Paylaş
Lokman Abim attı bu başlığı. İyi değil mi?
Milli bir maçı maaile seyretmek kadar zevkli bir şey olamaz. Hele de şu anlatacağım ortamda:
Koskocaman bir çam ağacı düşünün; adı Ulu Çam. Altında bir yemek masası, oval. Etrafında 6 sandalye. Üzerinde dipler, cipsler, küçük köfteler, çaylar. Diğer masadan alınma sandalyeler dizilmiş sıra sıra. Evdeki televizyon bahçeye bakan pencerenin pervazına yerleştirilmiş durumda ki bahçeden, yani ulu çamın altından, herkes rahat rahat maçı seyredebilsin. Hava ılık ve hafif nemli. Sivrisinekler yılmadan dalış yapıyor bacaklara, ama takan yok. Offlanıyoruz ve arada sırada kaşıntıdan şikayet ediyoruz.
Çocuklarım şaşkın ve çok heyecanlı. En çok da cips yeme hakları olduğu için mutlular. E hadi bu gece tamam dedim cipse. Ortama değer. Yoksa cısss!
Bin tane soru soruyorlar; çünkü daha önce bu şekilde ve yerinde basket maçı izlemediler. Hele de maç Türkiye-Yunanistan maçı ve tam karşımızda Samos var düşünsenize. Ben “Yunanistan güçlü bir takım” deyince oğlum başlıyor ağlamaya. Babasıyla konuşuyor telefonda. Ama rahat edemiyor bir türlü. “Genelde bizi yenerler..” deyince hele bendeniz gereksiz gerçekçi, sinirleri iyice bozuluyor: “E hep yendilerse yorulmuşlardır ve bugün kaybederler o zaman di mi anneeeee!” diye daha da feci başlıyor ağlamaya. Ablası devreye girip teselli etmeye çabalıyor usulca. İşe azıcık yarıyor galiba. Gözler siliniyor, yerine yerleşiyor.
Maç başladı.
Hakemler hepimizi hasta etti. Ersan İlyasova ise hepimizi kendine binlerce kere hayran etti. Derken bir stres anı oldu. “Eyvah!” dedik, “Bu adamların şakası yok aradaki fark 6 sayıya indi...”, o sırada Önem elinde kocaman bir tabak kendi elleriyle yaptığı profiterolle göründü. “Bu maçı alacağız, galibiyet şerefine yaptım!” dedi.
O an bittiğimiz andı.
Artık profiterolün gücü müdür nedir bilemem, ciyak ciyak Güzelçamlı sahilini inleterek destek verdik 12 Dev Adama. Annem dualar okudu. Komşu dayanamadı geldi yanımıza. Profiterolleri de indirdik midelere kaşla göz arasında.
Salon inim inim inliyor televizyonda, sahil de bizimle inliyor aynı anda. Yan sitelerde de bakıyorum durum aynı, kafelerden yükselen çığlıklar deseniz aynen.
Oğlum uyuya kaldı ikinci devrede, onu odasına taşıyıp acele yer yatağına yatırdım. Kızımın yanına döndüm geldim oturdum. Arada twitter da twit attım, ve çok zorlandım. Maç seyrederken twit atılmazmış, ağzımın payını aldım. Bir daha asla. Ellerim titriyor, ayağa kalkmam geliyor, yumruk atıyorum masaya, bilgisayarın o mahalde olması bile büyük hata!
Maçı aldık ya... aslında bunların hepsi anlamsız şu anda.
Dağ başını dumaaan aaalmış
Gümüş dere durmaz akar...
76-65 Türkiye galip!
Porto Riko korksun. Hedefe hep beraber kitlendik. Artık eskisi gibi çabuk dağılmıyoruz, sakiniz, takım gibi takımız. Her şey bu iyi oyuna devam etmemize kalmış durumda.
Ulu Çam uğurlu geldi. Profiterol de tamam, Önem “Yine yaparım. Çünkü yine yeneceğiz!” dedi.
Bizim olacak bu kupa.
Haydi 12 Dev Adam kim tutar sizi?
Seyirci ve taraftarınız yanınızda!
J
Yonca
“13”
Paylaş