1 Mayıs

1953’te Makedonya’da dünyaya geldi, Üsküp’te, henüz beş yaşındayken anavatana göçtüler, İzmir’e yerleştiler, Şemikler’e...

Haberin Devamı

Bizim göçmen muhiti Şemikler’e git, İsveç’e geldim zannedersin, hemen herkes sarışın, beyaz tenli, renkli gözlüdür. O da öyle, çakmak çakmak bakar. Babası Karşıyaka orman işletmede memur olarak iş bulmuştu ama, oradan oraya göçüp yeniden hayat kurmak kolay değildi. Dar gelirliydiler. Şemikler ortaokulunu bitirdi, aile bütçesine katkı için çalışmak zorundaydı, liseye devam etmedi, edemedi, 14 yaşında çalışmaya başladı, tekstil atölyelerinde çıraklık yaptı 18’ine kadar, askerliğini bitirdi geldi, âşıktı, evlendi. İki kızı var. Ruhundaki engin özgürlük duygusunu yansıttı kızlarına, birine Deniz, birine Derya adını verdi. İkisine de üniversite okuttu, biri anaokulu öğretmeni, biri beden eğitimi öğretmeni oldu. Derya henüz bekâr, Deniz’den torunu var. Askerden dönünce ESHOT’a girdi, nedir derseniz, İstanbul İETT’nin İzmir versiyonudur, otobüs troleybüs falan... Lastikhanede presçiydi, o nedenle bugün bile hâlâ “Lastikçi Kani” derler ona.

*

Kani Beko.
DİSK Başkanı.

*

Kendisinden bahsederken, DİSK Başkanı sıfatından önce, gururla “Lastikçi” sıfatını kullanır. Koltuk asalağı teorisyen denyolardan değildir, harbi işçidir.

*

Soyadına bakınca, Koç grubu sponsor olmuş gibi görünüyor ama... Günümüz Türkçesinde kullanılmayan “bek” kelimesi, Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde de vardır, halk ağzında “sert, sağlam” anlamına gelir. Seneler içinde yuvarlanıp, Beko olmuş. Soyadının kaynağı dedesi... Rahmetli, sert, sağlam, pehlivanmış.

*

Lastikçi’ye dönersek... Örgütçü, mücadeleci, lider karaktere sahip; henüz 19 yaşındayken, dernek başkanıydı, Karşıyaka Kültür Dayanışma Derneği Başkanı, 21 yaşındayken sendikacıydı. Memleket 12 Eylül’e yaklaşırken tutuklandı, üç ay yattı. Kariyerinin sıçrama noktası 1989’du, dönemin İzmir belediyesi kurumsallaşıyoruz ayağıyla, taşeron sistemine geçti, 1700 sözleşmeli işçiyi kapının önüne koydu, 400 yürekli işçi boyun eğmedi, teslim olmadı, seslerini duyurmak için İzmir’den Ankara’ya çıplak ayakla yürüyüşe geçti, başı çekenler arasında elbette Lastikçi Kani de vardı, başardılar, yürüyüş zaferle sonuçlandı, İzmir belediyesi geri adım attı, işten atılanlar kadrolu olarak işe yerleştirildiler.

*

Dedim ya, maddi imkânsızlık nedeniyle yüksek tahsil yapma imkânı olmamıştı. Ama, kelimenin tam manasıyla hayat üniversitesi mezunu... Sürekli okudu, araştırdı, hiçbir sendikal semineri kaçırmadı, kendini yetiştirdi.

*

Tek örnek vereyim... Bu topraklarda ilk 1 Mayıs, taa 1905’te, amele pazarı kurulan, İzmir Basmane Altınpark’ta, ulu çınar ağacının altında kutlanmıştı. Niye İzmir derseniz? Levanten kültürü ve etkin yerel basını nedeniyle, bu tür mevzulardan en önce İzmir’in haberi oluyordu. Niye Basmane derseniz? O senelerde, liman, tabakhane, buz, havagazı, tütün, yağ fabrikalarında çalışan işçiler, Basmane civarında oturuyordu; amele pazarı nedeniyle, etraf iş bekleyenlerin vakit geçirdiği kıraathanelerle doluydu. Lastikçi Kani, pek çok akademisyenin bile bilmediği bu tarihi detayları okudu, araştırdı, taa 107 sene sonra, 2012’de, aynı yerde toplantı düzenledi, o ilk 1 Mayıs’ın emekçilerini andı.

*

Lastikçi Kani...
Akil sendikacılara benzemez yani.

*

İnsanlara “gözüm” diye hitap eder.
Övünmek gibi olmasın...
Sadece zeybek oynarken diz çöker!

Yazarın Tüm Yazıları