Paylaş
Piyasalar bayram öncesindeki son işlem haftasına dalgalı bir seyirle giriyor. ABD Merkez Bankası başta olmak üzere merkez bankalarının parasal sıkılaşma politikaları, yüksek enflasyon ve açıklanan ekonomik verilerin resesyon beklentilerini güçlendirmesi borsalarda risk iştahını düşürdü. Merkez bankaları ve yatırım bankaları hemen herkes resesyon beklendiği konusunda aynı söylemi tekrarlar oldu. İlk şık olarak, her kesimin kendince tedbir almasıyla kendi kendini besleyen bir sonuç çıkabilir. Ekonomide yavaşlama veya resesyon beklendiğine göre tasarrufa yönelme ve tüketimin kısılması doğal olarak ekonomiyi yavaşlatacaktır. Veya karşı önlemler ile ekonomideki durgunluğa çok da izin verilmeyecek. Bakalım sonuç nasıl olacak? Fed Başkanı Powell’ın resesyon riskine rağmen enflasyon ile mücadeleyi önceye alan açıklamaları parasal sıkılaşmanın devamı ve agresifleşebileceği algısını arttırdı. Buna mukabil, ABD Borsalarına satış gelirken bu görünüm Avrupa ve diğer borsalara da yansıdı. ABD’de Dow Jones Endeksi 1962, S&P500 Endeksi 1970 yılından bu yana en kötü ilk yarı performansını gerçekleştirdi. Hatırlanırsa birkaç hafta önce S&P500 Endeksi için düşüş ve karamsarlığı tanımlayan ayı piyasasına geçildiği bildirilmişti.
Parasal sıkılaşma etkisiyle uzun dönem enflasyonun düşeceği beklentisine bağlı olarak gelen alımlar ABD 10 yıllık bono faiz oranını yüzde 3.00 seviyesinin altına itti. Benzer görünüm Almanya 10 yıllık bonosu için de geçerli. Haziran ortasında yüzde 1.90 seviyesinin üzeri test edilmişti. Cuma günü yüzde 1.28 seviyesinin altını gördü. Tahvil faizleri ve borsalardaki eş zamanlı düşüş, resesyon fiyatlamasının sürdüğünü gösteriyor. Pariteler ise daha sakin. ABD dolarında değerlenme, Euro’da ise hafif zayıflama görüldü. Bu gelişmeler ışığında altının ons fiyatında satış baskısı devam ediyor. Dünyanın en büyük altın ithalatçılarından olan Hindistan’ın altın ithalatında vergi oranını yüzde 7.5’ten yüzde 12.5’e yükselttiğini açıklaması düşüşe katkı yaptı ve altının ons fiyatı 1.800 doların altında işlem görmeye başladı.
BIDEN ETKİLİ OLDU
Petrol fiyatlarında ise zayıf görünüm hakim. Perşembe günkü OPEC+ toplantısında, petrol üretimini ağustosta günlük 648 bin varil artırma kararının yanı sıra ekonomilerde yavaşlama beklentilerinin talebi zayıflatacağı varsayımı, ABD Başkanı Biden’in üretim artışı için çağrıda bulunması fiyat düşüşünde etkili oldu. Ancak geri çekilmenin çok da derinlik kazandığını söylemek zor. Diğer yandan ekonomik verilere duyarlılık artmış durumda. ABD haftalık işsizlik başvuruları 231 bin olarak açıklanırken (önceki 229 bin) mayıs ayı reel kişisel harcamalardaki gerileme (%-0.4) ekonomideki resesyon emareleri olarak algılandı. Önümüzdeki cuma günü açıklanacak ABD haziran ayı tarım dışı istihdamı bu açıdan yakından takip edilecek. Beklenti 295 bin istihdam artışı olacağı yönünde (geçen ay 390 bin). Cuma günü haftanın kapanışında borsalara gelen tepki alım denemelerine rağmen temkinli görünüm korunuyor.
PAZARTESİ ENFLASYON AÇIKLANIYOR
Yarın açıklanacak haziran enflasyon verilerinde TÜFE için beklenti aylık %4-5, yıllıkta %78-79 civarında. İTO verilerine göre İstanbul’da haziranda aylık %4.03, yıllıkta %94 ile son 24 yılın en yüksek seviyelerine ulaşıldı. Enflasyondaki yükselişin TCMB faiz kararlarına etkisi olmadığı için piyasalar üzerindeki etkileri oldukça sınırlı. Son verilere göre enflasyon ile TCMB faiz oranı arasındaki fark (eksi faiz) %59.5 seviyesine kadar yükseldi. Haziran enflasyonu ile makasın daha da artması beklenebilir. Yüksek enflasyon dış dünyanın da ortak sorunu. Bizdeki kadar yüksek değiller ama ABD ve Almanya son 40 yılın en yüksek enflasyonu ile karşı karşıya. Bir diğer tartışma enflasyonun ne zaman pik yapacağı konusunda. Bunun için tahminler sürekli değişkenlik gösteriyor. Geçtiğimiz dönemlerde tahminlerdeki yanılmalar nedeniyle bu yönde artık çok daha temkinli ifadeler kullanılıyor.
