Paylaş
Şu ara her yerde Amerikalı yazar Susan Cain’in ‘Sessizlik: Hiç Durmadan Konuşulan Dünyada İçedönük Kişilerin Gücü’ kitabı konuşuluyor. Geçen hafta Hürriyet Cumartesi Gazetesi’nde de haber olan kitapta içedönüklüğün utangaçlık gibi bir kişilik zayıflığı olmadığı ve bir tercih olduğu vurgulanıyor. İçedönükler, kalabalık yerine sessiz ortamlarda eğleniyor. Gürültülü ve çok konuşan insanlardan rahatsız oluyor. Grup çalışmalarındansa işlerini tek başlarına hallediyorlar. Önyargıların aksine daha hızlı konsantre olabildiklerinden yaratıcılar. Yalnızlık onlar için üzülünecek bir şey değil.
Kitap sayesinde içedönüklük ilk defa Time’dan Forbes’a, Marie-Claire’den Psychology Today’e kadar popüler dergilerde bir problem değil, olgu olarak yer buldu. Artık ‘İçedönükler birleşin’, ‘İçedönüklüğün faydaları - dışa dönüklük neden abartılıyor’ gibi başlıklarla haberler çıkıyor. Yazarlar etraftaki sosyalleşme baskısının, hatta sosyalliğin kendinin bile bu zamana kadar tek doğru yaşama şekli olmasını eleştiriyor.
İçedönüklük bu tartışmalar arasında kıymete de bindi. İçe dönükler rahat bir nefes aldı; “Zorla sosyalleşme olmaz! Evet biz içedönüğüz ve gayet memnunuz!” diyerek sosyallik baskısına isyan bayrağı açtılar.
Peki içedönüklüğün yükselen trend olması ne sonuçlar doğuracak? Bir partiye gitmek yerine evde kitap okumayı tercih eden insanlara artık “Zavallı, asosyal galiba” diye bakılmayacak. Tam tersi, kitabı insana tercih etmek havalı bir hareket olarak görülecek. Kafe veya barlarda tek başına yemek yiyenleri, sinemada yalnız oturanları daha sık göreceğiz. Toplum onları kabullenecek. “Hiç arkadaşı yok herhalde” diye acıyan gözlerle bakılmayacak. Mekânlar ‘yalnız-canlısı’ olduklarını göstermek için tek kişilik masaları en arkalar yerine önlere yerleştirecek. Yüzlerce tanıdık, çok sayıda arkadaş sahibi olmak ‘işin doğrusu’ olmaktan çıkacak. Sadece iki arkadaşınızın olması sizi daha seçici gösterecek. Woody Allen filmlerinde içedönük olduklarından ‘egzantrik’ diye tanımlanan baş karakterleri daha popüler Hollywood yapımlarında da göreceğiz. Kim bilir, belki de Türkiye’nin en meşhur içedönüğü Orhan Pamuk artık rol model olacak.
MEŞHUR İÇEDÖNÜKLER
Greta Garbo, Meryl Streep, Kristen Stewart, Julia Roberts, Gwyneth Paltrow, Bill Gates, Google CEO’su Larry Page, Mark Zuckerberg, Adele, Christina Aguilera, Barack Obama, Al Gore, Mahatma Gandi, Charles Darwin, Albert Einstein, JK. Rowling, Steven Spielberg, Woody Allen.
DÖRT TÜRÜ VAR
GİZEMLİ İÇEDÖNÜK: Issız bir dağda, insan yüzü görmeden mağarada yaşayan guruları düşünün. Gizemli içedönükler sürekli bu havada yaşar. Hiç durmadan okur ve düşünür. Bir soru sorduğunuzda da size duyduğunuz en derin cevabı verir. Az ama öz konuşur, karizmalarıyla akılda kalır.
KENDİNİ ADAMIŞ İÇEDÖNÜK: Tümüyle bir amaç veya düşünceye adanır. Doğrularından asla sapmaz. Bu özellikleriyle çevrelerine esin kaynağı olur. Rahibe Teresa, Eleanor Roosevelt ve Gandi en belirgin örnekleri. Meslekleri gereği insanlarla sürekli iletişim içinde olsalar da kalabalıklar içinde yalnızlığı tercih ederler.
DUYGUSAL İÇEDÖNÜK: Müthiş bir duygu yoğunluğu içinde yaşarlar. Etraflarına karşı derin bir hassasiyet içinde olur. Çok iyi görür ve dinler. Bu özelliklerini sadece birebir ilişkilerde kullanır. Gizemli insan tipiyle benzerlik gösterse de duygusal yanları entelektüel yanlarından daha ağır basar. Prenses Diana bu türe iyi bir örnek.
EGZANTRİK İÇEDÖNÜK: Başkalarının ne düşündüğüne zerre kadar önem vermeden, canlarının istediği gibi hareket eder. Sosyal ortamlara girer ama sosyalleşmek için hiçbir baskı hissetmez. Örneğin bir partiye gider, kalabalıktan rahatsız olmadan ama içine de girmeden vakit geçirir. Ardından kimseye bir şey söylemeden ortamdan ortadan kaybolurlar.
FETİŞ
Yılın en havalı rengi turuncu.
Baykuşsa hayvanlar aleminin her daim yakışıklısı.
Mutfağınızda ona yer açın...
Bilge Turuncu Baykuş Kavanoz
Fiyatı: 128 dolar
www.anthropologie.com
Paylaş