HAS tereyağlı, pirinci tane tane dökülen pilavı sevdim her zaman.
Sadece damak zevki olarak değil o “sade-pür” pilav, “az malzemeden mükemmel lezzetler çıkabilir”, “basit lezzet en zorudur” gibi aforizmaları kanıtladığı için de sevdim. Pilav “tek tabanca” bir mönü kalemi değildir bana göre. Pilav bir şeyin “yanında”, ama ustasından yapılmışsa yanındakiyle eşit bir lezzettir. Ankara tava, kurufasulye, nohut, nisbeten tazefasulye, et, tavuk ve pilav, mesela.... Ha, domateslisi, patlıcanlısı, safranlısı da iyi yapıldığında lezizdir de... Hepsi, pilavın başka çeşidi gelir bana. Pilava yoğurt (mazallah ketçap) döküp yemeyi, ancak öğrenci evinde mazur hatta şirin görebilirim. Ama temcit pilavını sevmem. Özellikle yazılarımda...
Fakat konu Büyükşehir’in uygulamaları ve Başkan Melih Gökçek olunca, temcitten tecrit edemiyorum kendimi... Misal “yepyeni Disneyland” projesi. Aslında “Hayvanatland”... Çünkü Başkan Gökçek, Disneyland’in AOÇ’den alınan alanda Hayvanat Bahçesi ile bütünleşeceğini açıkladı. Disneyland kadar Ankara’yı dolaşan proje var mıdır bilmiyorum. Yeri önce Eskişehir Yolu’ydu, sonra Kazan oldu, sonra yeniden Ballıkuyumcu... Hiçbiri olmadı. Şimdi geldik AOÇ’ye...
AOÇ’de yapılaşma getirecek bir projenin son derece tartışılır (ve yine yasayla yürütmesi durdurulabilir) yönü bir yana... On yedi yıldır asli görevi olan hayvan barınağını öteleyen Büyükşehir’in hayvanlara dair tek büyük icraatı geleneksel büyükşehir sirki oldu. Öte yandan dünya, sirklerin, hayvanat bahçelerinin doğal hayata müdahale, canlılara mahpushane, eziyethane filan olduğunu tartışıp, durmadan protesto ediyor. Biz şimdi en büyüğünü yapacağız. Üstelik içinden en büyük rollercoaster geçenini...
O “rollercoaester”ın ve diğer gürültülü dev oyuncakların her geçisinde, ona binen onlarca-binlerce insanın her çığlığında, neler olabileceğini hayal edebiliyor musunuz? Aletlerin komşusu yabani havyanları, her kıpırtıyı tehdit gören aslanı-kaplanı, her gölgeyi ölüm tehlikesi sayan ceylanı, koca gövdesiyle sese, harekete refleksi gümbürtülü olan fili... Alışıp da, “Bi tur da biz binelim” mi diyecekler? Başkan Gökçek, AOÇ’deki hayvanat bahçesinin “safari park” olacağını açıklamıştı eskiden. Bence bir de “paintball safari” yapalım, paintball tüfekleriyle orada fil mil avlayalım. Hem dünyada da ilk olur değil mi! Yarın devam edeceğim.