İletişim trafiğinin hareketli olacağı bir gün. Özellikle sabahın erken saatlerinde yaratıcı fikirler uyanacak.
Öğlene doğru duyguları değiştiren sürpriz durumlar ortaya çıkabilir. Fakat Satürn’ün uyumlu etkisi duyguların denetlenebileceğini işaret ediyor. Özgür ve çılgın fikirler ortaya çıkarken, geleneklerin dizginleyici etkisi farklı isteklerin açığa çıkmasına neden olacak. Olabileceklerin üzerindeki beklentiler yanılgılara neden olurken, aynı zamanda ilginç keşifler ortaya çıkıyor.
Düşünceleriniz değişirse duygularınız da değişir
Tanrım, her şey ne kadar kötü gidiyor. Zaten sorunlar bir kez başlamaya görsün, zincirleme sökün eder, ardı arkası kesilmez. Ne zaman bitecek bu sıkıntılar? Artık hayatımın akışını değiştirmek istiyorum, fakat ne yapacağımı bilemiyorum...
Son günlerde kiminle konuşsam ya da çevremde konuşulanlara kulak kabartsam hemen herkes bunları anlatıyor. Neredeyse "Nasılsın" demeye çekinir hale geldim. Ben de "Nasılsın, iyi misin" gibilerinden başlangıç cümlelerini dağarcığımdan kaldırmış bulunuyorum. "Ne var, ne yok veya ne haber" diye de sormuyorum. Çünkü, hemen dönüp "Haberler sende, yıldızlar ne diyor" deyiveriyorlar. En iyisi daha başka sözcükler bulmak. İyi de hal hatır etmenin başka bir Türkçesini ben bilmiyorum. Yeni kelimeler uyduracak halim de yok. Acaba Türk Dil Kurumu’na mı, danışsam? Onlar mutlaka hızlı bir çözüm üretirler.
İnsanların mutsuzluğunu gördükçe iyice tedirgin olmaya başladım. Sanki herkes söz birliği etmişçesine sıkılıyorlar. Sanki mutsuz olmak için kitlesel bir hareket varmış duygusuna kapılıyorum. "Ne dertleşebileceğin bir insan kaldı, ne de baktığın zaman huzur duyacağın bir dünya. İyi olan tek bir şey göster" diyorlar ve derinleştikçe derinleşiyorlar. Peki "Bu dünyanın içine kim etti" diye soruyorum. Uzaylılar mı gelip yaşanmaz hale getirdiler dünyamızı? Bu durumun sebebi ruhlar veya cinler mi? Yoksa, tanrının gazabına mı uğradık?
Tabii ki bunların hiçbiri değil. Şikayet edilecek durumun tek bir sorumlusu var, o da insan. Bu durumda sorunların sebebi biz olduğumuza göre düzeltecek olan da yine biziz.
Değiştiremez miyiz? Elbette değiştiririz. Bütün bunları nasıl yaptıysak, başka şeyleri de yapabiliriz. Yeter ki, yapabileceğimize inanalım. Öncelikle kendi içimize yönelerek, kendimiz için neler yapabileceğimizi gözden geçirelim. Sahip olduğumuz enerjiyi yıkıcı yönde kullanmak yerine yapıcı yönde kullanmayı öğrenelim.
Şimdiye kadar içimizden taşan bu enerjiyi, sonuçlarını düşünmeden hırs ve tutkularımızın hizmetinde kullandık. Ya da hiç kullanamadık ve enerjimiz içimizde büyüyerek bizi yaktı, hasta olduk.
Sahip olduğumuz hiçbir şeyden memnun olmadığımız gibi, hep karamsar düşüncelerimizin yarattığı karanlık duygularımızın içinde şimdi neredeyse boğuluyoruz. Böylesine olumsuz bir hal içinde olumsuz olayların fazlalaşmasına ve bütün tersliklerin üzerimize gelmesine neden oluyoruz. Halbuki, enerjimizi yapıcı ve olumlu yönde kullanabiliriz.
Başka açıdan düşünmeye başladığınız zaman, duygularınız değişir. Olayların başka boyutlarını algılamaya başlarsınız. Böylece içinde bulunduğunuz boyut değişir. Düşünceler çok önemli. Düşüncelerinizle yaşayacaklarınızı yeniden yaratabilirsiniz.