Paylaş
"İznik Ultra 2014'den 40.km yakınlarından hatıra fotoğrafı"
Kullanmayı en iyi bilmen gereken kavram da zaman. Ne boşa harcayacaksın onu, ne de fazla arttıracaksın. Bi yandan yaşamayı da bileceksin zamanını.
Bana bunu en iyi anlatan şey uzun mesafe koşu yarışları oldu. Doğa oldu. Doğanın içinde koşmak oldu. Başladığın yerden çıkıp bitirdiğin yere gelirken edindiğin bir ömürlük tecrübeyi büyük bir azimle kazanmak oldu.
Yine 1 sene geçmiş...
Bugün siz bu yazıyı okurken bizler İznik Ultra Maratonu’nda 136km, 83km ve 46km için çoktan start almış koşuyor olacağız.
Geçen sene 80km bitirmiştim.
Bu sene 46km koşuyorum. Daha uzunlar için yeterli antrenman yapamadım. Eskiden olsa dangıl dungul yine 80km koşmaya kalkardım. Yok. Bana bunu da öğretti uzun mesafe koşmak. Kendimi zor da olsa, eksik gedik kabul etmeyi, kapasitemi ve emeğimi hakkıyla değerlendirip saçma sapanca kendimi hazır olmadığım şeylere şövalye ruhuyla atarak perişan etmemeyi.
Yine de çok garip duygular içindeyim. Azıcık içim buruk.
Birincisi sanırım ben artık böyle büyük ve zor yarışlarımın finişinde çocuklarım, ailem olsun istiyorum. Sonunda onlara sarılmak istiyorum. Onlar beni karşılasın istiyorum. Bir sürü güzel insanla çevriliyim ve çok şanslıyım biliyorum, ama en çok beni o finişe girerken görmesini istediklerime de uzağım. Okul ve denk getiremediğimiz tarihler yüzünden bir türlü bu sevinçleri çocuklarımla yaşayamadığım için azıcık duygusalım.
Keşke beni görseler deyip deyip yutkunuyorum.
Bir de çok iyi hazırlanmak ve 83km değil 136km için start olmayı hayal ederdim geçen seneden sonra. Ama olamadı. Ne sağlık, ne zaman, ne iş tempom, ne aile hayatım buna elvermedi. Sanırım insan bir kere kapasitesini görünce, çalışarak neler yapabileceğini bildikçe yapamadığı zaman garip hissediyor. Hep daha çok çalışmak gerekiyor. İşleyen demir pas kesin tutmuyor. Can çekiyor ama işte bir de koşullar var. Sanırım çocuklar azıcık daha büyümeli... Ya da ben bin tane şeye aynı anda yetişme sevdamı bırakıp kendime zaman arttırmalıyım.
Her neyse.
Size nasıl inanılmaz bir takımın parçasıyım anlatmak isterim.
İznik Ultra Maratonu ana sponsoru ASICS aynı zamanda bir takım kurdu. Ben de o takımın bir parçasıyım. Aramızda Iron Man’ler var, hem kadın hem erkek. Triatletler var. Çooook uzun mesafeyi çok hızlı koşanlar var, bi de ben gibi kaplumbağa var.
Hepimizin ortak noktası ise hepimizin işi gücü var. Yani spor bizim hobimiz ama profesyonelce yapmaya çalışıyoruz.
Takım arkadaşlarımı, her biri inanılmaz birer ilham kaynağı olan insanlar olduklarından tanıyın istiyorum. Sizlere onları daha detaylı da anlatacağım çünkü eminim onların geçtiği süreçler size, “ben de bu durumdayım, demek yine de yapabilirim” dedirtecek.
Biz koşa duralım, siz de bu yazıyı okurken her birimize, bugün hala yarışan tüm sporculara içinizden şöyle okkalı bir “Ha gayret” deyin. Çok iyi gelir.
Çok zor bir parkur çünkü.
Ben bu sene, yine hiç konuşmadan koşacağım.
Çekim yapacak gücü bulursam instagram’da paylaşacağım. Bakın bakalım sesim çıkıyor mu...
@4yaprakliyonca dan takip edebilirsiniz beni.
46km için bir gergedan olduğumu hayal ettim. O cüsseye rağmen inanılmaz hızlı hareket edebildiğinden gergedanı seçtim.
Yarışı hele bir sağ salim verilen süreler içinde bitireyim, yarış raporunu yine uzun uzun yazacağım.
Bu arada merak edene geçen senenin 80km sonrası raporu şu linkte. Kendimce en çok okunmaya değer yazılarımdan en birincisi.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/26314390.asp
Şimdi sıra hayatımın en büyük rengi, ilhamı, bir dolu spor bilgisi ve kahkaha kaynağı olan Türkiye ASICS Takımının her bir üyesini tanımakta.
Koş yüreğim koş...
Yonca
“gergedan”
Ayşin Başkır
Ayşin Yönetici Organizatör.
Bir borsacı iken 2008 yılında takım çalışması eğitimleri veren ve aynı zamanda spor organizasyonları yapan bir şirkete ortak olarak, kariyer değişikliği yaptım. Üniversite yıllarımda dağcılık yapmıştım. Sonra kaya tırmanışı, dağ bisikleti, orieentiring, deniz kanosu ve macera yarışları da yapar oldum. Çocuğum olduktan sonra sadece koşmaya başladım. Diğerlerine göre kolay bir spor benim için, oğlum uyurken bile bir koşup gelebiliyorum. İznik’de 46km koşuyorum bu sene.
