Mesele, Baykal’ın meselesi değildir

Gazeteciyi izliyoruz televizyonda... Alkışlayasımız geliyor. Memleketi sattılar diye bağırıyor, milliyetçilikte MHP’yi solluyor, götür CHP’ye, Atatürkçülük dersi versin, o derece...

Haberin Devamı

AB’ye meydan okuyor, ABD’ye tek başına direneceğini söylüyor, şehitlerden bahsedilirken mendille gözlerini siliyor, belki görmezsiniz diye kameraya zoom yaptırıyor, isim isim sayıyor, liboş bunlar diyor, dönek diyor, yerden yere vuruyor, sanırsın Kıbrıs’ı tek başına aldı, verirsem namerdim diyor. Öylesine cesur ki, 80 kiloluk vücudunun 74 kilosu yürek, gerisi 6 okka.

*

Bi sabah kalkıyoruz ki, a-aa...

*

Ne dediyse, tam tersini söylüyor.
Kara’ladığını ak’lıyor.

*

Bir başkası, işadamı... Bana ne birader demiyor, elini taşın altına koymuş, böyle gitmez diyor, bi bakıyorsun çarşıda nabız tutuyor, bi bakıyorsun elinde file, pazarda dolaşıyor, enflasyon yalanlarını ortaya çıkarıyor, rezilliklerini tek tek suratlarına vuruyor, ağır laflar sarf ediyor, öbür tırsak işadamlarına “Görün de
utanın”
diye örnek gösteriliyor, milleti savunuyor, işsizlerin hamisi, çalar saat gibi ahaliyi uyandırmaya çalışıyor, bildiğin kahraman.

*

Bi sabah uyanıyoruz ki...

Arkadaş tornistan.

*

Veya bürokrat, üniformalı olanından... Höt diyor, zöt diyor, oyarım demeye getiriyor, yüzünü ekşitiyor manşet, kaşını kaldırıyor sürmanşet, özü sözü bir, kodu mu canlı yayına oturtuluyor.

*

Bi sabah bakıyoruz ki...

Dut yemiş bülbüle dönüyor.

*

E kimse anlam veremiyor.

*

Halbuki, anlamı çok açık...

*

Mesele, Deniz Baykal’ın meselesi değildir... Silivri’ye gönderilemediği için evine gönderilen Baykal, bu “manevi suikast”la susturulursa, konuşacak kimse bulamazsınız bu memlekette.

Yazarın Tüm Yazıları