Paylaş
Rock ne sözünü, ne duruşunu sakınır.
Çarşamba akşamı Nilüfer’in 13 Düet konserine gittim. Ölüyorum sandım mutluluktan.
Nilüfer’i ne kadar severim, destan yazsam kesmez beni. Muhteşemdi Nilüfer. Tablo gibiydi. Her şarkıda kıyafet değiştirdi. Sesi zaten insanı büyülüyor.
Dinlemelere doyamadım.
Nilüfer’le birlikte en sevdiğim grupları da görme şansım oldu.
Üstelik bu konser, Hürriyet’in Aile İçi Şiddete Son çalışmaları adına yapıldı.
Ve Aile İçi Şiddete Son yardım hattının bilgileri verildi.
AİS yazıp 6643’e SMS attığınızda destek vermeniz mümkün, aklınızda bulunsun.
* * *
Konserde sahneye ilk önce Bulutsuzluk Özlemi çıktı.
Tüylerim diken diken oldu.
Konser sonrası gittim yanlarına; Nejat Yavaşoğulları ile fotoğraf çektirdim. Amma hayran olduğumu anlattım, pek tabii heyecanla.
Hayal Kahvesi’nde her ay çıkıyorlar; deli olmayın, kaçırmayın.
Sahneye önce gruplar solo performanslarıyla gelip ardından Nilüfer’le düet şarkılarını söylediler.
Zakkum, Anason söyledi mesela. Çıldırdım. Sonra Zakkum’un solistine kuliste gidip “Ben bu cumartesi İznik Ultra Maratonu’nda 77km koşmayı deneyeceğim. Bitirince de ilk işim ‘Anason’ koyup rakımı içerek kutlamak!” dedim de fotoğraf çektirdik.
Feridun Düzağaç vardı. Nasıl iyi bir performanstı Nilüfer’le anlatamam size. Pinhani benim maraton finish şarkımı söyledi hem de; Hele bi gel. Koşarak sahneye atlayacaktım, kendimi zor tuttum.
Ama konser sonrası Sinan Kaynakçı ile de fotoğraf çektirmeyi, sohbet etmeyi ihmal etmedim. Deli miyim kaçırayım!
En sevdiklerim gelmiş. Zıp zıp zıpladım! Konserin oturma düzenli olması beni biraz gerdi gerçi.
Ama ne zaman ki Kargo çıkıp “Bana Yalan Söylediler”i söyledi, her şey değişti. Oturduğum sandalyeden taştım inanın.
Olağanüstüydü Kargo ve solisti Ozan.
Kuliste, “Ölsem de Kargo’yu görmeden, Ozan’ı öpmeden gitmem!” dedim.
Yaşım kaç bilmiyorum. Ama içime bir “ergen” sıkışmış, orası kesin.
Ben iyi müzik yapan grupları deli gibi seviyorum. Ta Dubai’den gelmişim, görmemişten beterim. Bu durumda kim tutar beni, sizlere soruyorum sevgili okurlar!
Tutmadım ben de kendimi.
Ozan Anlaş’ı gittim gördüm ve yanağından öpüp kırmızı rujumu bir güzel yanağına kondurdum.
Duma duma dum.
Mutluyum.
Şiddet gören birilerini tanıyorsanız, biliyorsanız; “Aile içi şiddete son acil yardım hattı”nı 7/24 arayın aratın. 0212 656 96 96 veya 0549 656 96 96
Yonca “hayran”
Türkiye’nin Su Ayak İzi
Bilinçsizce bir su tüketimi içerisindeyiz. Etrafımdaki hiç kimse dişini fırçalarken musluğu kapatmıyor. Hâlâ ön yıkamalı programla çamaşır yıkayan var. Tarih oldu ön yıkama. Hiç gerek yok. Hiç. Su çok değerli!
Çocuklarımızın susuz kalmasını ister miyiz gelecekte?
WWF Türkiye, Unilever ve Omo ile işbirliği yaparak, Türkiye’nin Su Ayak İzi projesi kapsamında, su kaynaklarının miktar ve kalite anlamında maruz kaldığı tehditlerin altını çizmeyi ve ekonomik faaliyetlerin su kaynaklarına bağlı olarak sürdürülebilir kılınmasını hedefliyor. Bakın, 43 ülkede, yaklaşık 700 milyon insan su kıtlığı çekiyor. Her gün 2 milyon ton kanalizasyon ve atık su dünyanın sularına boşalıyor.
Bunları bir düşünün hele...
Bu konuda neler yapabilir, suyu nasıl daha uzun ömürlü kılabiliriz, size elimden geldiğince anlatacağım.
Bu arada sizler de lütfen gerekli gereksiz aşırı ısıda çamaşır yıkamaktan bir vazgeçin.
İnanın daha az ısıda da çamaşırlarınız mis gibi.
Takıntıya suyu kurban etmeyin. Suyu kurtarabiliriz çünkü. Umut var.
Yonca “sucu”
Paylaş