Las Vegas’taki Madame Tussaud müzesinin önünden geçerken, Koç Holding’in katkılarıyla çok başarılı bir şekilde yenilenen Atatürk mumyasını da barındıran Londra’daki Madame Tussaud müzesi geldi aklıma.
Las Vegas’ı ziyaret eden turistlerin lümpen olanlarından olmadığım için içine girmedim tabii ki.
Aslına bakılırsa New York, Las Vegas, Amsterdam, Hong Kong’daki şubelerin anası olan Londra’daki müze de, tıpkı Las Vegas’taki gibi turistlerin lümpen takımına hitap eden yapmacık bir müzeden ibaret.
Tarihi yerlerden, sanat galerilerinden, ciddi müzelerden fazla hoşlanmayan, yerel yemekler sunan bir lokanta yerine McDonald’s’ın birinde ekmek arası ketçaplı Amerikan köftesi yemeği tercih edenlerin, paraya kıyacak olurlarsa gezecekleri bir yerdir mumya müzesi...
Nedense mumya müzesi diye çevirmişizdir ama aslında sergilenen nesnelerin mumyayla filan ilgisi yoktur tabii ki. Ünlülerin balmumundan yapılmış üçüncü sınıf heykellerinden ibarettir müzenin galerilerinde sergilenen.
Mutfağı pek bir şeye benzememesine rağmen dünyanın en iyi restoranlarını barındıran Londra’da, İngilizlerin lümpen mönüsü lezzetsiz kod balığı ve patates kızartmasıyla midesini dolduran turistler, Madamme Tussaud’da, ünlülerin balmumundan yapılmış kötü kopyalarıyla fotoğraf çektirerek tatmin olurlar.
Buradaki tüm heykeller, heykellerden para kazanan müze tarafından yaptırılmıştır. Taa ki biz çıkıp, Atatürk’ün heykeli gerçeğine hiç benzemiyor diyerek, kendi heykelimizi kendimiz yaptırıncaya kadar.
Çok iyi niyetli bir girişim ama bence o kadar da gereği yoktu. Dünyanın en büyük liderlerinden birinin heykeline saygı gösterme gereği duymayan yapmacık bir müzeye hak etmediği bir değer vermiş olduk.
Ne de olsa Madame Tussaud’yu gezen kısa pantalon altına çorap ve beyaz spor ayakkabı giyen turistler arasında Atatürk’ü tanıyan bile ender çıkar. Tanıyanlar da fotoğraf karelerini Madonna’ya, Britney Spears’e hadi bilemediniz Marilyn Monroe’ya saklar.
Yolu her nasılsa Madamme Tussaud’ya düşen Türk turistler mi? İşkembeyi doldurmak için Londra’da bile kebapçı, dönerci arayanların Atatürk’ün balmumu heykeliyle ilgileneceğini mi sanıyorsunuz?
Las Vegas’tan rakamlar
n Bellagio otelindeki Prime Steakhouse restoranında Chivas Regal’in özel üretim viskisinin tek kadehi 1.050 dolardan satılıyor. 50 Year Salute isimli bu viskinin özelliği Kraliçe 2. Elizabeth’in taç giyişinin 50. yıldönümü şerefine sadece 255 şişe üretilmiş olması.
n Las Vegas’taki otellerin yarısı tema olarak suyu seçmiş. Çöl içinde kurulan yapay cennet için çekici bir seçim tabii ki. Bu otelleri devasa yapay göller çevreliyor, Bellagio’da her onbeş dakikada bir muhteşem bir fıskiye gösterisi, Treasure Island’da deniz kızlarının korsanlarla savaşı, Mirage’da yapay yanardağ patlaması canladırılıyor. Çöl ortasında yaratılan vahanın suyu yarım saat mesafedeki, modern dünyanın harikalarından biri olarak kabul edilen Hoover barajından geliyor. 222 metre yüksekliğindeki barajın yapımında 6,6 milyon ton çimento kullanılmış.
n Las Vegas’ın en yeni ve en lüks oteli Wynn’in sahibi Mr. Wynn’in ilk oteli Mirage, kurulduğu yıl günde 1 milyon dolar kár ederek, şehirdeki temalı otel çılgınlığının fitilleyicisi olmuş.
n Las Vegas’ı 2004 yılında ziyaret eden turist sayısı 37,4 milyon. Bunların 5,7 milyonu kongre ve fuar için şehri ziyaret etmiş. Karşılaştırma yapmak için: Tek bir şehir 37,4 milyon turist, tek bir otel günde 1 milyon dolar kár ederken tüm Türkiye’yi ziyaret eden yıllık turist sayısı 20 milyon, bıraktıkları toplam yıllık brüt gelir ise 17 milyar dolar.