BRÜT REZERV 900 MİLYON DOLAR ARTTI
TCMB tarafından perşembe günleri açıklanan rezerv, döviz mevduatı, yabancı işlemleri gibi parasal göstergeler piyasaların yakından izlediği veriler arasında. 24 Haziran ile biten haftada, yurtiçi yerleşiklerin bankalardaki döviz mevduatı 1 milyar dolar artışla 213.5 milyar dolara yükselirken TCMB brüt rezervleri 900 milyon dolar artarak 101.9 milyar dolar oldu. Son haftalarda düşüş hakimdi. Aynı hafta yurtdışı yerleşiklerin (yabancı yatırımcılar) hisse senetlerinde 98.4 milyon dolar, tahvil bonoda (DİBS) 57.7 milyon dolar satış yaptıkları görüldü. Son aylarda Türkiye’den sıcak para çıkışları sürerken kısa süreli gerilemenin ardından geçen hafta Türkiye’nin 5 yıllık CDS primleri tekrar 800 seviyesinin üzerine çıktı. 10.6 milyar dolar ile beklentileri aşan mayıs ayı dış ticaret açığı ise kayda değer bir gelişme olarak görülüyor.
BİLANÇO BEKLENTİLERİ ÖNE ÇIKABİLİR
Yılın ilk yarısı tamamlandı. Bayram tatili sonrası bilançolar şekillenmeye başlarken bilanço beklentileri piyasalarda fiyatlanmaya başlanabilir. Bu açıdan tatil sonrası hisse bazlı hareketlilik yoğunluk kazanacak. Yüksek enflasyon karşısında yatırımcı enflasyonu yenecek getiri arayışında. Döviz, faiz, gayrimenkul, altın, hisse senetleri akla ilk gelen alternatifler. Bunların arasında yüksek getiri sağlayanlar içinde hisse senetleri de var. Yılın ilk yarısı için enflasyonu yüzde 40 gibi kabul edersek ki pazartesi netleşecek, ilk beş aylık enflasyon yüzde 35.64 seviyesinde. Birçok hissenin getiri olarak enflasyonu yendiği görülüyor. Bu noktada hisse seçiminin önemine tekrardan değinmek gerekir. Sayısı çok fazla olmamakla birlikte doğru hisselerle enflasyon üzerinde getiri mümkün olabiliyor. Geçtiğimiz yazılarımızda vurguladığımız üzere Borsa İstanbul fiyat kazanç ve piyasa değeri/defter değeri gibi bilanço değerleme kriterlerine göre halen ucuz görünümünü sürdürüyor.
BIST100 hisselerinin fiyat kazanç oranı ortalaması 6.5 civarında. Bu verilerin düşük ve ucuz olması borsaya ilginin artması için tek başına yeterli olmuyor. Bu görünümün fiyatlanması için talep artışı ve diğer piyasa şartlarının da tamamlanması gerekiyor. Eski borsacıların ‘ucuz etin yahnisi yavan olur’ sözüne bu noktada atıfta bulunmak yerinde olacak. İlgi artıp azalmakla birlikte yüksek enflasyon olduğu sürece hisse senetleri alternatif olarak geçerliliğini koruyacak. Borsaya ilgi ve talebin artması için tasarruf düzeyinin yüksek olması gerekli. Tasarruf gelirin türevidir. Ekonomideki büyüme, kazanç ve gelir artışları gibi parametrelerin tasarruflar üzerinde etkili olduğu kabul gören bir durum. Türkiye mali piyasalarına yabancı ilgisinin azaldığını her perşembe TCMB tarafından açıklanan verilerden görebiliyoruz. Borsa İstanbul’da düşmeye devam eden yabancı payı cuma günü yüzde 33.63 seviyesindeydi.
BORSADA TEPKİ YÜKSELİŞİ
Borsada sert düşüş sonrası tepki alımları görüldü. Ancak tepki yükselişi henüz güç kazanmış değil. İlk destekler 2.400-2.370 seviyelerinde. Bu seviyelerin altında sonraki destekler 2.350-2.300 ve 2.250 seviyelerinde. İlk dirençler ise 2.480-2.520 seviyelerinde. Tepki alımlarının güç kazanması için daha önemli görülen 2.520 direncinin üzerinde kalınması gerekecek. Sonraki dirençler 2.570-2.585 seviyelerinde. Endekste görülen tepki yükselişinin direnç seviyelerinde satışla karşılaşma olasılığı yüksek.
YUKARIDA YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Paylaş