Duyduk duymadık demeyin, biz de bugünden itibaren Sirkstar Yarışması’nı başlatıyoruz. Ey keşfedilmeyi bekleyen 16-50 yaş arasındaki sirk yıldızı adayları!..
Hepinizin gözü aydın!.. Ne duruyorsunuz, alın terbiye ettiğiniz hayvanınızı yanınıza, koşun Medrano Sirki’ne. Trapezciler, akrobatlar, jonglörler, Medrano sizi de kadrosuna almaya hazır. Merak etmeyin, hepiniz kendinizi göstereceksiniz, Medrano 6 Ağustos’a kadar İstanbul’da.
Medrano’ya gittiğinizde sempatik genel müdürü Bay Giovanni’yi soracaksınız. Onun asıl adı Coda Prim Pietro’dur, çok iyi Türkçe bilir, guatr ameliyatında ses telleri tahrip olduğu için kısık sesle konuşur. Günün hangi saatinde giderseniz gidin oradadır ama, siz yine de 10.30-18.00 arasını tercih edin. Yanındaki esmer Türk’ün adı Muharrem Becel’dir, sinyor Coda’ya ‘Giovanni ağabey’ diye hitap eder. 37 yıldır Avrupa’da sirklerde çalışan Fatihli Muharrem’in en büyük dileği minik oğlu Batuhan’ı trapez yıldızı yapmaktır.
Picasso’ya ‘Kırmızı Dönem’ini başlatan Medrano Sirki’nin genel müdürü, ortağı Sinyor Pietro neşeli, canlı ve heyecanlı bir İtalyan yörüğü. Yaşadığı karavan yürüyen bir saray gibi, deri koltuklu, televizyonlu modern salonundan mutfağına, klimasından çifte çamaşır makineli banyosuna, satenlerle bezeli yatak odasından gardıroplarına kadar her yer pırıl pırıl, tozdan kirden eser yok. Bayan Pietro’nun kendi elleriyle yaptığı enfes spagetti, kızarmış et ve salatanın tadı hálá damağımızda. Siz siz olun, tez elden sinyor Giovanni’yi bulup becerilerinizi gösterin.
Sirk insanı neden bir apartman dairesinde oturmaz, kaderi midir karavan içinde yaşamak...
- Sirk insanı sadece ve sadece karavanda yaşayabilir. Kendimden örnek vereyim, bugüne kadar ne benim, ne de çocuklarımın evi oldu, olmaz da. Memleketim Floransa’ya gittiğimde bu karavanımı bizim depoların önüne çekip keyfimizi süreriz. Bizde ev olmaz, evde duramayız, göçebeliğe alışmışız bir kere. Aramızdan bazıları ev aldı ama, kısa süre sonra yeniden karavanlarına döndüler. Bizim hayatımız aynı Çingenelerinki gibi, bir yerde sabit duramayız, mutlaka gezmeliyiz. Burada 7 büyük, konforlu karavanımız var, hepsinde aileler kalır. Bizde herkes her işi yapar, çadır kurulurken benim de demir direkleri taşıdığım olur. Arkadaşlarımız hem sirk sahnesinde numaralarını yapar, hem de TIR’larımızın şoförleridir, kadınlar dahil. Sirkte kimseye emretmeyiz, şöyle yapın demeyiz. Bizde uyuşturucu, içki olmaz, duyduğumuz anda işini keseriz. Sahneye çıkmadan önce içki içilir mi, imkansız, onu yapan hayatıyla oynar. Ayrıca kötü kadınları da barındırmayız, bizde huzur, neşe çok önemlidir.
Hayvanlar bizim çocuğumuzdur
Aslanlar kükrüyor, kaplanlar dik dik bakıyor, bokser’lar çığlık çığlığa, anakonda tıslıyor, midilli koşuşturuyor... Gün boyunca gördük ki, hayvan terbiyecisi olmak için Hz. Eyüp sabrı gerek.
- Hayvan terbiyecisi hayvanına kendi çocuklarından daha iyi bakar, onun sayesinde ekmek yiyor. 24 saat boyunca gözü, kulağı onlarda olur. Sirklerde hayvanlara eziyet edildiği, dayak atıldığı büyük bir yalan. Size bir şey daha söyleyeyim, bizde çalışan hayvan satılmaz, ölene kadar onunla yaşarsın, o sana ekmek vermiş. Terbiye edilemeyecek hayvan yoktur ama, mesela orangutanla kimse uğraşmaz, o kadar tembeldir yani. Eskiden fil terbiyecileri ucunda kanca olan demir kullanırdı, tepkilere yol açtığı için kaldırıldı. Kırbaç bugün sadece hayvanları orkestra şefi gibi yönetmek için kullanılıyor, asla hayvanlara vurmak yok. Mesela atlar kırbaçlar havada olunca dümdüz gidiyor, yere inince öne eğiliyor. Terbiyeci hayvanını eğitirken elindeki çıtanın ucuna küçük bir kuşbaşı et takar. Hayvan o ödülü almak için terbiyecisinin dediğini yapar.
