Paylaş
Türk Hava Kurumu Genel Kurulu'nda, bir general şu sözleri söylüyor: ‘‘Bu kurumda müthiş yolsuzluklar yapılmaktadır. Bunlar, şunlar şunlar şunlardır. Bunların bir kısmını buldum ve ihbar ettim. Ne var ki her şey eskisi gibi kaldı. Bütün bu iddialarım doğru çıkmadığı takdirde herkesin huzurunda rütbelerimi sökerim.''
Bu sözler önemli sözlerdir ve şerefini her şeyin üstünde tutan bir meslekten, önemli bir insan tarafından söylenmişlerdir.
Ancak bu sözler, her nedense medyada hak ettikleri yeri bulmamışlardır. Demokratik ülkelerde kızılca kıyamet kopartacak bu sözler, Türkiye'de arka planda kalmaya mahkûm olmuşlardır.
Açıkça belirteyim ki, bizim tabu bilmediğimiz kişi ve kurumlar üzerinde bu tür sözlerin ellide biri bile söylense, ortalık en az bir hafta bunlarla çalkalanır ve muhataplarına olmadık çamurlar atılırdı.
Ancak bu sözler, yıllar yılı hepimizin aldatmaca bir kavgayı onun adına sürdürdüğümüz THK için söylendiğinden olacak, pek öyle ses çıkmadı.
Utandık mı; kimbilir?
* * *
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım.
Biz yıllar yılı THK yetkililerinin fişteklemeleri ve kendi şartlanmış kafalarımızla, ‘‘Kurban derileri THK'ya verilsin’’ diye yırtınmadık mı?
Biz yıllar yılı bu konuda, nerede ise İslami inançlara karşı katı bir kavga sürdürmedik mi?
Demek ki biz enayiler gibi aldatılmışız. Demek ki bu kurumda bir şeyler oluyormuş. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üst düzey bir generali, kürsüye çıkarak, bu kurum hakkında inanılmaz iddialarda bulunabiliyormuş.
Üstelik, bunlar doğru çıkmazsa rütbelerimi sökerim bile diyebiliyormuş.
Bir kurumu Ata'nın kurmuş olması yolsuzluğu önleyemiyor, bilakis kalkan olabiliyormuş.
Benim derdim ne THK, ne de başka bir kurumdur.
‘‘Efendim, bu deriler THK yerine camilere, kurslara, dini kuruluşlara gitseydi irtica hortlardı'' gibilerinden saçmalıklarla uğraşmaya da niyetim yok. Bu saçmalığı iddia edecek olanlar varsa, peşinen kabul ediyorum.
Benim derdim başkadır. Ben yolsuzluğun kapalı olan her kişi ve kurumun kanına işlemiş olduğunu iddia ediyorum. Ben, bir kurban derisi bile olsa, herhangi bir kuruma bir şeyler veren herkesin bu paraların nereye harcandığını bilmeye hakkı olduğuna inanıyorum.
Ancak böyle olursa, devlet devlet olur diyorum.
Bizde başta devlet olmak üzere tüm kamu kurumları tesettür altındadır ve bu yüzden aradığınız takdirde içlerinde her türlü yolsuzluğu ve hatta çeteyi bulmanız daima mümkündür.
* * *
İmdi; biz başörtüsü başta olmak üzere her türlü örtüye karşı çıktığımızı sanırız.
Yazık ki devletimiz, bırakınız başörtüsünü, tepeden tırnağa kara çarşafa bürünmüştür. Zırnık bilgi ve hesap vermez. Yolsuzluğa batar.
Başörtüsü bu örtünün yanında zemzemle yıkanmış kalır.
Biz asıl bu örtüyü kaldırmalıyız.
Paylaş