımcı olabilecek firmalar benimle kontak kurabilirlerse çok sevinirim: burcakalkanli@superonline.com. Web siteleri hazırlıyoruz. Bunlardan biri indigoturkiye.com, haftaya açılacak. Çocuk ve ana-baba ilişkisi üzerine bir diğeri hazırlanıyor. Bu sitelere çeviriler yapıyorum. İndigo yahoo grupları (http://groups.yahoo.com/group/yenicocuklar) ve indigochildren.meetup.com olarak internetten toplantılar organize edip diğer ebeveynlerle biraraya gelip tartışıp kendimizi geliştiriyoruz.
Seneye kızımın ev öğretmeniyle birlikte bir yuva açmayı planlıyoruz. Burada Kristal Çocuklar ve İndigolar eğitim görecekler.
Burada belirleyici olacak nokta ise ebeveynlerin bilinçliliği.
Hayvanlara yardım etmek isteyenler
Genellikle büyük bebeklerdir ve sıklıkla vücutlarına oranla çok büyük kafaları vardır. Geniş, içe işleyen gözleri vardır ve uzun süre insanlara bakarlar. Duygusal olarak, genellikle çok sakin, iyi bebeklerdir ve annelerine çok sağlam bir şekilde bağlanacaklardır. Bu sağlam bağ, onlar 4-5 yaşına gelene kadar sürebilir ve ‘bağımlılık’ davranışı olarak yorumlanabilir. Ayrıca onlar çok sevecen çocuklardır; sıklıkla sıkıntıda olan insan ve hayvanlara yardım etmek ve onları iyileştirmek isteyeceklerdir. Gıdaya karşı da çok hassas olabilir, gıda alerjisi geliştirebilirler. Otizm tanısı koyulabilir, çünkü aile bireyleriyle telepati yetenekleriyle anlaşıyorlardır. Bazen 4-5 yaşına kadar konuşmazlar. Ev dışında sosyalleşmeye başladıklarında telepatik olmayanların varlığını öğrenip niçin konuşmak gerektiğini anlamaya başlarlar. Zihinleri yoluyla vücudlarındaki fiziksel değişikliklere etki yaparak kendi kendilerini tedavi edebilirler. Son derece sanatçı ve yaratıcıdırlar. Vejetaryen yemeklerini ve meyve sularını ‘normal yiyeceklere’ tercih ederler. Şaşırtıcı bir denge duygusuna sahip, korkusuz araştırıcılar ve tırmanıcılardır.