Efe'yi yiyip sonra da cip alacağım

Bu hafta bir haber okudum: Bir köpeğin küresel ısınmaya katkısı 4 çeker bir cip kadarmış. Daha doğrusu Yeni Zelandalı Robert ve Brenda Vale’in iddiası bu. Bir de kitap yazmışlar, ismi “Köpeği Yeme Zamanı: Sürdürülebilir Bir Yaşam İçin Gerçek Rehber.”

Haberin Devamı

Kitaba göre evcil hayvanların doğada bıraktığı karbon ayakizi, patileri ile orantısız. Orta boy bir köpek, Efe’nin ait olduğu beagle ırkı mesela, doğaya yılda 9 bin 600 kilometre sürülmüş bir Toyota Land Cruiser kadar çok hasar veriyormuş. Kediler ise bir Volkswagen Golf kadar.
Aslında kitabın ismine bakarsak, Efe’yi kızartıp, haşlayıp yememiz lazım. Yıllardır “Yerim seni” diye seviyoruz hayvanı, galiba gerçek olacak!
İneklerin zararı bitti, evdeki hayvanlarımıza sardırıyorlar şimdi de...
Bu kitabı yazanların ne kadar hayvansever olduğunu ve EQ (duygusal zeka) oranlarını merak ediyorum cidden. Evinde hayvan besleyenlerin, diğer insanlara kıyasla belirgin yüzdelerde daha az kalp hastası olduğunu, beyin kanamalarının, felçlerin azaldığını, kediyle büyüyen çocukların büyük yüzdeyle alerjilerden, özellikle de astımdan korunaklı olduğunu biliyorlar mı? Bütün bu medikal doneler bir yana, bir evcil hayvanın insan psikolojisi üzerindeki olumlu etkilerinden haberdarlar mı?
Neymiş, Efe bir cip kadar zararlıymış... Yemezler sayın Vale çifti! Çevreciyiz ama bu kadar da değil!

Haberin Devamı

Bizimkilerin kedi kapısıyla imtihanı

İnanın, Türk’ün ateşle imtihanından daha zorlu bir süreç yaşanıyor evde! Geçen hafta yazdığım ön çalışmayı takiben eve yakın birkaç petshop’a baktım. Hepsinde sadece dijital tasmayla birlikte kullanılan gayet pahalı kapılar vardı. Bizimkiler öyle bir azıyor ki, boyunlarında tasma falan kalmıyor, kapı için olanı iyice sakat geldi.
Bizim petshop Coşkun Bey’in “Sıradan kapı al, 60 liradan da fazla verme” önerisiyle kendimi zaman zaman gittiğim büyük petmarkette buldum. Gerçekten gayet zengin bir ürün gamı vardı. Teknolojiden uzak bir kapı istediğim için Ferplast’ta karar kıldım.
Ama sanırsınız ki eve çelik kapı yaptırıyoruz! Kediler için standart boy kedi kapısı 60 lira idi; kabul edilebilir bir fiyat. Bizim Muşka biraz tombik olduğu için bir büyüğüne gitti elim. En küçük köpekler için olan boymuş. Fiyatını sordum, görevli mırıldandı; vvzzmmzzyyyseksseennnn gibi bir şey çıktı ağzından. Duyamadım dedim, tekrarladı: “181 TL”. Ben de tekrarladım ama bağırarak, “181 TL mi!.. Delirmiş mi bunlar, öbüründen tek farkı 5-10 santim daha geniş olması, üç kat fiyat farkı olur mu” şeklindeki krizimden sonra tabii ki 60 liralığı aldım. İçimden de “Muşka’yı zayıflatırım daha iyi, mama parası da azalır hem” diye kendimi telkin ediyorum bir yandan.
İlk gün bir kere Muşka’yı ite kaka soktum, baktım geçiyor, tamam dedim, oldu bu iş. Ertesi sabah sevgilim görmüş, Karaçi de bir kere girip çıkmış. Fakat kapının sirkülasyonu bundan sonra durdu. Dün gece niye hoşlanmadıklarını buldum! Kapının iki yanında mıknatıslı şeritler var, kapı tam ortaya geldiğinde zınk diye duruyor, yaylanmıyor. Rüzgârla açılmasın diye konmuş mantıklı bir çözüm aslında. Ama bizimkiler serbest yaylanan kapıya alışık ya... Oturdum mıknatısları söktüm gece gece.

Yazarın Tüm Yazıları