Camide içki içtiler mi diye soruldu.
Müezzin “görmedim” dedi.
Müftülük tarafından sorgulandı.
Müezzin “görmedim” dedi.
MHP heyeti tarafından sorgulandı.
Müezzin “görmedim” dedi.
Polis tarafından sorgulandı.
Yahudi diyasporasından “üstün cesaret madalyası” alan, hem de iki defa alan, diyaspora kahramanı kimdir?
a, Memet Ali Alabora
b, duran adam
c, Ethem Sarısülük
d, kırmızılı kadın
*
Mayınları temizleticez ayağıyla, Suriye sınırını boydan boya Yahudi diyasporasına hibe etmeye kalkan kimdir?
110 gün önce başlamıştı.
**
Bu 110 günde...
**
Apo, ulusa sesleniş konuşması yaptı, Kürdistan’ı ilan etti. Gazilerimiz, akil adamların kafasına protez bacak fırlattı. AKP genel merkezine law silahıyla saldırıldı. Diyanet İşleri Başkanı, açık açık gâvur diyemedi, “İzmir’in farklı bir dindarlığı var” dedi. Afrika’da üretilen GDO’lu pirinçlerin Türkiye’ye kakalandığı ortaya çıktı. TC’yi kaldırdılar. Emek Sineması’nı yıktılar. Fazıl Say’ı hapse mahkûm ettiler. Kanser hastası üniversiteli kız “ilaçları bulamıyoruz” dedi, Toki Bakanımız cebine para sıkıştırdı, “sakın düşürme” diye tembihledi, kızcağız “ben dilenci değilim, eliniz cebinize değil, vicdanınıza gitsin” dedi. Adana Otistik Çocuklar Eğitim Derneği Başkanı, otistik çocukların ateist olduğunu izah etti. AKP genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Şahin “okullara Kuran dersi koyduk, çünkü insan malzememiz bozuldu” dedi. Murat Karayılan, Kandil’de basın toplantısı yaptı, bizim basın kuyruğa girdi. AKP milletvekili Zeyid Aslan, CHP milletvekili Kamer Genç’e “senin a..ına koyarım, o..spu çocuğu, senin ananı s...rim” diye bağırdı. Tayyip Erdoğan “milli içkimiz ayran” dedi, “iki ayyaş” dedi, içki satışına sınırlama getirildi. THY’de hosteslerin kırmızı ruj sürmesi yasaklandı. 1 Mayıs’ta sıkıyönetim ilan edildi, Taksim’de harp çıktı, yüzlerce kişi yaralandı, 17 yaşındaki lise öğrencisi Dilan’ı kafasından biber gazı kapsülüyle vurdular, beyin ameliyatı geçirdi, İstanbul Valisi “marjinaldir, radikal mensuptur” dedi, Dilan’ı hastaneden kovdular. Iğdır’da mayın patladı, 2 asker şehit oldu. Sınırdan zorla Türkiye’ye girmek isteyen Suriyeliler ateş açtı, 1 polis şehit oldu. Olimpiyatta altın madalya kazanan Aslı Çakır Alptekin’in dopingli olduğu ortaya çıktı. Reyhanlı havaya uçtu, 52 vatandaşımız hayatını kaybetti. Suriye sınırında F-16 düştü, pilotumuz şehit oldu. Beşiktaş tribününde demir copla adam dövdüler. Galatasaray taraftarı, Fenerbahçe taraftarını bıçaklayarak öldürdü. Fenerbahçe taraftarı, Galatasaraylı Drogba’ya “muz” salladı. Show TV’ye el kondu, Lig TV’ye el kondu, Marcus Merk bile kamulaştırıldı! Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs törenlerine katılmadı, Obama’ya gitti. Emine hanım’a “Diktatörlüğün Psikolojisi” isimli kitap hediye edildi. Hatay’da mazot kaçakçılarına baskın yapıldı, herifler depoyu havaya uçurdu, 9 kişi öldü. Kapadokya’da balonlar çarpıştı, turistler öldü. Hürrem Sultan Almanya’ya kaçtı. Eski OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu, intihar etti. Kılıçdaroğlu’nun makam aracı, beton mikserinden kurtulayım derken kaza yaptı, beton mikserinin 33 yaşındaki şoförü ehliyetsiz çıktı. Üçüncü Boğaz köprüsüne “Yavuz Sultan Selim” adı verildi, Osmanlı hanedanının mensupları bile “hakikaten Alevilere ayıp oldu, keşke Kanuni filan koysalardı” dedi. Karabük Üniversitesi, padişah Abdülhamid’e onursal doktora verdi. Gezi Parkı direnişi başladı. Çadırları tutuşturdular, ülkede yangın çıktı. Çapulcu dediler. 