Paylaş
Zaten ben biliyordum böyle olacağını, hiç şaşırmadım.
Eminim beni tanıyanlar da hiç şaşırmadı.
Hastayım.
Artık maraton muuu, en son yaptığım çılgınlık mııı, yoksa etrafta olan salgından mııı, hangisinden çarpıldım bilemiyorum.
Kocaman gürültüsüne rağmen sesi kısık bir soğuk algınlığı oldum.
Yazı yazacak halim yok.
Şu anda ekrana bakarken gözlerim şıpır şıpır akıyor, burnum silmekten kıpkırmızı oldu, acıyor... Boğazım kıtır kıtır yutkundukça çoook kaşınıp tutuşuyor.
Bu duruma en iyi ilaç tavuk suyuna çorba içeyim dedim, içine de kırmızı pul biber serpip kendimce boğazımdaki mikropları yakmayı hayal ettim.
Fakat pul biberi elimle serptiğimi unutup elimle gözlerimi sildim iyi mi!
Sonuç:
Yangın!
Cayır cayır yandı gözlerim. Zaten akıyordu gözler, şimdi şelale oldu!
Şapşalın tekiyim.
Dersimi aldım.
Sadece sıcak çaylar içip sulanan pul biberi renkli gözlerimin sularını siliyorum.
Hapşurunca herkes “İyi ve uzun yaşaaa!” desin diye bekliyorum, demeyenlere kötü kötü bakıyorum. Bakışımdan anlaşılmazsa hemen ciğerden öksürüyorum. Olmadı, zaten yeniden hapşurasım geliyooor...
Ve alın işte...
Yine ha ha ha hap şu ra sım geeel ... di!
....
....
Ufff!
Hapşurdum da geldim.
Efendim?
Duyamadım!
“İyi ve uzun yaşaaa!” demediniz mi?
E aşk olsun!
Derseniz çok sevinirim.
J
Merak etmeyin.
Nasıl olsa iyileşir iyileşmez koşa koşa köşeciğime dönerim.
Yonca
“aksırık”
Paylaş