- En akıllı hayvan attır, ondan sonra fil gelir. Fil gerçekten çok kincidir, kendisine yapılan bir şeyi ömrünün sonuna kadar unutmaz. Fillerin bir özelliği de depremi en az 15 dakika öncesinden hissetmeleri. Ben buna Barcelona’dan Palermo’ya, İstanbul’a kadar defalarca tanık oldum. Mesela büyük Gölcük depreminde Tarabya’da gösterideydik, bunları aynen yaşadık. Deprem olacağını hissettikleri an hep bir ağızdan yüksek sesle bağırıp huysuzlanıyorlar.
Yılan ve timsaha her şey yaptırılır
Giovanni Bey, çadırın ortasında elinde tuttuğu koca yılanı boynuma sarmaya çabalıyor.
- Sirklerde gösteriye çıkarılacak yılanlar genelde zehirsiz olanlardan seçilir, piton, boa gibi. Terbiyeciler yılanlarını yumurtadan evlerinde doğurtur, onunla beraber büyür. Dolayısıyla sahibine itaat eder, aslında yılan tıpkı timsah gibi aptal bir hayvandır. Onlara her istediğinizi yaptırabilirsiniz. Yılancı yılanını havaya kaldırır, boynuna sarar, yalnız görüntü. Yılanın vücudu sarma gösterisi ortalama 2 dakika sürer, vücudunda sıcaklık hissettiği an yılanı çözer. Aksi halde ne kadar terbiye edilmiş olursa olsun yılancıyı komple sarıp öldürebilir. Yılanlar, tropikal hayvan oldukları için sıcak yerleri severler, soğukta kıpırdamazlar. Yılanlar fare yer, onun için bol miktarda beyaz kobay farelerinden alıyoruz.
İstanbul seyircisiyle Konya seyircisi aynı
Bakalım Türk sirk seyircisi AB’ye girmeye hazır mı, ister misiniz onlar için de bir uyum programı gerekli olsun.
- Türk seyircisi ile Avrupa seyircisinin beğenileri arasında büyük farklar var. Türkiye’de yerleşik sirk olmadığı için genel anlamda bir sirk anlayışı yok. Mesela buraya modern bir sirk getirsem seyirciniz beğenmez, hiç iş yapamam. Türkiye’ye 37 senedir gidip geliyorum, bugünkü Türk seyircisi de yine heyecandan hoşlanıyor, bayılıyor. Bizim İtalyanlar ise bıkmış sirkten, hepimizin ortadan kalkmasını istiyor. İstanbul seyircisiyle Bozüyük, Konya, Antalya, İzmir veya Diyarbakır seyircisi aynı, hepsi hayvanların gösterisini dikkatle izliyor. İtalyan hükümeti mevcut 32 sirke her yıl toplam 15 milyon dolar maddi yardımda bulunur. Bizim Medrano’nun bundan aldığı pay 1 milyon dolara yakın. Medrano’da toplam 200 kişi çalışıyor, 18 fil, 20 kaplan, 200 at, 4 zürafa, 2 gergedan, 30 deve, 50 köpek var.
Şempanze ve kutup ayısı çalıştırmayız
Sirkten bir hayvan kaçtığı zaman kimse paniğe kapılmamalı, çünkü o mutlaka kafesine geri döner.
Şempanze ve beyaz kutup ayılarını sirklerde çalıştırmamak için devletle aramızda bir anlaşma var.
Seyirciler en çok kedi ve köpeklere dikkat ediyor. Çünkü çoğunun evinde bunlar var, bizimkilere bakıp kendi hayvanlarının da bunları yapıp yapamayacağını düşünüyorlar.
Süsoy trapezci
Medrano Sirki’nin Müdürü Giovanni, arkadaşımız Yener Süsoy’u ne yapıp edip trapezin üzerine çıkardı. Bay Giovanni’nin belirttiğine göre 40’ından sonra trapez yapmak, emniyet ağına ve kemerine rağmen son derece riskli.