Paylaş
1- Balığımı da mezemi de hep balıkçı sığınağının orada Çardaklı Restoran’da yiyorum. Tadımla, sohbetimle, anam babam usulü keyfimle. Yıllardır değişmedi Mehmet ve Çardaklı’sı. Şımarmadı. 100 yaşımda da orada, sardunyaların altında olurum. Biliyorum. Tel: 02523852444
2- Perde deyince Nalan Sönmez. Zevkinden de kalitesinden de ödün vermez. Bin bir güzel sıfatı aynı cümle içinde şıp diye kullanabilen, tatlı diliyle insanı hep gülümseten çalışkan insan. Tel: 05325983256
3- Kızılburun’da bizim Seba Prestij’in dibindeki Başkent Market. Harun ve Çiğdem çifti işin başında. Onları nasıl anlatsam ki size. Hayranlık duyuyorum ileri görüşlerine, çabalarına.
Neye ihtiyaç duysak cevap “hallederiz”. Telefon açtığımızda hepimize isimlerimizle hitap eden güzel insanlar. Çocukluğumdaki gibi mahallemizin her şeye yeten yetişen bakkalı onlar. Hayatım boyunca her şeyi onlardan almak istiyorum. Tel: 02523966989
4- Bodrum Balıkçısı Halil Arın’ın Yalıkavak Marina’daki yerine uğramadan gitmeyin. Balıklı tablolarına bir bakın kesin. Onun çizdiği balıklar başka! Bambaşka!
Bu sene de balıklı bardakları bitirdi beni. Rakı bardakları yapmış balıklı. O duble ayarını yaptığın çizgide yüzüyor balıkları. Rakı-balık öyle güzel ki!
Tüm Arın ailesinde bir şey var kalbime dokunan. Kızı da, oğlu Candaş Arın da çok özel. Kim bilir nasıl bir anne diyorum... Candaş’ın fotoğraflarıyla da başım dertte zaten! Koleksiyon yapabilsem keşke. Instagram’dan bakın @candas
4444 gözle 2 fotoğrafını daha duvarıma asmayı bekliyorum! Bir yazı yazmıştım 2013’te, o da sanki o yazımın fotoğrafını çekmiş resmen. Nefis.
5- Derin Mavi yani Tevfik Türen Karagözoğlu seramikleri, sanatı, kalbi, gözleri. Zeytin ve limon ağaçları var, duvara asıp dalından toplasam istiyorum. Balıklarını tutsam diyorum. Atlarının ağırlığı asaleti ve kayıklarının atla hayallere gidelim hali. Hele o evleri, rengarenk evleri! Yalıkavak girişinde galerisi. Instagram’dan bakın da anlayın beni @derinmavibodrum
6- Ve Edip Oral. Edip için ne demeliyim bilmiyorum. Ayşen kazandırdı onu bana. Edip kendi başına bir ordu gibi. İnşaat, mimarlık, tasarım, döşeme, tesisat bir çeşit el ayak, her şey.
Evimizi aldığımızda sudan çıkmış balık gibiydim. Akbaba gibi herkes saldırıyor evinde bir şey yapmak istedin mi. Zaten deli gibi kredi ödüyoruz, Edip bana “Abla sen hele otur evine, birkaç sene geçsin, evini tanı. Nereye ne lazım bir bak. Milli servet her şey. Boşuna onu bunu yapacağım diye acele etme. Zamanla ufak ufak yaparız” dedi.
5 sene geçtiydi, “İçeriyi boyatsak mı artık?” dedim; “E akan duvar yok. Çocuklar da küçük, gelenin çok. Bırak iyice kirlensin. Sonra” dedi. İhtiyaç neyse onu yaptı hep ama onu da resmen evladiyelik yaptı. Ne modası geçer, ne de kalitesi şüphe götürür.
Böyle zevkli, işini profesyonelce yapan, çevreci, doğaya saygılı, her şeye hızır gibi yetişen, zeki, müthiş bir karakter görmedim.
Onu tanıyanlar çok iyi tanıyor. Kimlerle çalışıyor Edip ama, değişmiyor. Bu sene artık ilk defa evimize el attı azıcık. Gözüm kapalı teslim ettim. Bir geldim ki evimiz doya doya yaşlanmalık, bir ömürlük yuvamız olmuş.
Hele de bir kitaplık yaptırmış bana, Sedir Ağacı’ndan, kokusu yeter ömrümce bana. Atom Karınca Edip. Emeğiyle, alın teri ile övgüyü hak eden insan o da.
Edip Oral Tel: 05326150489
Ece Erken mektubu
Boğazıma yumru oturdu okurken. Ben Ayşe’nin yerinde olsam, Ece “yayınla” dese de yayınlamazdım. Canı çok yanıyor belli. Korunmaya ihtiyacı var.
Bir annenin kendi mahremiyetinin bittiği yerde, çocuğunun mahremiyeti başlıyor, çok zor. Adalet anlayışımızın kadın aleyhinde işleyen kafasından sakınırdım onu.
Hangi kelimenin aleyhine geri döneceğini bilemiyorsun bu topraklarda.
Zayıf yerinden vurmak için çalışıyor ortam ve sistem.
Duygusal veya fiziksel fark etmez, şiddetin kabul edilebilir, açıklanabilir bahanesi yok. Koca ve tarafını asla anlamam mümkün değil.
Sakın “hak etti, yapmasaydı etmeseydi, kendi etti buldu” filan denmesin. En çıldırdığım kafa, o kafa!
Konu her neyse, boşanırsın. Bitirirsin. Bırakırsın kadını, gidersin olmuyorsa. Sorun her neyse çözümü veya sonucu hiçbir şekilde şiddet olamaz.
Bu topraklar şiddetli kafalarla beslenerek süslü olduğu sürece, adalet duygumu her daim kadından yana pozitif ayrımcı olarak kullanacağımdır. Net.
Ece’yi dostları, ailesi kocaman bir sevgi, şefkat, anlayış duvarıyla sarmalasın dilerim. Korusunlar. Yargılamadan dinlesinler onu.
Geçsin bitsin kabus bir an önce. Mutlu olsun bebeğiyle.
Yonca
“Sabır”
Paylaş