1’i polis 4 kişi öldü. Ethem’i kafasından mermiyle vurdular, vuran polisi serbest bıraktılar. 8 bin kişi yaralandı. 11 kişi gözünü kaybetti. 1 kişinin dalağı alındı. 59 kişinin hayati tehlikesi sürüyor. Avukatları gözaltına aldılar. Duran adam’ı durduğu için gözaltına aldılar. Televizyonda bunları göstermek yerine “penguen” gösterdiler. Piyano tutukladılar. Divan Oteli’ni hücreevi ilan ettiler. Yabancı öğrencileri casus diye içeri tıktılar. Camide içki içildiğini görmedim diyen, yalan söyleyemem diyen müezzini terörle mücadele şubesinde 6 saat sorguladılar. Polat Alemdar “bize nazar değdi” dedi. Tayyip Erdoğan, 2 milyar 800 milyon ağaç diktiğini söyledi. Eski YÖK Başkanı Profesör Kemal Gürüz hapishanede intihara kalkıştı, bileklerini kesti. Hasdal’daki subaylar açlık grevi başlattı. Fenerbahçe ve Beşiktaş, Avrupa’dan men edildi. Tayyip Erdoğan “Akdeniz, White Sea olarak adlandırılır” dedi. Gezi parkı direnişçilerine “vatan hainleri yaptığınız eylemi si...yim, Ermenilere bıraktınız meydanı, Allah belanızı versin” diyen güreşçiye, milli takımın bayrağı taşıtıldı. Akdeniz Oyunları boyunca 16 sporcumuz dopingli yakalandı. Dolar patladı. Jandarma asayiş komutanıyla, kolordu komutanını taşıyan helikoptere ateş açıldı, “barış süreci”nden zor kaçtılar! PKK polis teşkilatı kurdu, Cizre’de diploma töreni yaptı. Lice’de arbede çıktı, köylüler karakol inşaatını bastı, 1 kişi öldü.
**
Hilmi Cem’in şahsında ünlüleri-gönüllüleri kutlarım ama... Aslında, Panama’ya adaya gidenler yırttı.
Bugün sona eriyor.
*
Ev sahibi Mersin’di.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li olduğu için, açılış töreninde konuşturulmadı.
*
Başbakanımız yuhalanmasın diye, yandaş tribün oluşturulduğu... Açılış töreni biletlerinin el altından AKP teşkilatlarına dağıtıldığı iddia edildi. Güya internetten satılacaktı, satışa çıkmadan tükendi. Mersin halkı bilet bulamazken, başka şehirlerden otobüslerle seyirci taşındı.
*
Ethem’i alnından vurup öldürdüler. Vuran polisi serbest bıraktılar. Rahmetlinin arkasından iftira atmaya çekinmediler, Türk bayrağı yaktı dediler. Yalan olduğu ortaya çıktı. Bu sefer, siperde, kum çuvallarının önünde dururken fotoğrafını yayınladılar, “işte terör kamplarında çekilmiş fotoğrafı” dediler. Halbuki... Utanmadan terörist dedikleri Ethem, kaynakçıydı, geçen sene Tekeli Tabur Komutanlığı’nın inşaatlarında çalışmıştı. Devlet büyüklerimizin çocukları askerliğini bedelli yaparken, Ethem askerliğini Hakkâri Şemdinli’de yapmıştı. Bölgeyi gayet iyi bildiği için oradaki karakol inşaatlarına gönüllü gitmişti. Sanki gizlice ele geçirilmiş gibi yayınladıkları hatıra fotoğrafı da, zaten Ethem’in bizzat kendi Facebook sayfasındaydı.
Haziran 2010.
Sayın Başbakanımız, Hakkâri Şemdinli’ye gitmiş, sınır boyundaki mevzileri gezmişti. Uzaktan mıhlamasınlar diye, kum çuvallarının arkasında çömelerek oturmuştu. Davos’taki superman, Hakkâri’de siper’man olmuştu. Güya memlekete moral vermek için yapılan ziyaretin, moral bozucu fotoğrafıydı. Bir zamanlar elimizi kolumuzu sallaya sallaya girdiğimiz Irak topraklarına, anca kum çuvallarının arkasından çömelerek bakabiliyorduk. Ve, Başbakanın çömeldiği o siper, Tekeli Tabur Komutanlığı’na aitti.
Ethem’in “ayakta durduğu” yer...
Başbakanımızın “çömeldiği” yerdi.
- İçki içtiler mi?
- Görmedim.
2 saniye sürüyor bu diyalog.
*
Müezzini 6 saat sorguladılar!
*
- İçtiler mi?
(AB’ye üye ülkelerin Ankara büyükelçilerine iletilmesi ricasıyla.)
*
Sevgili David,
Sevgili Eberhard,
Sevgili Gianpaolo,
*
Duran’ı yakalar.
Vuran’ı salar bunlar.
*