DÜN Başbakan
Tayyip Erdoğan’ın son konuşmalarından hareketle, yerel seçimlerde halkın önüne çıkarmayı istedikleri adayın robot resmini oluşturmaya çalıştım.
Başbakan
Erdoğan "Nasıl bir başkan adayı?" sorusuna, aslında son konuşmalarıyla önemli, ayrıntılı bir portre çizerek karşılık veriyordu:
"
Partizanlık yapmayan. Aldatmayan. Çamur atmayan. Demokrasiye inanan. Milletin, kamuoyunun dediğine saygı duyan. Makam, servet, ün peşinde olmayan. Gerilim, kavga siyaseti yapmayan. Demokratik terbiyeye sahip adaylar."
Başbakan’ın yerel seçimde partisinin adaylarının üstüne uymasını istediği kılık-kıyafet bu.
Bugün aynı zihinsel
egzersizi CHP ve Genel Başkan
Deniz Baykal bağlamında yapmaya çalışacağım.
Ardından diğer partiler için de...
Kuruldan geçen değil gönülden geçen aday
Yerel seçim sürecinin henüz adayların isimlendirilmediği, hatta fısıldanmadığı bu aşamasında, liderlerin, partilerin görüşlerine özellikle başvurmak istemedim.
Çünkü
"Nasıl bir aday çıkaracaksınız? Adaylarınızda hangi koşulları arayacaksınız?" sorusuna bir
röportaj düzeninde verilen yanıtlar değil aradığım.
Kuşkusuz yerel seçim sürecinde partiler, adaylarında aradıkları özellikleri, halkın karşısına nasıl adaylarla çıkacaklarını, ayrıntılı ve kurumsal olarak açıklayacaklar.
Ankara Hürriyet de bu konuda onların görüşüne başvuracak.
Ama şu an liderlerin halkın önünde yaptıkları konuşmalarda, hatta satır aralarında vaat ettikleri
adaylık ilkelerini önemsiyorum.
Bir tür
erken analiz.Belki de partinin yetkili kurullarından
geçtikten sonra kamuoyuna açıklanan bir aday profilini değil,
gönülden geçen aday portrelerini arıyorum.
Ki yerel seçim sonucunda gönülden geçenleri, vaatleri ne kadar gerçekleştirebildiklerini de görelim.
En eğitimli ilçeye ilköğretim meclisi
CHP 2004 yerel seçimlerine Ankara Çankaya’daki
aday çekişmesiyle ile girdi.
Öyle ki
aday krizi Yüksek Seçim Kurulu’na aday listelerinin sunulacağı son güne kadar çözülemedi.
CHP ardından ilk ağır eleştiriyi belediye meclis üyeliklerine seçtiği
aday isimlerle aldı.
CHP’de 2004 yılında Çankaya Belediye Meclis üyelikleri
önseçimi kazanan 11 kişiden 8’i ilköğretim mezunuydu. (4’ü ilkokul, 4’ü ortaokul mezunu)
Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM, bakanlıklar, Genelkurmay, elçilikler, üst düzey bürokratları ile Türkiye’nin eğitim düzeyi en yüksek ilçelerinden birisi olan Çankaya’da İlçe Başkanlığı’nı da Belediye Temizlik İşlerinde şoförlük yapan
ortaokuldan terk bir isim yürütüyordu.
CHP şu günlerde Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kent amblemi oylamasında
parti kararları-disiplini dışında davranan iki meclis üyesine ne tür bir disiplin mekanizması işleteceğini düşünüyor.
Keçiören vakasının kuytu enstrümanı
Baykal, yerel seçim sürecindeki konuşmalarında, "inanç ayrımı, mezhep ayrımı, etnik kök, köken ayrımı yapmadan 70 milyonu kardeş bilen bir Türkiye" özlemini de duyurdu kamuoyuna.
Ancak CHP,
Baykal’ın önünde Merkez Yönetim Kurulu’nda, Genel Sekreter
Önder Sav ile Genel Başkan Yardımcısı
Eşref Erdem’in sözlü kavgasına da tanık oldu.
MYK üyesi
Fuat Çay’ın
Sav’ı, "Partiden Alevi ve Kürtleri tasfiye etmekle" suçlamasına da...
Keçiören’de geçenlerde zabıtaların bir büfeciyi dövmesi ile patlayan olayda benzer bir esinti hissedildi.
Sağdan soldan, "Alevi faktörü"nü kavganın kuytu enstrümanlarından birisi haline getirmeye çalışan cılız fısıltılar duyuldu.
Sokak değil insan odaklı
Baykal CHP’nin yerel seçim adayları konusunda 2004 yılında ayrıntılı bir portre çizmişti.
"Artık sokak belediyeciliğinden,
insan odaklı belediyeciliğe geçilmesi gerekiyor.
Kentli insanı üretme, sorunlarını çözme dönemi başladı. Esnafla el ele verin, gençlere sahip çıkın.
Güvenilir olun, dürüst belediyeciliğin milli takımı olun.
Zabıtalar arasında,
elinizde telsizle belediyecilik yapmayın. Halkın arasına girin.
CHP, siyaseti
günübirlik yapan bir parti değildir.
Belediyecilik ekip, takım işidir.
CHP sosyal demokrasinin gücü ve temel dayanağıdır. Bizim görevimiz, seçimlere en doğru adaylarla girmektir. Bireysel tanınmışlıklarla, şöhrete dayalı isimlerle politika yapma imkanı yoktur.
CHP’de
zorbalık ve
eşkıyalık olmaz."
Yerel seçimlerde aday profilleri henüz netleşmedi.
Ama yaptığım
"Erken Analiz"de,
Baykal’ın konuşmalarından istenen CHP adayının ilk karakalem portresi şöyle çizilebilir:
"Eğitimli.Sokak değil insan odaklı.
Kucaklayıcı.Günübirlik siyaset yapmayan.
Takım işi belediyeciliği hayata geçirebilen.
Zorba olmayan.
Sosyal demokrat."
Erken Analiz’i kulislerde yükselen şu fısıltıyla noktalamak olanaklı:
"CHP için yerel seçimler, demokrasi, parti içi demokrasi, demokratik yerel yönetimler açısından bir sınav niteliği taşıyacak."
Hatta bütünleme sınavı...