Paylaş
Ardından bir adım at.
Tepki büyükse, sessizce dinmesini bekle.
Küllendir üzerini, askıya almış gibi yap.
Ve unuttur.
Zamanı gelince bildiğini oku.
* * *
Bu yöntemi artık nerede görsem tanırım.
Mesela AOÇ'deki 258 bin metrekare arazinin Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne, spor kulüplerine tahsisi meselesi.
Bedelsiz olarak ve 49 yıllığına...
Bu konudaki yasa teklifi, tam 5 yıl önce TBMM Başkanlığı'na sunuldu.
Ama tepkiler üzerine askıya alındı.
Beş yıl boyunca, ara ara yokladılar.
Ta ki, tepkiler yatışana/kentli alışana dek.
İnce ince...
Sonra operasyon tamamlandı.
Kırk dokuz yılda bakalım o arazi, neye dönüşecek?
* * *
AOÇ'de yıllar boyunca yaşadık.
102 bin dekardan, 33 bin dekara indi arazisi.
Üçte ikisi yitirildi.
AOÇ'yi tamamlayan "yeşil kama"nın parçası Söğütözü yok oldu.
Gençlik Parkı kapatıldı, unutturuldu.
Tüm tepkilere rağmen tarihi Tren Garı'nın önüne kavşak, alt geçit yapıldı.
Modern Çarşı'yı kentin tarihinden nasıl sildiler, hatırlayın verilen sözleri.
Ya Cumhuriyetin meydanları.
Kızılay, Tandoğan, Ulus, İstasyon, Opera, İtfaiye (Hergele), Zafer, Sıhhiye...
Küçültüldü, unutturuldu, yok edildi.
Güvenpark, Kuğulupark avuç içi kadar kaldı.
Heykeller hala sürgünde.
Yani, at adımını, tepki gelirse beklet, unuttur, sonra yık ya da değiştir.
* * *
Yöntem budur.
Ve bu yönteme dayalı strateji, sadece kente, kentin hafıza mekanlarına değil bizzat kent hafızasına karşı yürütülmektedir.
Benim, senin hafızana...
Paylaş