Paylaş
Yaz mevsimi piyasalarda hareketli başladı. Borsalarda özel bir gündem yoksa yaz ayları genelde durgun geçer diye bir kabul vardır. Mayısta sat git, yaz durgun geçer, sonbaharda tekrar piyasalar canlanır gibi bir döngüden söz edilir. Ama bu işleyiş her yıl aynı olacak diye bir kural da yok tabi ki. Bu yaz mevsimine piyasalar oldukça hareketli girdi. Yüksek enflasyon ve düşük faiz yatırımcıyı ister istemez alternatif arayışına itti. ABD ve Almanya gibi öncü dış borsalarda satışlar görülse de çok fazla derinlik kazanmadı. Türkiye özelinde ise durum biraz daha belirgin. Mevduat ve tahvil faizleri enflasyonun oldukça altında. Cuma günü açıklanan enflasyon ile TCMB faiz farkı 58 puana kadar çıktı. Dış borsalardan farklı olarak geçen hafta vurguladığımız üzere fiyat kazanç gibi bilanço değerleme yöntemlerine göre Borsa İstanbul ucuz olarak tanımlanabilir (tavsiye değil). Diğer alternatiflerden döviz bir miktar prim yapmış durumda. Konutta İstanbul dünyanın en pahalı şehirleriyle yarışacak düzeyde pahalı ama konut piyasası hâlâ canlılığını koruyor.
ALTERNATİF ARAYIŞI
Türkiye’de konut fiyatlarının çok gelişmiş ülkelerle yarışıyor olmasının sebeplerinden biri yine alternatif arayışlarının bir sonucu. Son dönemde alternatifler arasına yatırım aracı olarak otomobilin de girdiği anlaşılıyor. Bu yönde haber akışları mevcut. Hal böyle olunca geçtiğimiz yıllardaki gibi borsalarda piyasaları taşıyacak yeni beklenti ve gündeme bağlı fiyatlamalara bu dönem için çok fazla önem atfedilmiyor. Ancak olağan dışı bir gelişme olursa piyasa bakışı elbette değişecektir. Eksi faiz dışında parasal genişleme devam ediyor. BDDK verilerine göre, son bir aylık kredi ve mevduat büyümeleri 400-500 milyar civarında. Özetle, yerli yatırımcı için borsa önemli bir alternatif olarak geçerliliğini koruyor. Yılbaşından bu yana faiz, döviz, altın gibi yatırım araçlarındaki getirilere bakılınca enflasyona galip gelen yatırım aracı yok. Ancak enflasyona en yakın getiri yaklaşık yüzde 37 kazanç ile Borsa İstanbul’da (BIST100 Endeksi’nde). Yabancı yatırımcı çıkışları ise miktarı son hafta azalmakla birlikte kesintisiz sürüyor. TCMB verilerine göre 27 Mayıs ile biten haftada; Hisse senetlerinden 40.9, tahvil bonodan (DİBS) 55 milyar dolarlık çıkış söz konusu. Borsada yaşanan çıkışa tamamen yerli çıkışı demek yerinde olacak. Borsada olumlu havanın korunduğunu söylemek mümkün.
BÜYÜME KORUNUYOR
Ekonomik verilerde son dönemde genel olarak bir zayıflama söz konusu. Bu durumu ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere merkez bankalarının faiz arttırım ve parasal sıkılaşma politikalarının yansıması olarak görenler çoğunlukta. Cuma günü açıklanan ABD mayıs ayı tarım dışı istihdam verisi ise 390 bin geldi. 325 bin olan beklentinin üzerinde ama 428 bin olan nisan verisinin altında bir rakam. İşsizlik oranı, ortalama saatlik kazançlar ve çalışma saatlerinin beklentileri karşılaması önemli görüldü. Tarım dışı istihdamın beklentilerin üzerinde gelmesi sonrası resesyon tartışmalarının biraz daha azalması muhtemel bir gelişme. Ancak bu durum 15 Haziran Fed toplantısı için faiz artırım beklentilerini kuvvetlendirebilir. Veri sonrası ABD 10 yıllık bono faiz oranı hafif yükselirken ABD borsalarında satışlar görüldü. Perşembe günkü ABD ADP özel sektör istihdamı mayıs ayı için 128 bin olarak (beklenti 300 bin, nisan 247 bin) açıklanmış ve salgın hastalıktan bu yana en düşük veri olarak kayda geçmişti. ABD ekonomisi ilk çeyrekte yüzde -1.5 daralmıştı. Küresel ekonomiye dair yavaşlama emareleri görülürken Türkiye’nin ilk çeyrek büyümesi yıllıkta yüzde 7.3, bir önceki çeyreğe göre ise yüzde 1.2 büyüme oldu. Ekonomi yönetiminin bir süredir faizi düşük tutarak enflasyondan çok büyümeyi önceye alan politikadan yana olduğu biliniyor. İvme kaybetse de büyüme korunuyor. Bu durumda cari açık ve enflasyondaki yükseliş bir süre daha gündemde kalacak demektir. Fed’in dozu azalıp artmakla birlikte stagflasyon ve resesyon tartışmalarına rağmen sıkı para politikasında değişim yok. Ekonominin seyrine göre sonbahar gibi bir değişim olur mu, faiz arttırım sürecine ara verilir mi? Bu bugünün konusu değil. Beklenti en az birkaç ay daha 50 baz puanlık faiz arttırımı yönünde. Piyasalar da bunu kabullenmiş ve gardını almış görülüyor.
