Bu hafta New York’un efsanevi restoranı Rao’s’da yemek yiyip, iki hafta önce verdiğim söze uyup izlenimlerimi yazacaktım.
Bir yıl öncesinden bile rezervasyon yaptırıp masa bulmanın olanaksız olduğu Rao’s’ta yemek yemeyi başardım.
Ancak bir dizi olağanüstü tesadüfün arka arkaya gelmesiyle kendimi girmesi Rao’s’dan bile zor olan bir başka efsanevi mekanda bulduğum için, Rao’s izlenimlerimi önümüzdeki haftaya saklayıp, bir başka efsanevi mekanı yazacağım bu hafta.
Bir dönemin efsanevi kulüpler zinciri Playboy bu.
1984’de kapanan ve 22 yıl aradan sonra üç ay önce Las Vegas’ın en yeni ve en lüks oteli The Palms’ın tepesinde tekrar açılan Playboy Club, kapılarını açar açmaz Las Vegas’ın en sosyetik kulübü olmuştu.
Sadece üyelerin ve misafirlerinin girebildiği bu kulübe girme fırsatını yazımın başında da değindiğim gibi bir dizi tesadüfe borçluyum.
Las Vegas’a Doğan Online Teknoloji Başkanı arkadaşım Cem Soysal ile birlikte geldik.
ABD Los Angeles Başkonsolosu Engin Ansay, Cem’in babası Ogan Soysal’ın çok yakın bir dostu.
Amerika’ya gelmişken, arayıp bir hatırını sorayım dedi.
Meğer o da Las Vegas’taymış. Üstelik Cem’in babasıyla birlikte.
Çok başarılı bir diplomat olan Engin Ansay, bizi Las Vegas’ın son zamanlardaki en "trendy" restoranı N9NE’ye akşam yemeğine davet etti.
Hollywood yıldızlarının, basketbol starlarının ve ünlü rock’çıların popüler mekanı N9NE’de mükemmel bir yemek yedik.
Sohbeti imkansız kılan çok yüksek sesli müziği bir yana bırakırsak, gerçekten harika bir yemek deneyimiydi.
Yemekte Engin Bey’in eski bir ABD’li dostu da vardı. Las Vegas’ın eski günlerinin en ünlü restoranlarından birinin sahibi ve saygın bir emlak yatırımcısı Mike.
Las Vegas Crazy Horse’u satın almak üzereymiş. Eski sahibi Rick hafiften mafiazo biri. Dünyaca meşhur İtalyan asıllı Amerikalı aktör Joe Pesci’nin çok eski bir dostu.
Las Vegas’ta kumar ve eğlence hayatı çok sıkı denetleniyor. Birtakım vergi problemleri nedeniyle vergi kurumu ve şehir denetimi adamın tepesine dikilmiş. Crazy Horse’u elinden çıkarıp, şehir yönetiminin onayını almış saygın bir kişiye satması için birkaç aylık bir mühlet vermiş.
Şehir yönetimi bu tip sorunlu kulüpleri devralacak kişilerin saygınlığına büyük önem veriyor.
45 milyon dolara satışa çıkan kulübe talip olanlardan bir tek Mike bu onayı alabilmiş.
Masada bunları konuşurken, Rick de tesadüfen bara geldi. Tanıştık.
Konuşmasıyla tavırlarıyla Robert De Niro’nun çizdiği mafya babası karakterlerinden biri var gibi sanki karşımızda. O kadar ki, De Niro’nun rolünü oynarken Nick’i model aldığını iddia edebilirim.
Neyse, sonuçta hepimizi otelin 52. katındaki Playboy Club’a davet etti.
Kapısında bekleyen kalabalığı, her birini kolundan çekip asansöre bindirirken üç ay önce, Playboy Club yeni açılırken okuduğum bir haberi hatırladım.
Sacramento Kings’in ve aynı zamanda The Palms otelinin ortağı Joe Maloof’un, açılış partisine katılmak üzere Playboy Club’e çıkarken asansörde bir saat mahsur kalmasını.
Asansör neyse ki bize sorun çıkarmadı, 52. kata çıkardı.
Filmlerde gördüğümüz tavşan kızları karşımızda bulmak eğlenceliydi.
52. katın sunduğu Las Vegas manzarası ise bir harika...
Nick hemen kumara oturdu. Playboy Club Las Vegas’a uyup gece kulübünden çok lüks ve prestijli bir kumarhaneye dönüşmüş.
Biz birer içki içip ayrıldık. Ertesi gün öğrendiğimize göre, o gece oradan 150 bin dolar kazanarak ayrılmış...
Engin Bey bizi Los Angeles’taki evinde vereceği bir partiye davet etti.
Dondurmam Gaymak filminin tanıtım kokteyliymiş.
Kalışımızı bir gün uzatıp, dönüş uçağını Los Angeles’a alıp katılmayı düşünüyoruz.
Harika bir tanıtım kokteyli olacağından eminim.
Katılırsak, Rao’s izlenimlerimi yazmayı yine erteleyip, haftaya kokteyli anlatırım. Ama eşim ve bebeğimi o kadar özledim ki, yarın sabahki uçağa atlayıp bir an önce döneceğim gibime geliyor.
Yani kısacası, bir yıl öncesinden masa bulmanın zor olduğu Rao’s’da masa bulup, yemek yememizin sırrını haftaya açıklayabileceğim sonunda.