Paylaş
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yeni “kedili” logosu, tuhaf bir tartışma yarattı.
Ve logoyu (pardon kediyi), “küstah” bulanlar da oldu.
“Logonun altında buzağı aramak” kabilinden, “buluş”lar da eklendi itiraz kervanına...
Bir gazetede, Ankara’nın yeni logosunun “Cats Müzikali”nden apartıldığı bile yazıldı.
Müzikalin afişinde iki kedi gözü (ki afişteki kedinin gözbebeği çok farklıdır, çünkü dans eden insan figürleri yer alır) var diye, yeni logonun “çakma” olup olmadığı sorusu atıldı ortaya.
Atıldı da, bağışlayın bunlar “sade suya tirit” bir mutfak geleneği...
Büyükşehir’in logosundaki “kedi gözü” imgelemi, zaten tümüyle özgün, hiç rastlanmamış, ilk kez icatlanmış bir yaratım filan değil ki!
“Kedi gözü” (s)imgesinden yararlanılarak tasarlanan bir logo.
Eskiden başta kuş serisi olmak üzere hemen her otomobilin arkasına, dolmuşun, minibüsün, otobüsün iç-dikiz aynasına yapıştırılırdı, benzer -kedi gözü- çıkartmalar.
Bazılarında, “Türkan Şoray gözü” versiyonu bile vardı...
Google’ın görsel arama ekranına “kedi gözü” yazın, bakın kaç tane geliyor aynısından, benzerinden.
Alayı çakma, o zaman!
* * *
Bir başka “zihni-sinir” buluş da, e-mail zincirlerinde dolaşıyor.
Yeni logonun versiyonlarından birisinin zemini beyaz, diğerinin zemini siyah. (Ki, ben en çok siyah zeminlisini sevdim)
Ortaya atılan soru, “Ankara Kedisi beyaz olmasına rağmen, zemin neden siyah?” meselesi...
Sorunun yorumu da, “siyah” rengin, Ankara’nın bir karabasana dönüştürülmeye çalışılmasının simgesi olması...
* * *
Başkan Melih Gökçek’in bu şehri; havasını, suyunu, trafiğini, meydanlarını, heykellerini, kavşaklarını, altını-üstünü, metrosunu, Hitit amblemini, sokak isimlerini, kent kimliğini, “karabasan”a/kaosa dönüştüren ya da dönüştürebilecek her girişimine karşı 16 yıldır yazdık/yazıyoruz.
“Tefrika” dense, yersiz olmaz.
Ama şu “kedi meselesi”, biraz komik olmuyor mu, sizce?
Paylaş