Erkek ve Baba Onurunu Koruma Derneği’nin 1500 üyesi var. Geçenlerde, kadın mağduru olduklarını söyleyen bu asabı bozuk adamlar Drama’da buluştular. İçlerinden biri de Atina Teknik Üniversitesi eski rektörü Nikos Markatos’tu.
Osmanlı İmparatorluğu’nda önemli bir yeri ve önemi olan Drama şehri, geçtiğimiz günlerde alışılmadık bir toplantıya ev sahipliği yaptı.
Kimi uzak Yeni Zelanda’dan kimi daha yakın Hollanda’dan, vesselam gelenekleri görenekleri farklı tam 17 ülkeden gelmiş bir sürü "mağdur" buluştu Drama’da.
Aynı dava için mücadele veren asabı bozuk adamlar iki gün süreyle dertlerini, tecrübelerini paylaştılar.
Kadın-erkek eşitliği uğruna ayaklar altına alınan erkeklik ve babalık gururunun kurtarılmasının yollarını aradılar.
Yaklaşık 1500 üyesi bulunan "Yunanistan’da Erkek ve Baba Onurunu Koruma Derneği"nin düzenlediği toplantıda adaletin en demokratik ülkelerde bile hep kadından hep anneden yana olması kınandı.
Konuşmacılar ya kendi başlarından geçen ya ülkelerinde yaşanan olayları anlatarak boşandıkları eşlerinin "marifetlerini" dile getirdiler. Annelerinden emdikleri süt burunlarından gelmiş zavallıların, sürüm sürüm sürünmüşler. Hepsi hakimlerden şikayet etti. Adaletin haklıyı haksızı tartarken, terazide hile yaptığını söylediler.
Toplantıya katılamayan ancak gönederdiği mektubu delegelere okunan bu ülkenin en önemli eğitim kurumu Atina Teknik Üniversitesi’nin eski rektörü Nikos Markatos "Eski eşimden boşanmaya karar verdiğim andan itibaren adaletin acımasız yüzü ile tanıştım. Dava üstüne dava açan eski eşim sürekli daha fazlasını istiyor. Her açtığı davayı hakimlerin adaletsiz kararları yüzünden kazanıyor. Adil yargılanmam gerekirken haksızlığa uğruyorum. Bu haksızlık daha nereye kadar gidecek?" dedi.
Kadınların- annelerin sistemli bir şekilde erkeklerin- babaların haklarını "gasp ettiklerinin" vurgulandığı toplantıda tartışılan bir konu da, çocukların genellikle anne-babaları evliyken 2, boşandıklarında ise 1 velisi olması.
Dertli erkekler-babalar Drama’da bir dizi karar da aldılar:
1. Boşanma davalarına özel eğitim görmüş hakimler baksın.
2. Her ülkenin anayasasında anne-baba eşitliği sağlansın.
3. Hakimler cinsiyeti ön planda tutmak yerine tarafsız karar versinler.
4. Ayrılan çiftlerin çocukları annelerin "malı" gibi sayılmasın.
5. Nafaka miktarı, erkeğin yeniden evlenip aile kurması halinde yeniden belirlensin.
Ne dersiniz... Haklılar mı?
Yunanlılar kime güvenir kime güvenmez
Hangi kurumlara güvenirsiniz? Hükümete, orduya, üniversitelere? Ya da bankalara, medyaya güveniniz var mı?
Kathimerini Gazetesi’nde 48 kurum ve müesse hakkında vatandaşların görüşlerine dayalı ilginç bir anket yayınlandı.
Anket sonuçlarına göre, Yunanlılar en çok itfaiye (1840 kişi), meteoroloji (1517 kişi) ve cumhurbaşkanlığı (880 kişi) kurumlarına güveniyor.
İlk 10 sırayı "halkın avukatı" olarak da bilinen ombudsman, Atina Akademisi, istatistik teşkilatı, silahlı kuvvetler, Avrupa Parlamentosu, bilgisayar firmaları ve üniversiteler tamamlıyor.
