Paylaş
Türk’ ün yaptığı Türk kahvesini içersen, sen de artık insan değilsin.
Eğer insanım diyorsan, etrafında yaşayan tüm Türkleri rahatsız etmelisin...
...
Bir gün böyle bir e-posta alsanız mesela, ne yaparsınız?
Bu satırları okurken ne hissedersiniz?
Tepki duyup öfkelenip isyan etmez misiniz?
Bu nasıl bir haksızlıktır demez misiniz?
Eminim dersiniz.
Hemen bunu yazanı bulup protesto etmek, karşı atağa geçmek istersiniz.
Ben de öyle hissettim.
Çünkü dün bana aynen böyle bir e-posta geldi.
Tek bir farkla; “Türk” yerine “Yahudi” yazılıydı o e-postanın her satırında.
Bunu bana gönderen utanmaz, bunu elden ele dolaştırmamız için bir dizi de manevi baskı içerdiğini düşündüğü; “yok yollamazsan cehennem ateşinde yanacaksın, sen de günahkar olacaksın, insan sayılmayacaksın!” gibi gibi, saçma sapan şeylerle de sündürmüş de sündürmüş dehşet veren fikirlerini bir de!
Bazı insanlar -aslında şapşallar mı demek lazım bilmiyorum!- hakikaten sapla samanı, bitkiyle hayvanı, akla karayı ayırd edemeden; abuk sabuk bir galeyana gelip büyük hatalar yapacak kadar cahil.
Neye kızıp kime çatıyor, ne ne dediğinin, ne de lafının nereye gittiğinin bilincinde hiç değil!
O korkunç satırları, paragrafları, verilmesi gereken rahatsızlık yöntemlerine dair yazılmış “akıl” vermeleri okurken;
Gerildim.
Utandım.
Sıkıldım.
Dahası korktum!
İnsanların, nasıl da kolaycacık canavara dönüşebildiğini görüp panikledim.
Benim için kin, tedavisi olmayan bir hastalıktır.
Taşıyıcıyısı da dahil olmak üzere, yanında duran herkesi kaşla göz arasında yutar.
Bu e-posta bana insanlik@gmail.com diye bir adresten gönderilmiş.
İsim soyad tabi ki yok.
IP numarasından bulunabilse de, bunu yazan her kimse, ceza alabilse.
Çünkü bu yazılanlar da, bizim ülkemize atılmış bir bombadır.
Tüm Yahudi arkadaşlarımızla, akrabalarımızla, dostlarımızla, komşularımızla aramıza atılmış bir atom bombasından farkı yok benim için.
Bu nasıl bir zihniyettir ki, yaşanan savaşlar yetmezmiş gibi, yenilerinin tohumlarını atmaktan çekinmemektedir.
Bazı insanlarımızın olan biten karşısındaki duruşlarını, daha doğrusu duramayışlarını gördükçe, ben esas kendi ırkımdan korkar oldum iyice.
Ne yapacaksınız,
Balık baştan kokar bir kere!
Yonca
"utanç içinde"
Paylaş