Yorgo gidiyor bu diyardan

Papandreu daha iki yılını doldurmadan başbakanlık koltuğunu başkasına teslim etti. Terk ediyor ülkesini. Annesi Margharet’in memleketi ABD’ye yolcu. Harry Walter Agency’nin mensubu olarak 46 bin doları verene 45 dakikalık konuşma yapacak.

Haberin Devamı

Adını aldığı dedesi Yorgo (1888-1968), babası Andreas (1919-1996) da 11 yıl yönetti Yunanistan’ı. Onun başbakanlığı o  kadar uzun sürmedi. Yorgo Papandreu daha iki yılını doldurmadan koltuğu başkasına teslim etti.
Babası Andreas’ın kurduğu sosyalist Pasok’u da yüzde 40 oy potansiyeli olan bir iktidar partisi olarak aldı, yüzde 8-9’lara düşürüp bıraktı.
Tamam başarısız oldu. Tamam fırtınada Yunanistan denen gemiyi yönetemedi. Zaten siyasi yanlışlarının, hatalı adımlarının bedelini ağır ödedi.
Başbakanlığı da Pasok partisinin liderliğini de bıraktıktan sonra o ada senin bu ada benim birkaç ay dolaştı. Stres attı. Ve kararlarını aldı.
Terk ediyor ülkesini Papandreu. 1970’li yılların sonlarında geldiği, annesi Margharet’in memleketi ABD’ye yolcu.
Harvard Üniversitesi’nin kadrolu öğretim üyesi olacak. Ayrıca, Harry Walter Agency’nin mensubu olarak 46 bin doları verene 45 dakikalık konuşma yapacak. Her konuşma için Donald Trump 1 milyon 550, Bill Clinton 450 bin dolar alıyor. Papandreu sadece 46 bin dolar alacak.
Siyasi hayatıysa Sosyalist Enternasyonal’in başkanlığı ve Pasok milletvekilliği ile sınırlı kalacak. Parlamentodaki kritik oylamalarda Atina’ya gelerek oy kullanacak ve ABD’ye geri dönecek.
Üzgün, bıkkın ve biraz da kızgın Yorgo. Çünkü bu diyarın halkı ve medyası onun kadar hiçbir başbakanı aşağılamadı, alay, küfür ve hakaret etmedi.
Yorgo’dan önceki Başbakan Kostas Karamanlis ve ondan önceki Başbakan Kostas Simitis Yunanistan’ın bugün içinde bulunduğu ekonomik durumun başlıca sorumlukluları. Papandreu’dan çok daha kötüsünü yaptılar. Ama ne hikmetse görünmez bir güç onları koruyor. Herkes Yorgo’ya yükleniyor. Her şeyin faturası ona kesiliyor.

Haberin Devamı

HAVA KURŞUN GİBİ AĞIR

Koskoca bir haksızlık ediliyor.
Aylar geçti aktif siyasetten çekileli ama hâlâ zehirlerini damlatanlar var. Adam ABD’ye gidiyor ya, onu bile ti’ye alıyor bazıları. Şöyle diyorlar:
“Papandreu’nun Harvard’da vereceği derslerin konuları şunlar olacak: 1. Bir milleti nasıl mahvedersiniz? 2. Ulusal egemenlik haklarından reform adı altında nasıl feragatta bulunulur? 3. Bir halkta intihar vakalarının iki katına çıkmasının sırrı nedir? 4. Borçları yüzünden balkondan atlayıp intihar edenlere nasihatlar...”
Ya da, “Eğer bir daha Yunanistan’a dönmeyecekse eski başbakanımıza iyi şanslar” tarzı temenniler.
Ne acımasız ne haksız bir mizah! Yorgo için ‘hava kurşun gibi ağır’.
Veda zamanı...

Haberin Devamı

TÜRK-YUNAN BAHARINA DAMGA VURAN POLİTİKACI

Papandreu, siyasette hanedan olmuş bir aileden geldiği için Yunanistan’ın en gerilimli döne

/images/100/0x0/55eaa67ef018fbb8f88de759mlerini bizzat yaşadı. Türkiye için önemiyse 1990’ların sonunda yarım yüzyıllık Türk-Yunan gerginliğine son veren isimlerden biri olmasıydı. Türk mevkidaşı İsmail Cem’le birlikte iki dışişleri bakanı Ege’nin iki yakasında dostluk havası yaratmışlardı.

Yorgo zaten 1952’de ABD’nin Minnesota eyaletinde doğmuştu. Annesi Amerikalıydı. 7 yaşına kadar Yunanistan’a ayak basmamıştı. Kısacası ülkesi dışında yaşama alışıktı. Liseyi Toronto’da okurken bir yandan siyasete ufak ufak adım atıyor, bu çalışmaların yorgunluğunu güneşlenerek atıyordu.

Haberin Devamı

Pasok’un başkanı babası Andreas Papandreu uzun yıllar muhalefette kaldı. Bu dönemde Yorgo parti içinde faaldi, 1984’te partinin merkez komitesine girdi.

21 Nisan 1967’de sabaha karşı askerler Atina’nın kuzeyindeki pembe köşkü sardı. Kapının açılmasıyla köşke daldılar. Aradıkları kişiyi bulamayınca birliğin komutanı medivenlerin başında olayı sessizce izleyen 15 yaşındaki genci yakaladı, silahını kafasına dayadı ve “Babanın yerini söylemezsen seni öldürürüm” dedi. O genç Yorgo Papandreu’ydu. Babası Andreas Papandreu sekiz ay sonra yılbaşı arifesinde serbest bırakıldığında böyle kavuştular. Birkaç hafta sonra aile İsveç’e kaçtı.

Yorgo Papandreu, Sisam’daki bir gecede sevdiği parça çalınca babasının anısına Zeybetiko oynamıştı.

Haberin Devamı

17 Ağustos 1999’daki İzmit-Gölcük depremi Türk-Yunan ilişkileri için bir milat gibiydi. Yunanistan’dan gelen yardımlarda dönemin dışişleri bakanı Papandreu’nun da payı vardı. Papandreu aynı yılın ekim ayında deprem bölgesini ziyaret edip prefabrik konutları teslim etmiş, 5 yaşındaki bu çocuğu kucağına alarak moral vermişti.

Papandreu’nun 2003’te Meis Adası’ndaki muhatabı bu kez Abdullah Gül’dü. İkili, AB üyesi ülkelerin toplantısına giderken birlikte Kaşlıları selamlamıştı.

Ege’deki baharın iki mimarı Papandreu ve İsmail Cem 2001’de Sisam Adası’nda dostluğa böyle kadeh kaldırmışlardı. İkili ertesi yıl da Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen Türk-Yunan ilişkileri konusunda çalışmalar için İstanbul’da bir araya geldi.

Haberin Devamı

2009’dan itibaren çok ciddi bir ekonomik darboğazla karşı karşıya kalan Yunanistan’da bir numaları sorumlu ilan edilmiş Papandreu. Geçen yıl Fransa’daki G20 zirvesinde Alman Başbakanı karşısındaki bu el pençe divan hali Yunanistan’ın AB dayatmaları karşısındaki teslimiyetçiliğinin sembolü gibi görüldü.

Yazarın Tüm Yazıları