ANKARA bir süredir “trafikte olağanüstü hal (TOHAL)”e geçti.
TOHAL uygulamalarının bir bölümü gerçekten yerinde. Ama bazen ayarın kaçtığını düşünüyorum. Park Caddesi’ndeki çekicili-ekipli mevzilenmeler, hız ortalaması 70’e çıkarılsa da Eskişehir, Gölbaşı Yolu gibi düz, çok şeritli yollarda hala gerçekçi olmayan düzenlemeler derken... En uç örneği “1. Başkent Rallisi”nde yaşadık. Ralliyi Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu ve Başkent Otomobil Off Road Kulübü düzenledi. Gerekli izinleri aldılar. Pilotların bir bölümü de ralli için İstanbul’dan Ankara’ya geldi. Mesela 2009 Türkiye tırmanma şampiyonu Burak Nomer. Ankaralı’lar da ralliyi izlemek için günler öncesinden program yaptılar. Gerekli güvenlik önlemleri alındı ve Başkent Rallisi trafiğe kapalı pistte saat 10.00’da start aldı. Yirmi dakika geçmedi, polis ralliyi durdurdu. Ardından da araçları tek tek kontrole başladı: “Ehliyet, ruhsat lütfen...” Ardından bazı araçlarda ruhsat olmadığı gerekçesiyle yarış iptal edildi. Sürücülere ceza kesilirken, modifiyeli otomobillerden bazıları parka çekildi. * * * İzinli etkinliğe katılan pilotların uluslararası belgeleri var. Modifiyeli, yüksek maliyetli ralli araçları zaten trafiğe çıkmıyor. Etkkinliğin alanı da trafiğe kapalı. Olayın da adı üstünde; “ralli”... Anlayamıyorum, ama şükrediyorum. Ya Formula 1 İstanbul yerine Ankara’da yapılsaydı. Önce pistin riskli yerlerine hız engelleyici kasisler koyardık belki. Yarış başlamadan bir alkol muayenesi. Sonra egzos emisyon pulu kontrolü. Kaza olduğunda da, “Maddi hasarlı kaza tespit tutanağı”... Allah bilir, kaskosu-sigortası bile yoktur F1 araçlarının. Şaka bir yana diyeceğim ama... Başkent Rallisi’nde yaşananlar, zaten bana şaka gibi geliyor.