Paylaş
“Sizce bu savaş nasıl biter, bölgeye barış nasıl gelir?” diye.
Kevser Hanım’ ın Filistin için söyledikleri, maalesef bugün, aynen bizim için de geçerli. İnsan istemeden, kendi ülkesinin geleceği adına üstüne alınıyor.
Kevser Hanım;
“Filistinliler kendi aralarında bölündü. Komşular, kardeşler birbirine düştü. Kimse ülkesini düşünmüyor. Halkın birlik beraberlik duygusu kalmadı, ülke gücünü kaybetti. Ben artık Filistinliler birbirleriyle kavga etmeyi bıraksınlar, herkes birlik olsun istiyorum. O zaman sorun çözülür.” dedi.
Ne ilginç!
Bizim de kendi içimizde kaça bölündüğümüzü, kaç mahalleye ayrıldığımızı ve bu sayede ne kadar çok güç kaybettiğimizi düşündünüz mü siz de?
***
Sonra, Barrack Hussein Obama İncil’ e el basarak başkanlık yemini etti dün gece.
Hem de; rengi, dini, ırkı biribirinden çok farklı olmasına rağmen bir araya gelebilmiş bir millet önünde, birlik ve beraberlikten, faklılıkların kucaklanmasından bahsetti.
Herkesin Başkanı olduğunu gösterdi halkına böylece.
Farklılıkların, krizleri çözmek adına göz ardı edildiği, birlik olmuş bir toplumda umutların boş çıkmayacağını anlattı,
“Tüm sorunları beraber çözebiliriz!” dedi özetle.
Hollywood filmi seyreder gibi seyrettim yemin törenini.
Obama’ nın arkasında duran, ülkesinin iyiliği adına bir araya gelen tüm önceki başkanlara, eşlerine, onların çocuklarına baktım.
Halka nasıl örnek olmaya çalıştıklarını, moralleri yükseltmek için nasıl da güzel bir arada durabildiklerini düşündüm, kişisel sorunlarını gözetmeden hem de!
Filmi seyrederken “hayallere dalacaktım” ki tam...
Nihal Bengisu’ nun Ayşe Arman’ la yaptığı röportajda ettiği laf geldi aklıma birden bire.
“Hayal mahzuru” kavramından bahsetmişti de...
“Hayal kurmanın, hayalleri hedef haline getirebilmenin başına açacağı sakıncalardan” dem vuruyordu kendisi bize.
Öylesine üzüldüm ki kendi adıma, ülkem adına, Nihal Bengisu adına, yine.
Düşünsenize,
“Hayal kurun, asla umutlarınızı yitirmeyin!” diyen gelişmiş ülkelerin liderlerinin tersine,
Hayal etmenin sakıncalı olduğunu düşündürtebilen bir insan kitlesi yarattı politika ve politikacılar bizim memlekette.
Hem de dini buna alet ederek sindirdiler insanlarımızın hayallerini bile!
Hayal kurulmayan, hayal kurmanın sakıncalı olduğu düşünülebilen bir ülkede,
Birlik ve beraberlikten,
Farklılıkların güzelliğinden bahsetmek,
Herkesin birbirini farklılıkları gözetmeden “kucakladığını” düşünmek...
Giderek “mahzurlu” olmaya başlar elbette.
Ayrılıklar, bölünmeler, kopmalar, kavgalar...
Kin ve nefret de aynen böyle ekilir insanlar arasına işte!
Yonca
“hayalperestin önde gideni”
Paylaş