Cemil Gökçe
Sigortacı
Evli ve kız çocuk babasıyım. İzmir’de yaşıyorum. Düzenli koşu hayatından önce kimi zaman hafta sonu, kimi zaman da mevsimsel olarak bisiklet, fitness ve koşu hayatımda hep vardı. Ancak son 5 yıldır süreklilik haline getirerek disipline etmeye başladım. Orta ve maraton mesafelerinde koşup ileriki dönemlerde de mesafeyi arttırma niyetim var. Aile ve iş yaşantım haricinde kalan zamanımın çoğunda antrenmanlar yer alsa da, sosyal çevremden de uzaklaşmadan bu düzeni sürdürme gayreti içerisindeyim. Ülkemizde spor kültürüne sahip insan sayısının artmasını hayal edip kendi adıma katkıda bulunmaya çabalıyorum. Bu sene İznik’de 80km koşuyorum.
Ilgaz Kuruyazıcı
Tasarımcı
12-18 yaşlarında voleybol oynadım. 2006’da koşmaya başladım. 2 kızım var. Uzun mesafe koşuları dışında diğer spor dallarına pek bulaşmam. Yüzme bilirim, 3 tane bisikletim var ama triatlona epey uzaktan bakarım. Koşmak benim hobim, para ve zaman harcadığım tek iş. Bu sene ben de 46km koşuyorum İznik’de.
Mert Derman
Yazılımcı
Eşimle birlikte Ankara’da yaşıyorum. ODTÜ’den mezunum ve 2000 yılından bu yana yazılım sektöründe çalışıyorum. 2008’ den bu yana koşucuyum. Ortaokul ve lisede voleybol oynamak ve sonrasında üniversite yıllarından bu yana keyif amaçlı scuba dalışları yapmak dışında sporla çok da içli dışlı olmayan bir hayatım vardı. Dolayısıyla koşmaya başlamak isteyen ve geçmişinde spor yapmamış birçok kişi ile ortak bir hikayeye sahibim. Ben 80km’ciyim bugün.
Önder Akay
Sipariş Yönetim Uzmanı
2009 yılında bir koşucu arkadaşımın takımı sayesinde Belgrad Ormanda onlarla birlikte antrenman yaparak başladım. Öncesinde amatör olarak basketbol ve futbol oynadım. Her gün koşu ve ağırlık antrenmanım var. Bir gün bile kaçırsam pişmanlık duyuyorum. Zaman ve imkan olsa sanırım bütün spor dallarını yapardım. Bugün ben de 46km’yi koşuyorum.
Özlem Duygu
İşletmeci
Günümün büyük kısmını yöneticiliğini yaptığım spor salonu içindeki kafede geçirmeye başlayınca, spora başlamak da kaçınılmaz oldu. Koşmaya ise 2010'da başladım. Bir yarış hazırlığında değilsem bile, sadece sevdiğim ve kendimi iyi hissetmemi sağladığı için, her gün mutlaka spor yapıyorum. Koşu, bisiklet, yüzme, yoga. Spor gerçekten büyük bir bağımlılık… Neyse ki iyi bir bağımlılık :)
İznik 46km dedim ben de.
Selcen Kanyılmaz
Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı
Koşmaya 2009 yılında başladım, ilk kez yarışa 2010 yılında katıldım. Koşu öncesinde planör, yamaç paraşütü ve scuba dalışları yapıyordum. Uzun yıllardır fırsat buldukça yoga yapıyor ve yüzüyorum. Küçük ikiz çocuklarımla şu an bir günümü nasıl geçirdiğimi hiç anlatmasam daha iyi.
Sezen Çakır
Sağlık Danışmanı
2004'ten bu yana eczacılığın yanı sıra, McGill Universitesi’nden "Food for Thought" kursunu almamın ardından beslenme konusu üzerine eğildim. Beslenmenin sağlığın korunması ve idame ettirilmesindeki önemi; kişiye özel beslenme ve sağlık modeli olmasının gerekliliği gibi konular hakkında çalışıyorum. Şu an bir yandan da Medipol Üniversitesi’nde Homeopati derslerine devam ediyorum.
Yasemin Göktaş
Mali İşler Sorumlusu
Özel bir şirketin mali işler departmanında çalışıyorum. Spor yapmaya Orta Okulda sokakta erkeklerle futbol oynayarak başladım. Lisede okullar arası atletizm yarışlarına katıldım. Sporu seviyorum, tabii ki yaşam biçimim. Koşuyorum, maratonları takip ediyorum. Koşullar ne olursa olsun, açık hava sporları favorim. 46km’de yarışacağım ben de.
Dilge Koçak
Eczacı
2007 yılından bu yana Gıda Takviyesi sektöründe çalışıyorum. Sağlık profesyonellerine gıda takviyesi kullanımı-sağlıklı beslenme-sağlık problemleri ilişkisi üzerinde eğitimler veriyorum.
Ortaokul ve lisede basketbol oynadım. Üniversitede dağcılığa başladım ve 5 yıl kaya tırmanışı yapıp, federasyon yarışmalarına katıldım. 2012 yılı sonunda kendimi koşarken buldum. Şimdi yüzüyor ve bisiklete de biniyorum. Fitness ve ağırlık antrenmanlarını hiç aksatmıyorum. Sporun sadece fiziksel değil zihinsel olarak da vücudu olumlu yönde desteklediğini düşünüyorum. Bu yarışta koşmuyorum, gönüllü oldum. 24 saat boyunca tüm koşanlara destek vereceğim.
Paylaş