ABD ENFLASYON VERİLERİ
Diğer yandan Avrupa Merkez Bankası’nın perşembe günü yapacağı toplantı yakından izlenecek. Faiz arttırımı için temmuz işaret edilse de toplantı sonrası yapılacak açıklamalar önümüzdeki döneme ilişkin projeksiyon açısından oldukça önemli olacak. Faiz arttırımları ve Rusya olayının etkileriyle ekonomide bir durgunluğa yol açar mı kaygısı ise sürüyor. Enflasyon yükselmeye devam ederken faiz artırımı dışında çok da seçenekleri yok gibi. Almanya’da mayıs enflasyonu (TÜFE) yüzde 8.7 ile 50 yılın en yükseğine çıkarken Euro Bölgesi’nde ÜFE ise nisan ayında yüzde 1.2, yıllıkta yüzde 37.2’ye yükseldi. Önümüzdeki cuma günü ABD mayıs enflasyonu açıklanacak. Beklentiler yüzde 8.1 seviyesinde yoğunlaşıyor. Nisan yüzde 8.3, mart ayında yüzde 8.5 idi. Beklendiği gibi mayıs enflasyonu yüzde 8.1 gelirse enflasyonda zirvenin görülüp görülmediği tartışmaları tekrar başlayabilir. Bir temenni ekleyecek olursak, Tesla’nın CEO’su Elon Musk ile JPMorgan CEO’su Jamie Dimon’un karamsar tahminleri dileriz tutmaz, dileriz yanılırlar.
PETROL FİYATI DÜŞMÜYOR
Petrol fiyatlarında, S. Arabistan ile BAE’nin Rusya’dan doğacak arz açığını kapatabilecekleri yönündeki açıklamalar ile yaşanan kısa bir geri çekilme yaşanmıştı. Ancak geçen hafta tekrar yükseliş görüldü. Yükselişte Avrupa Birliği’nin Rusya’dan petrol ithalatına kısmi yasağın da bulunduğu yaptırım paketini onaylaması ve ABD ham petrol stoklarında azalmanın etkileri önemli. OPEC+ Grubu ise 2 Haziran toplantısında Haziran-Temmuz ayları için üretim artışı hızını yüzde 50 artırırken günlük üretimi 648 bin varile çıkarma kararı aldı. S.Arabistan’ın petrol fiyatlarını düşürme çabası ABD tarafından olumlu karşılanırken ABD Başkanı Biden’ın ay sonunda S. Arabistan’ı ziyaret edeceği bildirildi. Petrol fiyatındaki yükseliş kur artışıyla birleşince akaryakıt zamları iç ekonomik gündemin bir parçası haline geldi. Bu arada Türkiye’nin petrol faturası da yükselmeye devam ediyor. Ayrıca bu durum maliyet enflasyonundaki yükselişe katkı yapan bir durum.
MAYIS ENFLASYONU BEKLENTİLERİN ALTINDA
Cuma günü Türkiye mayıs enflasyonu (TÜFE) aylıkta yüzde 2.98, yıllıkta yüzde 73.50 olarak açıklandı. Yurtiçi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 132.16, aylık yüzde 8.76 arttı. Artış hızında ivme kaybı yaşansa da devam eden kur artışları, açılan TÜFE-ÜFE makası, enerji ve akaryakıt zamları nedeniyle enflasyonda zirvenin gerçekleştiğini söylemek için henüz oldukça erken görülüyor.
BORSADA DİRENÇLERE DİKKAT
Borsada kâr satış denemelerine rağmen çıkış trendi sürüyor. İlk destekler 2.560-2.540 seviyelerinde. Kısa dönem için bu seviye önem kazanabilir. Sonraki destekler 2.525-2.500 noktalarında. İlk dirençler ise 2.620-2.630 seviyelerinde. Çıkışın devamı için bu seviyelerin üzerinde kalınması önemli olacak. Sonraki dirençler 2.700 ve 2.800 seviyelerinde bulunuyor. Çıkış hareketi gücünü korumakla birlikte kâr satışları görülebilir.
YUKARIDA YER ALAN BİLGİLER TAVSİYE NİTELİĞİ TAŞIMAYIP YATIRIM DANIŞMANLIĞI KAPSAMINDA DEĞİLDİR, YATIRIMCI PROFİLİNİZE UYMAYABİLİR.
Paylaş