Galatasaray’a sponsor olan Türk Telekom’a geçen hafta yaptığım jest çağrısına Galatasaray’ın kaliteli ve etkili taraftar grubu ultrAslan’dan büyük destek geldi.
ultrAslan’ın İnternet’teki sitesi ultrAslan.com’un kapağından destek çağrısıyla duyurulan "Türk Telekom, Ali Sami Yen jesti yapmalı" başlıklı yazıma, sitenin forum bölümünde de taraftarlardan yoğun destek geldi.
Aklın yolu bir. Yapılan sponsorluk anlaşmasından hem Türk Telekom’un hem Galatasaray’ın maksimum fayda sağlayabilmesi için Türk Telekom’un bu jesti yapıp, isim hakkını 10 yıllığına kiraladığı Galatasaray’ın yeni stadının adını "Türk Telekom Stadı" yerine "Türk Telekom Ali Sami Yen Stadı" olarak kullanması herkesin yararına.
Türk Telekom’un ödediği sponsorluk bedelinin karşılığı olarak Galatasaray’ın yeni stadının adında markasını kullanmak istemesi de doğal.
Öte yandan stadına kurucusunun ismini veren ilk Türk kulübü Galatasaray. "Ali Sami Yen Stadı" Galatasaray’ın büyüklüğünün ve Galatasaraylı taraftarların eşsiz gücünün bir simgesi.
Türk Telekom Türkiye’nin en nezih taraftar kitlesine sahip Galatasaray’a sponsor oluyor. Başarısı da son bir adıma bağlı.
Bir tarafta on milyonlarca dolar ödeyip, sempati beklerken antipati ve öfke çekmek var. Diğer yanda "Türk Telekom Stadı" olarak kiralanan isim hakkını "Türk Telekom Ali Sami Yen Stadı" olarak kullanarak milyonların sempatisini ve gönlünü kazanmak.
Türk Telekom için ne kadar kolay bir seçim; değil mi?
Ya maksat İstanbullular’ı Ahmedinejad’dan korumaksa
İran Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’u ziyareti sırasında otoyollar, caddeler, sokaklar trafiğe kapatıldı hatta Ahmedinejad’ın güzergahı üzerindeki kimi yollara yayalar bile alınmadı ya...
Herkes bunun Ahmedinejad’ın korunması için yapıldığı varsayımıyla AKP hükümetini, İstanbul Valisi’ni ve Emniyet Müdürü’nü suçluyor.
Peki ya tam tersiyse? Yani hükümet, vali ve emniyet müdürü yolları Ahmedinejad’ı Türkler’den korumak için değil, Türkler’i Ahmedinejad’dan korumak için kapattıysa...
Ahmedinejad yönetimi İranlı kadınları, İranlı erkeklerin nefsini uyandırmasınlar, azdırmasınlar diye kapanmaya zorlamıyor mu? Eğer İranlı erkekler tesettürsüz kadınlar karşısında gerçekten nefislerine hakim olamıyorlarsa, Ahmedinejad’ın güzergahındaki caddeleri, sokakları, yolları yayalar dahil trafiğe kapatmak İstanbullular’ın hayrına değil mi?
Neden kızıyorsunuz AKP’ye, Vali’ye ve Emniyet’e?
Kuvvetli ve kendinden emin 100 Türk
Absolut 100’ün kuvvetli, keskin ve kendinden emin 100 kişi listesindeki isimler arasında kendi adımı görünce önce şaşırdım sonra diğer isimleri okudukça gurur duydum.
Kimler yok ki listede? Hepsini burada saymak imkansız rastgele seçilmiş birkaçını sayayım yeter: "Serdar Bilgili, Levent Kırca, Mehmet Ali Birand, Barış Tansever, Meltem Cumbul, Serdar Erener, Sinan Çetin, Çağan Irmak, Gülse Birsel, Nevzat Çalışkan, Yılmaz Erdoğan, Acun Ilıcalı, Cem Boyner, Cem Hakko, İbrahim Kutluay" ve yer darlığından sayamadığım ama içinden itiraz edecek tek bir kişi bulamadığım 85 değerli isim daha...
Absolut 100 gibi "Kuvvetli, keskin, kendinden emin" 100 kişi listesine eklenecek daha başka isimler de var kuşkusuz. Bir çırpıda aklıma gelen isimlerden biri de, Absolut 100 listesinin yaratıcısı Metin Gürsoy.
Metin Gürsoy’un imza attığı "kuvvetli, keskin ve kendinden emin" ama hepsinden önemlisi hepsi birbirinden kaliteli işlerini yıllardır yakından ve gıptayla izliyorum. Gürsoy şimdi de Absolut ve Apple gibi iki dünya ikonu markanın Türkiye imajının yönetiminde önemli bir rol oynuyor.
Absolut 100’ün bende bıraktığı izlenime gelince... Votka, kişiliksiz olduğu için sek içmeyi tercih etmediğim bir içkidir. Nötr tadı ve kokusuyla ancak ustaca hazırlanmış kokteyllerin içinde gösterir güzelliğini.
Absolut 100 ise diğer tüm votkaların aksine kişilik sahibi ve sek içilmesi gereken bir votka. Yüzde 50’lik çok yüksek alkolü nedeniyle içerken dikkatli olmak gerekiyor. Aynı dikkati biberli eşsiz aromasının tadına varmak için göstermenizi de tavsiye ederim.