Parklar da ölür

PEK bilinmeyen bir hikayedir.

Haberin Devamı

Belki şehir efsanesi.

Yetmişli yılların sonudur.

Kuğulu Park'ta Vedat Dalokay'ın Viyana'dan getirtiği dört kuğu vardır:

Viyana, Ankara, Ferhad, Şirin.

Dönemin yetkilileri Gençlik Parkı'nda da bir kuğu olsun isterler.

Dişi kuğulardan birisini, Ankara'yı Gençlik Parkı'na tayin ederler.

Viyana günlerce ağlar eşi Ankara'nın ardından.

Ve bir gün aniden havalanır.

Uçar Meclis'in üstünden Ulus Meydanı'na doğru.

Karlı bir kış günü, Fellini'nin Amarcord filmindeki tavuskuşu gibi konar Gençlik Parkı'na.

Kavuşur Ankara'sına...

* * *

Gençlik Parkı hikayelerin, aşkların, şiirlerin mekanıydı eskiden.

Ve kürek, yelken, yüzme (evet yüzme) yarışmalarının da yapıldığı bir mekan.

Ulus Gazetesi'nin 29 Haziran 1944'deki manşetini bilen yoktur pek:

Haberin Devamı

"Gençlik Parkı Yüzme Havuzu halka açılıyor".

Salkımsöğüt, Japon Ayvası, kırmızı yapraklı erik, erguvan, taflan gibi onlarca tür, 80 bin fidanla yeşillendirilmiş dev bir "bahçe"ydi aynı zamanda.

Söğütözü-AOÇ-Hipodrom-19 Mayıs ve Gençlik Parkı'nı bütünleştiren, yemyeşil bir 'doğa ve kültür hattı'nın parçasıydı.

Yani, öyle olacaktı.

* * *

Ya aile gazinoları?

Zeki Müren'in, Ajda Pekkan'ın, Emel Sayın'ın tüm assolistlerin sahne aldığı Lunapark Aile Gazinosu'nu hatırlamayan, orta yaşlı var mıdır Ankara'da?

Evden hazırlanan kuru köfteler, zeytinyağlı sarmalar, yumurtalar, börekler eşliğinde sabaha eren geceleri...

* * *

Daha bir kaç yıl önce.

Müslüm Gürses her yaz Gençlik Parkı'nda bir ay boyunca geceleri sahne alıyordu.

"Göl"ün yanındaki, "İçkili Aile Gazinosu"nda.

Şişesi 3 YTL'ye satılan, Akustik marka, üzerinde "İçilmez, sanatçı şampanyasıdır" yazılı şampanyayı patlatanın masasına oturur, öyle söylerdi şarkılarını.

O da artık yok.

Ölüm döşeğinde kaderine terk edilen Gençlik Parkı'na, yarın devam edeceğim.

Yazarın Tüm Yazıları