Son 10’a, yani en az güvenilir kurumlara gelince 39-45 arasındaki sıralarda Yunan Sanayici İşadamları Derneği (55 kişi), reklam firmaları (53 kişi), bankalar (44 kişi), televizyon (37 kişi), sigorta firmaları (36 kişi), bakanlıklar (31 kişi), gıda ürünleri üreten firmalar (27 kişi) bulunuyor.
En az güvenilen üç kurum ise Atina Borsası (16 kişi), hükümetler (12 kişi) ve siyasi partiler (10 kişi).
Anket sonuçları düşündürücü..
Ekonomik krizden etkilenmeyen meslek
Dünyadaki ekonomik krizin kapımızı çalan ya da çalmaya hazırlanan etkileri malum. İşsizliğin artması her ülkenin üstüne çökmüş bir kabus. Ancak son günlerde Yunanistan’da talebin yüzde 300 arttığı bir iş kolu var: Özel güvenlik.
Ülkenin nakit açısından en büyük 5. zengini sayılan "solcu armatör" lakaplı 74 yaşındaki Periklis Panagopulos hafta başında kaçırılıp, iddialara bakılırsa serbest bırakılması için 100 milyon Euro fidye istenince, özel korumalar birdenbire kıymete bindi.
Özel korumayla dolaşmanın maliyeti hayli yüksek. İyi eğitim almış bir koruma için günde 8 saat olmak şartıyla ayda 3 bin Euro ödemek gerekiyor. Mesai saatleri dışında ekstra korumanın maliyeti de saati 55 Euro. 24 saat koruma isteyen ayda 10 bin Euro’yu gözden çıkarmak zorunda.
Tabii her iş kolunda olduğu gibi burada da piyasayı bozanlar var. Özel koruma hizmeti veren firmalar, polislerden şikayetçi. Geçenlerde okudum, mesai saatleri dışında ek gelir elde etmek için işadamlarının yanında koruma olarak çalışan yüzlerce polis varmış. Fiyatları daha uygun. Ayda 1000-1500 Euro. Yine de polisin maaşından yüksek bir rakam.
KOMŞU MERHABA
Tık tık... Merhaba Latif Demirci. Kalimera (günaydın). Yorgo ben. Alt kattaki yeni komşun. Yan binada oturuyordum üçbuçuk yıldır (Cumartesi eki). Üç hafta önce buraya taşındım. Yerleşmeye çalışıyorum. Yukarıda havalar nasıl? Senin pek ihtiyacın olmaz da eğer tuz, biber filan istersen hiç çekinme. Ayrıca ziyarete de beklerim.
Üstadım millet bu sayfayı açıyor, yazdıklarınla çizdiklerinle hem düşünüyor hem de katıla katıla gülüyor. Peki benim halimi düşünüyor musun? O yarattığın muhteşem tiplerin altında "Kıbrıs’ta çözüm gayretleri" veya "Türk-Yunan ilişkileri" filan diye yazsam -ki bazen yazmak da gerekiyor- millet ne der? Kahkahayı bir anda deruni düşüncelere dönüştürmeye hakım yok elbet. En azından tebessümü muhafaza etmem şart. Kolay mı sanıyorsun?
Fizik, faça da yardım etmiyor ki sağlıklı beslenme veya günde 10 dakika spor yapmanın faydalarından bahsedeyim. Senin alt daireye taşınan adam içki alem paf puf..
Ancak buna karşı, iyi komşu gibisi de yok. Seni okumayacak adamın alnını karışlarım. Aynı sayfadayız ya, insanoğlu bu, gözü aşağıya da ilişir. Beni okuyanlar böylece üçe beşe katlanır. Ünlü bilem olabilirim. İstanbul kaçamaklarımda kameralara yakalanabilir, yanımdaki hatun için "biz sadece arkadaşız" filan diyebilirim.