Paylaş
Dokunan, temas eden bir habercilik...
Çünkü "hemşehri", "komşu", "mahalleli"dir.
Hatta çoğu kez haberler, yazılar, sayfalar "aynı sokağın çocuğu"dur.
Bir manşet atarsınız, o gün "mahalle takımı"nın rozeti olur.
Bir fotoğraf basarsınız ilk sayfadan:
"Aa bizim Fahriye Abla..."
(İç) kıpırdatır.
* * *
Haber ailemize yeni katılımlar da öyledir hep.
Bugünden başlayarak, farklı, yepyeni bir yazarımız daha var artık sayfalarımızda.
Ferzane Zenan...
Tanıştığımızda, önce isminin anlamını merak ettik elbet.
Ama hem fırsat olmadı, hem yeri-zamanı değildi sanki günlük koşturmada.
Kolayından, "TDK Sözlük"ü tıkladık.
Farsça, "filozof kadınlar" anlamına geliyor.
Ki, yazılarıyla da, duruşuyla da müsemma...
* * *
Ferzane Zenan, "Fem'mekan" köşesinde her hafta Ankara'yı, Ankaralı kadınları, evleri, balkonları, sokakları, ofisleri, kafeleri yani "dünyayı" yazacak.
Bugünkü yazısı, özetle kadının "trafik hali", üstelik gece gece...
Ötesi iş çıkışında.
Yorgun-argın halini, dargın da kılan "cadde canavarı"nı yazıyor.
Eğer "canavar" "ayı"lır da okursa, iki kulağına küpe olsun...
Çekmesi, öğretmesi/belletmesi daha kolay olur.
* * *
Aynı sayfada, "Kadın hakları için daha çok aydınlık" kampanyamızın "ilk merhabası" da var.
O da gelecek günlerin habercisi...
Ve "İyi günde, kötü günde", Uçan Süpürge...
İçim(iz) kıpırdıyor.
Paylaş