Mançolu zamanlar

"HALA bitirmediğim bir yarım şarkım kaldı

ömrümün sonbaharında

hala beni dinleyen bir avuç dostum kaldı"...

Haberin Devamı

Barış Manço böyle dese de, çok az sanatçının onun kadar vefalı ve çok seveni olmuştur.

 

Yaşama veda edeli 10 yıl oldu.

 

Ama hala anısını yaşatan sevgi puzzle'ı, TRT'de yaptığı "7'den 77'ye" programı gibidir.

 

Her yaştan ve her gruptan...

 

Ankara'da 1950'li yılların sonunda doğanların, Güneypark, Şato Yazar'daki okul çaylarından, Lunapark Aile Gazinosu'nda "ev yemekli" gecelerden, olmadı Atatürk Spor Salonu'ndaki konserden artakalan bir Manço hatırası vardır belleğinde.

 

Haberin Devamı

Gitmese de, kalmasa da...

 

Pek bilinmez, Ankaralı bir yönü daha vardır Manço'un.

 

Kırk yıl önce askerliğini Polatlı'da topçu asteğmen olarak yapmıştır.

 

Ve hemen sonrasındadır "Hey Koca Topçu"yu bestelemesi.

 

* * *

 

Belleğimdeki Manço kareleri geçiyor gözümün önünde.

 

Mesela 1970'li yılların HEY dergisinde, "elleriyle konuşan adam" fotoğrafları.

 

1990'lı yıllarda TRT 1'de Cem Karaca ile yaptığı "Uzun ince bir yoldayım" düeti.

 

Sonra 10 yıl önce 31 Ocak'ı 1 Şubat'a bağlayan gece geldi, "kol düğmelerinin ayrılma saati".

 

Kaç kuşak onun şarkılarını dinledi, söyledi.

 

Erkek modasında kol düğmeleri gitti-geldi, ama o "iki küçük kol düğmesi" hiç yitirilmedi.

 

“Simsiyah gecenin koynunda, kupkuru bir ağacın dalında yapayalnız kalanlar”, onun "dönence"sinde, "uzaklarda bir yerlerde güneşlerin doğduğunu, uzaklarda bir yerlerde bir şeylerin kök saldığını" düşündüler, koyu karanlığa rağmen.

Haberin Devamı

 

Isındılar...

 

Ve kışın eller cepte yürürken üşümedilerse, bıyıkaltı dökülen o ıslık sayesindedir:

 

"Hava ayaz mı ayaz ellerim ceplerimde

 

Bir türkü tutturmuşum duyuyorsun değil mi

 

Çalacak bir kapım yok mutluluğa hasretim

 

Artık sokaklar benim görüyorsun değil mi".

 

Yazarın Tüm Yazıları