Paylaş
Gregory Peck ile Anthony Quinn ‘The Guns of Navarone’da Rodos; Nicolas Cage ile Penelope Cruz ‘Captain Corelli’s Mandolin’de Kefalonya; Angelina Jolie ile Lara Croft ‘Tomb Raider’da Santorini, Meryl Streep de ‘Mamma Mia’da Skopelos adalarını meşhur ettiler.
Bir Yunan adasının bir film sayesinde dünya çapında üne kavuşmasının başlangıcı ta 1957’de oldu. Bence sinema tarihinin en seksi yıldızı Sophia Loren ‘Boy on a Dolphin’ ile Hidra adasını dünyaya tanıttı.
Atina’dan 40 mil mesafede gerçek bir cennet parçası Hidra. Sadece Yunan değil dünya jet-sosyetesinin uğrak yerlerinden biri. Buna marinasındaki lüks tekneler, sahilinde yan yana dizilmiş dükkanların pahalı vitrinleri de şahit.
Uzun tatiller için değil ama hafta sonu kaçamakları için ideal Hidra. Öyle gezilecek fazla yeri yok. İki tane yerleşim yeri var topu topu. Biri limanda, öteki de birkaç yüz metre ileride Kaminia’da. Limandan Kaminia’ya yürümek 10, bilemediniz 15 dakika.
İsteyene deniz taksi de var.
Trafik derdi yok. Motorlu araçların girişi yasak.
Öyle uçsuz bucaksız sahilleri de yok. Üç, bilemediniz dört yerden giriliyor denize, pardon, en sıcak yaz günleri bile buz gibi masmavi suya. Yeşili de yok. Koskoca bir kaya parçası işte.
Ama başka güzellikleri var. Mesela insana, “Bu diyarda yaşayanların DNA’sında estetik tavan yapıyor” dedirten, birbirinden güzel, alımlı, bakımlı taş evler, kaldırımlar, daracık sokaklar. Buram buram nezaket, kibarlık...
BU KEZ BAŞROLDE KAVGA
Lokantalarında, kafelerinde, barlarında kalite ‘buradayım’ der. Türk-Yunan ilişkilerinin o kötü rekabet-dırdır-vıdı vıdı dönemlerinde bir ilke imza atmıştı Hidra.
Karadeniz Ereğlisi ile ‘kardeş şehir’ olan ilk Yunan adasıdır.
Magazin programları buralarda Hidra’sız olmaz. Yunan olsun yabancı olsun, zengini, sanatçısı, siyasetçisi Hidra’da yakalanır objektife.
Sophia Loren’in Yunanca ‘Ti’ne Afto Pou To Lene Agapi’ (Aşk denen şey nedir?) şarkısını söylediği o filmden bu yana 55 sene geçti ama Hidra’nın yıldızı hiç sönmedi.
2 bin küsür insanın yaşadığı bu ada geçenlerde ilk kez farklı bir nedenle gündemi meşgul etti.
Kavgalar, dumanlar, göstericiler ve polisler başroldeydi bu kez.
Hidra’nın geçmişiyle, ünüyle bağdaşmayan manzaralar.
Psaropula, adanın en tanınmış balık lokantalarından biridir. Sahibi 60 yaşlarındaki Tula Tiliaku. Vergi müfettişleri lokantayı basıp müşterilere kasa fişi verilmediğini tespit edince, polis kadını yaka paça karakola götürdü. Tansiyonu yüksek Tula oracıkta bayıldı. Karakoldan hastaneye sevkedildi. Vergi müfettişleri, “Olsun, oğlunu yakalalayalım” demiş olmalı ki Stelyo Tiliakos da birkaç dakika sonra kendini karakolda buldu. İfadesi alınacak, gemiye bindirilerek Pire’ye götürülecek ve suçüstü mahkemesinde hakim karşısına çıkarılacaktı.
AH BE DER SPIEGEL
Ufacık bir yer Hidra. Haber tez duyuldu. Ekonomik krizden bunalmış esnaf kepenk indirip soluğu karakolun kapasında aldı. Yüzlerce insan toplandı orada. Stelyo Tiliakos’un serbest bırakılmasını isteyerek.
Baktılar ki Stelyo dışarı çıkmıyor. Karakolun elektriğini, suyunu kestiler. Polisler ve vergi müfettişleri tek katlı binada saatlerce mahsur kaldı.
Bir ara, “Adamı kaçırıyorlar, limanda bekleyen gemiye bindirecekler” söylentisi çıkınca, öfkeli kalabalık limana yöneldi. Gemi mürettebatının kaderinde Hidra limanında dayak yemek de vardı.
Polisler baktılar ki başa çıkamayacaklar, Atina’dan yardım istediler. Yunan Deniz Kuvvetleri’ne ait bir tekne ile adaya takviye kuvvet gönderildi.
Ve ortalık toz duman. Polislere saldıranlar, taşlar, sopalar, gözyaşartıcı bombalar...
Asayiş sağlandı sonunda. Stelyo yargılanmak üzere Pire’ye gönderildi. Esnaf dükkanını açtı.
Ertesi gün turistler limandaki eşeklere binmiş resim çektiriyorlar, alışveriş yapıyorlardı. Hidra’da bir gün önce yaşananların tek şahidi bazı dükkan sahiplerinin yüzlerindeki morluklardı.
Alman Der Spiegel internette, ‘Yunan halkı vergi ödemek istemiyor. Hidra’da yaşananlar vergi kaçakçılığının ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor’ tarzı bir yorum yapmış.
Ah be Der Spiegel... Şu Akdeniz insanını neden anlamazsın!
Paylaş