Türkiye'nin ilk kadın boksörü, Avrupa ve Dünya Şampiyonu Nurhayat Hiçyakmaz, dobra dobra bir genç kız. Sözünü hiç esirgemiyor ve kadın-erkek ayrımı yapmıyor.
Hele kendini ‘‘üstün’’ sanıp kadınlara eziyet eden erkeklere hiç dayanamıyor. Bu konuda hayli ‘‘vukuat’’ı var. Şampiyon, Yener Süsoy'a başından geçen sarkıntılık olaylarını da anlattı.
Mahallede erkek kardeşime horozlananı ben döverdim
Ne yalan söyleyeyim ben boks denen vahşi sporu erkeğe bile yakıştıramıyorum, nerede kaldı ki kadına...
- Babam ilk çocuğu kız olunca ikincisi erkek olur diye beklemiş, ama ben onun bu hayallerini yıkmışım. Bu yüzden erkek gibi yetiştim Yener ağabey, mesela hiç evcilik oynamadım. Mahallede erkek çocuklarla top oynardım, bilye oynardım. Ben bir yaş küçük erkek kardeşime horozlananları hep döverdim, bana zaten kimse bir şey söyleyemezdi. Vallahi bütün mahalle benden korkardı. 1992'de tekvando ile spora başladım, sonra milli takım kamplarına katıldım. O sıralarda kickbox sporu da Türkiye'de yeni tanınmaya başlıyordu. Adana Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne müracaat edip zar zor lisans çıkardım. Türkiye'de 1997'de yapılan ilk Türkiye Bayanlar Kickboxing Şampiyonası'nda 55 kiloda şampiyon oldum, milli takıma girdim. Daha sonra başta Almanya, Hollanda olmak üzere yurtdışından gelen davetleri kabul edip kendi imkanlarımla çeşitli ülkelere gidip maçlar yaptım, hepsinde galip geldim.
1998 de ilk Türkiye Bayanlar Boks Şampiyonası'nda 54 kiloda şampiyon oldum. Yener ağabey, boks kadına neden yakışmasın? Sizin kilonuzda, sizin gibi normal bir bayanla maç yapıyorsunuz. Boks çok zeká isteyen, satranç benzeri bir spor. Tehlikeli sporlar arasında 14. sırada, ayrıca 2004'den itibaren de olimpiyatlara giriyor. Boksta asıl mesele yumruk almadan yumruk atabilmek. Antrenmanlarda hep erkeklerle dövüştüğüm için çok iyi biliyorum, anatomik olarak kadından daha güçlü ama, her erkek her kadını dövemez. Ya da her erkek güçlüdür diye genel bir kural yok, bunu net söylüyorum. Kadın her türlü acıya çok daha dayanıklı, sadece doğum sancısını düşünmek bile bunu doğrulamaya yeter. Erkek ise bir tüyü çekildiğinde bile acıdan feryat eder. Bunları Türkiye'nin ilk kadın boksörü ve kickbox'çısı olarak iddia ediyorum. Allah'a şükür bugüne kadar ne burnum kırıldı, ne kaşım düştü.
Kocam adam olsun canımı yesin, yoksa onun canını alırım
Yakışıklı genç hemcinslerim, eğri oturup doğru konuşun, Nurhayat gibi bir sevgiliniz, nişanlınız, eşiniz olmasını ister misiniz?..
- Şimdiye kadar duygusal anlamda bir erkek arkadaşım olmadı sayılır. Hiç aşık olmadım ama, herhalde çok güzel, çok değerli bir şeydir. Aşk dünyanın en derin acısıyla en derin mutluğundan yaratılmış olmalı. Kavuşunca aşk olmazmış, kavuşulmayan sevgiler aşkmış, bilmem hangisi doğru? Erkekler benden korkuyor nedense, bu gidişle koca bulma ihtimalim çok. Kocam adam gibi adam olsun, canımı yesin, yoksa canını alırım onun. Türkiye'de kadınlar hep eziliyor, aç televizyonları, gazeteleri gör hallerini. Şiddet yanlısı biri değilim ama, hak eden insana hak ettiği yerde hak ettiği şeyi yaparım.
Kendim silahım niye silah taşıyayım ki?
Dünyada hayranlık duyduğum tek boksör Mike Tyson, bu yüzden Rotweiller cinsi muhteşem köpeğime Tyson adını koydum. Onunla ringde karşı karşıya gelsem herhalde rüzgarından uçarım ama, olsun.
Van Damme gerçek bir sporcu değil, o dövüşleri beyazperdede rol gereği canlandırıyor. Eski bir balet olduğu için gösterilerinde başarılı oluyor ama, sporcu kişiliği filan yok.
Silahlara çok büyük merakım var ama, bugüne kadar hiç taşımadım. Kendim silahım zaten, silaha ne ihtiyacım olur ki?
Maç öncesi dua okurum, uğuruna inandığım body'mi giyerim. Beyaz şortumun da bana uğur getirdiğine inanırım. Nazara karşı içinde cıva olan minik bir cam şişeyi de yanımdan ayırmam.
Gece otobüste saçıma uzanınca tepem attı
- Bir keresinde de Türkiye şampiyonası için annemle beraber Adana'dan Eskişehir'e gece otobüsüyle gidiyoruz. Annem yan koltukta, ben iki koltuğu uzanmışım. Gece baktım saçlarıma doğru bir el uzanıyor, birden ürperip kalktım. Arkamdaki koltukta oturan bir adam bu sefer yanaklarımı da okşamaya kalkıştı. O sinirle bir tuttum adamı, bir çaktım, anında otobüs durdu. Adamı ilk petrol istasyonunda valizleriyle beraber dışarı attılar. Haksız mıyım be ağabey, elim kolum bağlı öylece dursa mıydım?
Maydanozcu sarkıntılık edince karakolluk oldum
- Evvelki sene Adana'da evimizin önünde annem, ablam ve ben yolda yürüyoruz. Bizim evin altındaki marketin önünde arabaya yaslanmış yaşlı bir adam bize el sallıyor. Ben adamı tanımıyorum. Biz yürürken baktım adam arabasıyla bizi takip edip el sallamaya devam ediyor. Bize eliyle değişik parti işaretleri falan yapıyor. Bu yetmezmiş gibi yanımıza yaklaşıp bana ‘‘Gel seninle tanışalım, görüşelim’’ demesin mi? Açık olan cama yaklaşıp ‘‘Madem tanışmak istiyorsun, in arabadan insan gibi konuşalım’’ dedim. Hem inmedi, hem terbiyesiz sözler söylemeye başladı. Kravatından tutup camdan çektim az kalsın boğulacaktı, sonra Allah ne verdiyse. Bir anda burnu patladı, yüzü kan gölüne döndü. Millet etrafımıza toplanmış bravo diyerek beni alkışlıyor. Derken polis geldi, karakola gittik, adamın çenesi falan her tarafı da kırılmış, beni mahkemeye verdi. Meğer arabada adam dövmek haneye tecavüze giriyormuş, birkaç duruşmadan sonra beraat ettim, olay kapandı.